Tarasoff Vakası: Terapide İtiraf Edilen Bir Cinayet Planı

Kültür ve Sanat - 03 Mayıs, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.

03 Mayıs, 2021

Tarasoff Vakası: Terapide İtiraf Edilen Bir Cinayet Planı

Terapi sırasında danışanınızın birini öldürme planına şahit olan bir psikolojik danışman olsaydınız ne yapardınız? İlk kime bilgi verirdiniz? Polise haber verir miydiniz? Peki ya tehlikede olan kişiye haber verir miydiniz? Tüm bu soruların cevaplandığı yaşanmış bir hikayeyi okumak isteyenler içeriğime göz atabilir!

  Terapilerdeki gizlilik ilkesi şüphesiz en önemli etik ilkedir. Psikolojik danışman danışanın sırlarını 3. Kişilerle paylaşamaz. Danışan ve terapist arasında güven ilişkisi oluşturmak terapinin seyri için gereklidir. 1969’a kadar yalnızca danışanın kendisi ya da bir başkasına zarar verme ihtimali varsa yetkili kurumlara bildirmek gerekiyordu. Fakat Tarasoff vakasıyla birlikte hayati tehlikesi olan kişiye de haber vermek yasa olarak kabul edildi.

                                                                                                                                                                 Tarasoff Vakası: Terapide İtiraf Edilen Bir Cinayet Planı

Tatyania Tarasoff ve Prosenjit Poddar

  1969 yılında California Üniversitesi'nde yüksek lisans yapan Hindistanlı öğrenci Prosenjit Poddar, Tatyania Tarasoff adında genç bir kızla halk dansları sınıfında tanışır ve yakınlaşırlar. Tarasoff yeni yıl partisinde Poddar’ı öper ve bu öpücükten sonra Poddar, ciddi bir ilişki yaşadıklarına inanır. Daha sonra Tarasoff Poddar’a onunla ilgilenmediğini ve başka bir erkek arkadaşı olduğunu söyler. Poddar bunu kabullenemez ve Tarasoff’a takıntılı hale gelir. Onu okul çıkışlarında takip etmeye başlar. Hatta Tarasoff'la ara sıra toplantılar yapar ve onu neden sevmediğini keşfetmek için konuşmalarını gizlice kasete kaydeder. Sağlığını artık hiç önemsemeyen ve kendi kendine konuşmaya başlayan Poddar, ailesinin ve arkadaşlarının önerisiyle düzenli olarak üniversitenin psikolojik danışmanıyla görüşmeye başlar.

Bu görüşmeler sırasında, Poddar terapistine şu itirafta bulunur: Tarasoff’u öldürme arzusu. Psikolojik danışman bu tehditleri rapor eder ve süpervizyonuyla paylaşır. Paranoid şizofren tanısı konan Poddar, danışmanın kampüs polisine haber vermesiyle geçici olarak gözaltına alınır. Poddar, cinayeti işlemeyeceğine polisi ikna eder ve polise Tarasoff’un peşini bırakacağını söyler ve serbest bırakılır. Seanslara gelmeyi de bırakır.

 Takvim 27 Ekim 1969’u gösterdiğinde Poddar Tarasoff’u evine kadar takip eder ve  taşıdığı mutfak bıçağı ile bıçaklayarak öldürür.

  MAHKEME KARARI

  Bunun üzerine Tarasoff’un ailesi terapiste ve California Üniversitesi’ne dava açar. 1976’ya kadar süren mahkeme sürecinde Poddar dahil daha önceki hukuki süreçte Poddar’ı sorgulayan polisler ve Tarasoff’a haber vermeyen psikolojik danışman suçlu bulunur. Ancak jüriye yetersiz talimat verildiği gerekçesiyle mahkumiyet kararı bozulur ve Poddar Hindistan’a dönmesi şartıyla serbest bırakılır.

California Yüksek Mahkemesi şu kararı verir:

Bir terapist, danışanının ciddi bir şiddet tehlikesi taşıdığını belirlediğinde amaçlanan kurbanı bu tür bir tehlikeye karşı korumak için makul özeni gösterme yükümlülüğüne sahiptir.

Tarasoff yasası olarak bilinen bu yasa günümüzde hala geçerliliğini korumaktadır.

TÜRKİYE’DE TARASOFF YASASI

Madde 278’e göre;

 İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.