Mutlu Olmanın Tek Şartı: Unutmak

Yaşam Tarzı - 22 Şubat, 2021 - Okuma Süresi: 6 Dk.

22 Şubat, 2021

Mutlu Olmanın Tek Şartı: Unutmak
Kredi: The New York Times

Neden mutlu olamıyoruz? Neden geçmişte yaşadığımız olayları tecrübe edip yol çizmeyi tercih etmek yerine geçmişte yaşadığımız olayları aklımıza getirip yolumuz için setler kuruyoruz? Hadi buna cevap arayalım.

 

Hepimiz hayatımızda iyi olaylar kadar kötü olaylar da yaşarız. Kimi insanlar kötü olayları daha fazla yaşadıklarını ileri sürebilirler ama gerçekten o kişiler hayatlarına objektif bir şekilde bakıyor mudur sizce? Bizim için yapılan iyilkleri unutup, aklımıza bize yapılan kötü olayları kazarız ve yapılan iyiliklerin zaten olması gereken bir durum olduğunu ileri süreriz. İnsanlığın neredeyse bitmiş olduğu bu dönemde bize yapılan iyiliklere ''zaten olması gereken bir durum'' demek biraz kendimizi haklı göstermeye çalışmak olur bana kalırsa. Bunu böyle ele aldığımızda elimizde sadece karşı tarafın bize yapmış olduğu kötülükler kalır.

Bir olayı hem artısı ile hem de eksisi ile düşünmeyi tercih etmiyoruz, genellikle kendimizi haklı göstermeye çalışıyoruz. Bu iki insan arasında ilişki bittiğinde bile devam eden bir durum. Neden diye düşünürüz hep. Sorgularız ama herhangi iki insan arasındaki ilişki (iş, arkadaşlık, aşk vb.) bittiğinde sürekli bunu düşünmek her iki tarafa da haksızlık yapmak olur, çünkü düşündükçe konu derinleşir ve işin içinden çıkılmaz bir hal alır. İnsan unutmaz ise mutluğu elde edemez bu yükün altında ufalır. Nietzsche unutmak hakkında şöyle demiştir; ''En küçüğünde de en büyüğünde de mutluluğu mutluluk yapan tek bir şeydir: bu da unutabilmek, ya da daha bilgince bir anlatımla mutluluk sürdükçe tarih dışı duyumsayabilmek yeteneğidir.''. Mutluluğu elde etmek için unutmak gerekiyor ise unutmak için ne yapmalı? Bu durumda yapmamız gereken ise daha fazla düşünmemek, yeni uğraşlar içinde olmak ve unutmak olur. Peki ya unutmak o kadar kolay bir şey mi?

Hadi buna ilk önce unutmanın ne anlama geldiğini yanıtlayarak başlayalım. Unutmak hayatımızda daha önceden öğrendiklerimizin zamanla hafızamızdan belleğimizden silinmesi demektir. İnsan yeni bilgiler edindikçe hafızası eski bilgileri silmeye başlar ama aynı zamanda insan bir olayı sürekli pekiştirip düşündükçe o olayı unutması da epey zor olacaktır. Nietzsche ''Bu engelleme aygıtının (unutmanın) hasara uğramış ve işlemez olduğu bir insana hazımsızlık çeken birini andırır (sadece arındırmak ile kalmaz) hiçbir şeyi 'halledemez'...'' demiştir. Nietzsche'nin unutmayı aslında hayatımızın vazgeçilmez ve zorunda olduğumuzu gösteren bir durum olarak ele aldığını görürüz. Böyle bir durum ile karşılaşıldığında olabildiğince hatırlamamak amaçlı bir eylem içerisinde olmalıyız. Bu eylemin sizin merak ettiğiniz, kendinizi profesyonelleştirmek isteyeceğiniz ilginizin olduğu bir konuya yoğunlaşmanız olması eylemi hemen bırakmamanız için güzel bir seçenek olacaktır. 

Özellikle ilişkilerde, çoğu olay gibi başlarda hep zorlanırız ve üstesinden gelemeyeceğimizi düşünürüz. Kendimizi avutmak için ''ne yapsam unutamıyorum'' deriz. Israrla inkar etseniz bile zaman geçtikçe kendinizi o yoğunlaştığınız konu ile ilgilenirken bulabilirsiniz. Bunun için ilişkiyi durumu düşünmek yerine hemen neler yapabilirim diye düşünmeye başlamalısınız. Zamanla zihninizi ilişkiniz hakkında düşünürek bulandırmadığınızı, aklınıza gelmemeye başladığını görürsünüz. Bu insanın sizin için artık eskisi kadar bir anlam ifade etmediğini, sizin için bitmiş olduğunu görürsünüz. Bunu Şeker Portakalı romanından küçük bir alıntı ile destekleyebilirim. '' - Biliyor musun insanları öldürüyorum Portuga. -Bunu nasıl yapıyorsun Zeze? -Onları unutarak.''

 Mutlu Olmanın Tek Şartı: Unutmak

Beni bu konuda yazmaya araştırmaya iteleyen şey Zülfü Livaneli'nin Kardeşimin Hikayesi adlı eserinde unutmaya değinmiş olması oldu. Zülfü Livaneli bu eserinde Nietzsche'nin unutma konusu ile ilgili düşüncesinin hayvanlar ile insanlar arasında temel bir fark olduğunu söylemiştir. Eserde unutmaya şu şekilde değinilmiştir: ''Hayvanların tarihselliği yoktu; dün ve bugün arasında bir fark hissetmezlerdi. Bu tarihsel bilinç insana özgüydü ve hayvanları kıskanmamız için bir sebepti. İnsanın geçmişini araştırması acı veren bir deneyimdi. Mutlu olabilmenin tek şartı 'unutmayı' başarabilmekti.'' ''Hayvanların yaptığı gibi neredeyse hafızasız yaşamak ve mutlu olmak mümkündür ama hiçbir şeyi unutmadan yaşamak imkansızdır.''  Nietzsche dışında Mevlana ve Şirazlı Sadi'nin de bu konuya değindiklerini de eklemiştir. Şirazlı Sadi'nin ''Yek katre-i hunest ve hezar endişe'' sözü ''Bir damla kan ve bin endişe'' anlamına gelmektedir. Mevlana'nın ise şu sözleri insan için unutmanın ne kadar önemli olduğu görülür:

Geçmişi unut

Koy bir kenara

Yeni bir sayfa aç

Kurtar benliğini dünden

Bugünün çocuğu ol

Bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin

Şu anı hiç terk etme ne olur

Sonsuza uzanan şu günü, terk etme

Unutmak konusuna yüzyıllardır filozoflar, yazarlar, insanlar çalışmalar yapar. Mevlana'nın insanın mutluluğunu unutmaya dayandığını ve yüzyıllar sonra ise Nietzsche'nin de düşüncelerinin temelinde insanın mutlu olmayı başarmasını unutmaya bağlı olduğunu dendiği görülmektedir. Bu konu, yüzyıllar geçse bile çoğu düşünürün ortak bir paydada buluşacağı bir konudur. İnsanın geçmişine bakarak hayatına şekil vermesi ama geçmişinde takılı kalmaması gerekir. Geçmişte takılı kalmak bir adım geride olmak demektir. Geçmişe takılı olmak geleceğini yaşayamamak demektir. Bu yüzden hemen harekete geçip hep ertelediğimiz bir eylemi hemen yapmaya koyulalım. Anda kalalım, dünde değil.

Mutlu Olmanın Tek Şartı: Unutmak

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.