Makyaj, Bir Filmin Kaderini Değiştirebilir mi? - BeautyCase

İzlediğimiz çoğu karakteri, ona yapılan makyaj sayesinde korkutucu veya sevimli bulmuşuzdur. Bu yazıda, makyajın filmler açısından önemini göstermek amacıyla hepimizin hafızalarına kazınmış birkaç filmi ve ana karakterlerin makyaj stillerini inceleyeceğim. Hadi başlayalım!

Makyaj, bir filmin yapım aşamasını düşündüğünüzde genellikle gözden kaçan ancak olmazsa olmaz bir bölümdür. Tüm zamanların en ünlü ve en sevilen bilim kurgu, fantezi ve korku filmlerinden bazıları makyaj efektleri olmadan hiçbir şeye benzemezdi ve insanlar üzerinde herhangi bir etki bırakmazdı. Makyajın önemli bir yapı taşı olmasından dolayı, dünyanın en iyi sinema ödülleri olarak gösterilen Oscar’da her sene en iyi makyaj ve saç tasarımı kategorisinde ödüller verilmektedir.

Makyajın sadece bir oyuncunun yüzünü değiştirmediğini, tüm filmin kaderini baştan yazabildiğini göstermek için birkaç film seçtim. Bu filmler, hepimizin yakından bildiği ve hayran olduğu yapıtlar. İşte makyajın filmlerdeki etkisi!

Türkçeye ''Makas Eller'' adıyla çevrilen Edward Scissorhands filmi, Johnny Depp'in olağanüstü performansıyla fantastik yönetmen Tim Burton'ın en sevilen karakterlerinden biri olurken aynı zamanda filmin kahramanı Edward’ın görünüşü ​​de oldukça beğenildi. Kuş yuvasına benzer dağınık saçları ve kesiklerle dolu solgun yüzü; Edward’ın yalnız, üzgün ve korkak bir karakter olduğunu filmi izlemeden bize gösterdi.

Edward'ın macunsu beyaz makyajı, izleyicilerin onun normal bir adam olmadığını anlamalarına yardımcı oldu. Teninin soluk rengi saçlarını ve siyah kıyafetlerini ön plana çıkardı. Ancak aynı zamanda yüzündeki kabarık yaraları vurgulamak için de kullanıldı. Seyircinin dikkatini isteyerek kendi kendine açtığı yaralara çekip izleyicilerin, Edward için üzülmesi sağlandı ki bu da hikâyenin işlemesi için bir gereklilikti. Bu amacın yerine ulaştığını da filmin hayran kitlesine bakarak söyleyebiliriz.

Makyajın bir sanata dönüştüğü diğer film ise Brad Pitt’in başrolde yer aldığı Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi.

Filmlerde makyajın yaygın bir kullanımı, bir karakteri yaşlandırmaktır. Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi, bunu en uç noktaya taşıyor çünkü film boyunca ana karakterin yaşı değişmekle kalmıyor, aynı zamanda geriye doğru ilerliyor. Yaşlı bir adam olarak doğan Benjamin Button, yıllar geçtikçe gençleşiyor ve filmin sonunda bir bebek olarak hayatını kaybediyor. Ana karakteri Brad Pitt’in oynamasına rağmen farklı yaş evrelerinin tümü, farklı aktörler tarafından canlandırılıyor. Ancak bu aktörlerin hepsinin aynı kişi olarak görülmesi gerekiyordu. Bu sorunu çözmek için yapımcılar, bir oyuncunun yüzünü diğerinin vücudunun üstüne koyma tekniğini kullandılar. Benjamin'in hayatının çeşitli aşamalarını canlandıran tüm oyuncuların benzer görünmesini sağlamak için, oyuncuların takması için çeşitli yaşlarda Brad Pitt'in protez büstlerini yaptılar. Diğer sekanslar için Pitt'in kendisi, onu yaşlandırmak için protez ve makyaj yaptırdı. Filmde Pitt'in kendisini daha yaşlı ya da daha genç gösterecek efektler olmadan oynadığı kısa bir süre de var.

Bu iki film, harika iki aktörün başrol olmasından dolayı hafızalara kazınsa da, yapılan makyajlar olmadan aynı etkiyi yaratacağını düşünmüyorum.