Ankara'da Öğrenciliğin Rengi

"Ankara, Ankara, güzel Ankara seni görmek ister her bahtı kara" sözlerindeki kadar güzel mi Ankara? Ankara'da öğrenci olmak nasıl? Şehir hakikaten gri mi? İşte yazım, işte Ankara!

"Ankara, Ankara, güzel Ankara seni görmek ister her bahtı kara." Belki bahtınız kara olduğu için Ankara'ya yolunuz düşer ya da öğrenciliğin zorluklarıyla bahtınız kararır Ankara'da bilemem ama şehrin griliğinden değil her renginden bahsetmek niyetim.

Kitaplar, Sahaflar, Çarşılar

Sonbaharın ilk aylarında kitap ihtiyaçlarımızı karşılamak için yolumuz Kök Çarşısı’na düşer. Çarşıda fotokopi sırası beklerken antikacının vitrinine takılır gözlerimiz; broşları, Themis heykelini, ne adaletin ne de kuyumcununkine benzeyen gümüş bir teraziyi izleriz. Kalabalık olur bu aylarda. Bazen o gün almamız gereken çıktıları günler sonra teslim ederler ama ucuz diye göz yumarız bu gecikmelere.

Olgunlar Sokak'ta aradığımız kitabı belki buluruz ama tozludur. Sanki şehrin tüm tozunu burdaki kitaplar saklar. Sıhhıye’ye doğru inerken sağda kalan Zafer Çarşı'sında biraz dil dökersek indirim kazanırız, tozlanmamış, matbaa kokan kitaplar alırız. Zafer Çarşı'sının hemen yukarısında Adilhan İşhanı, işhanının içinde birkaç fotokobici ve bir sürü sahaf vardır. Müdavimi olduğumuz takdirde uygun fiyata kitap kiralayan sahaflar da var. Bazen çay ikram eder, sohbete davet ederler. Gelen diğer müşterilerin de katıldığı doyum olmaz bir sohbettir bu, ilginç konulara değinilir ve Azerbaycan’daki dublaj sanatını konuşuruz.

Vizeler, Finaller, Kütüphaneler

Kitap işlerini hallederiz, daha soluk almadan bir bakarız vizeler gelmiş. Vize ve final dönemlerinde Ankara’daki tüm öğrenciler olarak soluğu kütüphanelerde alırız. Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi'nin bahçesi, bizi zamanda bir yolculuğa çıkarır. Çalışmaya ara verdiğimizde bahçede çay içerek sınavlar hakkında konuşmak o an pek keyifli gelmese de özlediğimiz günlerden biridir. Bahçedeki dört yapraklı yonca şeklindeki havuzun içi her zaman boştur ama vizelerde finallerde şans olur, tabii yeterince çalıştıysak.

Milli Kütüphane'nin önündeki uzun kuyruk hiç bitecekmiş gibi gelmez. Sürekli bir kalabalık söz konusudur. Eski ve büyük yapının karşısındaki Halk Ekmek mola verdiğinizde ucuz çay içebileceğimiz sade bir yerdir. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içerisinde açılmış büyük ve görkemli bir kütüphane. Kütüphanenin ışıkları, koltukları, masaları ders çalışmak için mükemmel ancak haftasonları kütüphaneyi ve alt katındaki müzeyi gezmeye gelen aileler dolayısıyla ders çalışacak alan bulamadığımız olur.

Oyunlar, Sahneler, Tiyatrolar

Ankara Devlet Tiyatroları açısından en zengin şehirdir. Şinasi Sahnesi, İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi, Ziraat Sahnesi, Küçük Tiyatro, Büyük Tiyatro, Altındağ Tiyatrosu, Cüneyt Gökçer Sahnesi ile toplam on beş sahneye sahiptir. Sezon başladığı zaman bu kadar çok tiyatro var elbet bilet bulurum diye düşünür ve yanılırız. Biletler çok hızlı tükenmekte. Küçük Tiyatro’nun önünde oyunun başlamasını beklerken muhakkak eski bir şarkı çalınır kulaklarımıza. Binanın etkisi diyebiliriz çünkü Küçük Tiyatro’nun ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün ortak binasında Orhan Veli Kanık, Ahmet Hamdi Tanpınar yaşamış. Binanın eski yapısı korunmakta öyle ki eski kafesli bir asansör hala çalışıyor ve kullanabiliyoruz.

Çimler, Güneşli Günler, Parklar

Ankara’nın kütüphaneleri ve kitapçılarını bırakırsak bir kenara. En sevdiğimiz yerler parklarıdır. Kurtuluş Parkı çimlere uzanıp, binaların ve asfaltın boynuna dolandığı bu şehirde nefes alınacak yer de varmış dedirtir. Sadece Kurtuluş Parkı’yla sınırlı değil elbette. Seğmenler, Kuğulu, Çamsera ve semtlerdeki diğer parklar baharı ve yazı değerlendirmek, elimizde bir kitapla soluklanmak için birebirdir. Ders sonrası parklarda çimlere yayılmak gibisi yoktur.

Yol, Yemek, Barınma

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılından beri yürürlükte olan abonman kart uygulaması 60 TL karşılığında 200 binme hakkı sağlamaktadır. Abonman kullanılmadığı takdirde öğrenci Ankarakartı her biniş için 1,75 TL’dir. Abonman kart, biz öğrencilerin yol parasından tasarruf etmesini sağlayan öğrenci dostu bir uygulamadır. Şehrin neredeyse çoğu semtine uzanan bir metro ve banliyö treni ağı var. Otobüs duraklarında uzun kuyruklar vardır, sıraya girerek otobüsü bekleriz.

Her öğrencinin kendi bütçesi, her şehrin de her bütçeye uygun semtleri vardır. Bir öğrenci olarak kendi bütçemize uygun lokantayı bulmak, evi bulmak da bize düşüyor. Öğrenciler genelde Kurtuluş, Beşevler ve Bahçelievler civarındaki evleri kiralıyorlar. Kirası daha uygun daireler bulmak için giriş katı, bahçe katı gibi tercihlerde bulunulabilir. Ankara Büyük Şehir Belediyesi’ne başvurulduğu takdirde öğrenci evimizin su faturası da yüzde elli indirimli hale geliyor. ABB’nin verdiği hizmetlerden biri de öğrenciler için hizmet veren çamaşırhanelerin olmasıdır. Üniversitelerin etrafında konuşlanmış özel yurtlar bulunmakta. KYK yurtları daha çok Çubuk, Gölbaşı gibi şehir merkezine uzak semtlerde bulunuyor ancak Çankaya ilçesinde de bulunan yurtlar var.

Ankara’daki bazı lokantalarda askıda yemek uygulaması söz konusu. Ucuza tost, sosisli, pide satan küçük dükkanlar var. Sıhhıye’ye doğru indikçe de ucuz yemek satan yerler var. Sıhhıye köprüsünün altındaki dönercilerde tavuk dönerimizi yerken duvara sabitlenmiş tüplü televizyonda akşam haberlerini izleyebiliriz. Şehrin en büyük özelliklerinden biridir; her ne kadar gelişmiş bir şehir olsa da bir yeşilçam filminde gibi hissettirecek semtleri vardır.

Ankara her renge bürünür. Gri diye biliniyor olmasına bakmamalı. Akasyaların çiçekleri yazları bulvarları sarıya, kışları ayaz ellerimizi ve burnumuzu kırmızıya boyar. Umarız Ankara geleceğimize doğru atacağımız umut dolu adımları, öğrencilik yıllarımızı sevdiğimiz renklere boyar.