Öğretmenlik Mesleğine Farklı Pencerelerden Bakmak

Eğitim - 29 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 5 Dk.

29 Aralık, 2020

Öğretmenlik Mesleğine Farklı Pencerelerden Bakmak
Kredi: Öğretmen ve Öğrenciler

Yaptığım röportajlarda, eğitim hayatlarında farklı yerlerde olan 2 bireyin eğitim ve öğretmene karşı bakış açılarını inceledim. Bu bireylerden birinin eğitim hayatına henüz yeni başladığını ve diğerinin eğitim hayatının üzerinden 30 yıl geçtiğini öğrendim. Bu durumun onların eğitim ve öğretmen kavramı hakkındaki bakış açılarını etkilediğini gözlemledim.

Eğitim hayatı hâlâ devam eden bireyin öğretmen denilince aklına ilk gelen şeyler ödevler, sınavlar, notlar olurken eğitim hayatını bitirmiş kişinin aklına güler yüzlü, herkese yakın davranan, samimi birileri gelmektedir.

Sonuç olarak sürecin içinde olmanın daha stresli, kaygılı ve yorucu olduğunu süreci bitiren kişinin ise daha olumlu ve rahat konuştuğunu görüyorum. Öğretmen imajı ise bu konuda fikir ayrılıklarına uğruyor. Öğretmenliğin sadece okul içinde değil, okul dışında da öğrencilerle iletişim kurup, yardım alabildikleri bir meslek olması gerektiğini düşüüyorum.Öğretmen sadece öğreten değil aynı zamanda yaşamıyla, tavrıyla, duruşuyla öğrencilere örnek olan insandır. Öğrenciyi bir nevi hayata hazırlayan insanlardan da biridir.

Öğretmenlik Mesleğine Farklı Pencerelerden Bakmak


 

 


 

 

 

 

 

 

Bunun yanı sıra iyi ve kötü öğretmen profili iki kişi için de hemen hemen aynıydı. İkisi de iyi öğretmenin öğrencilerle iyi iletişim kuran, onların seviyesine inen, kibar, anlayışlı biri olduğunu söylediler. Kötü öğretmenin ise öğrencilere bağırıp çağıran, kaba, iletişim kuramayan özellikleri olduğunu söylediler. Yıllar geçse de, jenerasyon farkı olsa da öğrencilerin kafasında iyi ve kötü öğretmen profili hemen hemen aynıdır. Bunun sebebi ise; sadece öğretmenlerin değil, kötü ve iyi insanların genel özelliklerinin bunlar olmasıdır. Yani kimse sorsak bu sorunun cevabını aynı şekilde verirdi. Burada dikkatimi çeken şey ise eğitim süreci devam eden bireyin kötü öğretmen özelliği için “ayrımcılık yapan” demesi oldu. Bundan anladığım bireyin okul ortamında öğretmenleri tarafından ayrımcılığa uğradığını düşünmesidir. Her insan birbirinden farklı olduğu gibi, her öğretmen de birbirinden farklıdır. 

Öğretmenlik Mesleğine Farklı Pencerelerden Bakmak


 

 

 

 

 

 

Kişilerin öğretmenlerle ilişkileri genelde saygılı bir çerçevede ilerlemiş fakat eğitim hayatını bitirmiş bireyin öğretmenlerle ilişkisi sorulduğunda "öğretmenlerinden korktuğunu, sık sık öğretmen değiştirdiğini ve sevdiği öğretmenlerin genelde sevdiği derslerin öğretmeni olduğu için sevdiğini" söyledi. Bu da demek oluyor ki eskiden Türkiye'de yapı olarak daha disiplinli ve sert öğretmenlerin var olduğu, bu sebeple öğrencilerle daha resmi ilişkiler içerisinde olduklarını gösteriyor. Şu an ise değişen, modernleşen dünya ile öğretmenlerin daha arkadaş canlısı ve öğrencilerle ilişkilerinin daha iyi olduğunu gözlemledim.

Okul ortamının her iki kişi içinde eğitici, eğlenceli, tedirgin oldukları bir ortam olduğunu söyleyebilirim.Okul, ders dinlemeyi seven birinin hevesle gittiği ortamdır. Okul, öğrencilerin sadece ders öğrendiği değil hayata hazırlandıkları, yeni arkadaşlıklar edindiği de bir yerdir. Burada yine öğretmenin rolünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü küçük yaştaki çocukların ebeveynleri olmadan ilk girdikleri ortam okullar oluyor ve ilk güvendikleri kişi ise öğretmenleri oluyor.

Öğretmenlik Mesleğine Farklı Pencerelerden Bakmak


 

 

 

 

 

 

 

Eğitim sistemini araştırıp sorduğumda da eskiden öğrencileri daha fazla hayata hazırlayan dersler bulunurmuş. Mesela meslek liseleri eskiden daha önemli bir kurumken şimdilerde maalesef niteliksiz insanların girdiği kurumlar olarak görülüyor. Bir meslek lisesi mezunu olarak maalesef bu fikre ben de katılıyorum. Çünkü oradaki öğrencilerin profilleri oldukça düşük ve bir kurumun niteliğini içindeki insanlar belirliyor.  Şimdilerde ise eğitim daha çok meslek bulmak için bir amaç olarak kullanılıyor.Bu yüzden de öğrenciler öğretmenlere artık eskisi gibi değer vermiyor ve saygısızca davranıyorlar. Bu yüzden de öğretmenlik mesleği eskiye göre değer kaybediyor.

Öğretmenlerin büyük sorunlarından biri de; değişen toplumla belirli bir formasyonla ömür boyu yetinmenin artık çok zor olduğu, bu yüzden de öğretmenlerin formasyonlarını geliştirmeleri gerektiğidir. Ancak ülkemizde öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun bu tür önceliği olmadığı görülüyor. Alanlarındaki değişimleri izlememektedirler ve bununla birlikte kendilerini yenileyecek istek ve girişimleri de yoktur. Bu değişime ayak uydurmayan öğretmenin, genç kuşaklara verebileceği hiçbir şey de bu yüzden kalmıyor. Okulların işlev kaybı gerçekte öğretmenlerine duyulan güven ve inancın sarsılmasının bir sonucudur.

Sonuç olarak; öğretmenlik; değişen dünya koşullarıyla birlikte öğretmen kavramı yıllara göre şekil değiştirse de, özünde her zaman verici olan ve nitelikli bireylerin yetişmesini sağlayıp hayata hazırlayan ülkemizin değerli mesleklerindendir. Biz öğretmen adayları da bu mesleğin değerinin bilincinde olarak toplumdaki tüm öğrencilerin eşit olduğunu savunarak sevgiyle bilgiyi aşılamayı sağlarız. İleride karşımda olmasını umut ettiğim öğrencilerin, kafasında hiçbir zaman okul ve öğretmen kavramını sıkıcı, adaletsiz vb. olarak görmemeleri için mümkün olduğunca efor sarf etmeyi düşünüyorum.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.