Biyolojik Savaş Tarihi

Bilim ve Teknoloji - 26 Temmuz, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.

26 Temmuz, 2021

Biyolojik Savaş Tarihi

Biyolojik olarak üretilen maddeler tarihin en eski zamanlarından beri insan, hayvan ve bitkiler üzerinde ölüm veya kalıcı hasar meydana getirmek amacıyla kullanılmıştır. Dünya tarihindeki bilinen bazı biyolojik silah kullanımlarını ve başlatılan biyolojik savaşları inceleyelim.

Biyolojik savaş, terim anlamıyla bulaşıcı toksinlerin veya bakteri, virüs, böcek ve mantar gibi biyolojik ajanların insanları, hayvanları veya bitkileri öldürmek ve/veya etkisiz hale getirmek amacıyla bir savaş aracı olarak kullanılmasıdır.

Biyolojik savaş, bu biyolojik ajanların çeşitli yollar ile hedefe bırakılmasıyla başlar. Bu yollardan bazıları biyolojik ajanların besin maddelerine ve hayvanlara enjekte edilmesi, temel ihtiyaçların giderileceği alanların zehirlenilmesidir (içme suları, toprak ve tarım alanları vs.). Biyolojik savaş olarak kabul edilen bu hastalık yapan biyolojik ajanların, yayılmacı ve sömürücü politika izleyen devletler ve bazı kötü niyetli örgütler tarafından geçmişten günümüze kadar kullanıldığı bilinmektedir.

Geçmişten Günümüze Biyolojik Savaş Tarihi

Bazı kaynaklara göre tarihteki bilinen ilk biyolojik savaş, M.Ö. 6’da Asurluların düşmanlarının içme suyu için kullandıkları kuyuları kirletmesiyle başlamıştır.

Moğollar, vebalı fare veya insanları mancınıkla “Kefe” şehrine atarak biyolojik savaş başlattı ve başlattıkları veba salgını bu şehirden tüm Avrupa’ya yayıldı. Sadece 14. yüzyılda veba salgını Avrupa’da 200 milyon kişinin ölümüne sebep olmuştur. Veba salgının böyle büyük bir yıkıma sebep olabildiğini fark eden İspanyollar, 16. yüzyılda işgal ettikleri ülkelerin yerlilerine karşı veba salgınını kullanmışlardır.

1650’de Polonya ordusu tarafından kuduz köpek salyası içeren küreler düşman birliklerine atılırdı. 

1763’te Yedi Yıl Savaşları’nda İngilizler, daha önce çiçek hastaları tarafından kullanılan battaniyeleri Kızılderililere vermiş ve Kızılderililer arasında bir çiçek salgını başlatmıştır.

Biyolojik Savaş Tarihi

Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlar müttefiklerinin at ve sığırlarına gizlice şarbon ve ruam bulaştırmıştır. Almanların Ruslara karşı 1915 yılında veba kullandıklarına ve İtalya’ya karşı kolera kullanma girişimde bulunduklarına dair raporlar da mevcuttur.

20. yüzyılda biyolojik silah çalışmaları daha sistemli bir hale gelmiştir. Japonya, 1932-1945 yılları arasında işgal ettiği Mançurya’da, Japon ordusu yönetiminde gizli bir biyolojik silah programı kurmuştur. Mançurya’daki savaş esirlerini, esirlerin kendi sözleriyle ifade etmek gerekirse “sonsuz insan deney materyalleri” olarak kullanmışlardır. Daha sonraki yıllarda ABD ve Sovyetler Birliği biyolojik ajanlar üzerinde kapsamlı araştırmalar yapmaya başlamıştır. 1972’de Küba, CIA’i yaklaşık 500.000 domuzun ölümüne neden olan 'domuz ateşi virüsü'nü yaymakla suçlamıştır.

Biyolojik Savaş Tarihi

Bir bölgede daha önce görülmemiş bir bitki türü görülürse, hayvanlarda beklenmedik değişimler ve çoklu ölümler gözlenirse ve insanlarda birçok kişinin aynı şikayetlerde bulunduğu görülürse, bir biyolojik saldırı olma ihtimaline karşı önlemler alınmalıdır. Bireyler olarak da bu gibi durumlarda bize düşen hijyene önem verip gerekli tedbirleri alıp salgınlardan korunmaktır.

Günümüzde birçok devlet hala virüs ve bakterileri kullanarak biyolojik silahlar geliştirmektedir. Biyolojik savaş tehdidi ile baş edebilmek ve çoklu ölümlere engel olabilmek için toplumun eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi şarttır. Bu nedenle, öncelikle okullarda biyolojik savaş ve biyolojik silahlar konularında eğitimler düzenlenmeli ve basın yayın organlarından vatandaşlar bilgilendirilmelidir.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.