Bitki Tabanlı Alternatifler: Vegan Fast Food

Günlük yaşamımızda sıklıkla başvurduğumuz işlenmiş gıdalar içerisinde sosislerden tavuk parçalarına kadar olan bitki tabanlı abur cuburlar sık sık karşımıza çıkıyor. Peki etsiz abur cuburlar sağlığımız ve gezegenimiz açısından ne kadar iyi?

Gün geçtikçe vegan sayısının arttığı oldukça aşikar. Gelişmiş çoğu ülkelerde de bir trend haline geldi. Hal böyleyse vejeteryan ve vegan sayısı ile sahte et olayının da doğru orantılı olduğunu göz önünde bulundurmak gerekli. Vegan beslenmeye artan bu talep ve sahte et olayı ile et olmayan pek çok ürün ete benzetilmeye çalışıldı. Peki ya bu ultra işlenmiş yeni ürünlerin sağlık ve iklim zerindeki etkilerini de göz önünde bulundurursak nasıl bir tablo ile karşılaşacağız?

Hepimiz iklim değişikliği ile mücadele etmenin en iyi yolun kırmızı et tüketiminden vazgeçmek olduğunu duymuşuzdur. Dünyadaki tarım alanlarının büyük bir çoğunluğu sadece et ve süt üretimi için kullanılmakta. İneklerin saldığı metan gazı ise buzulları eriten küresel ısınmaya kardondioksitten çok daha fazla katkıda bulunuyor. Sayabileceğimiz birkaç istisnai durum dışında et ve süt ürünlerinin yerine onlara denk olan bitki bazlı yiyeceklerin tüketilmesi dünyaya verilen zararı azaltmakta oldukça faydalı. En basit örnekle hamburger siparişlerinizde vegan burger tercih etmemiz iklim ve çevre maliyetini düşürmek konusunda bir seçenek.

Yapılan pek çok çalışma da iklim tehdidinin var olduğu ancak insanların et yemekten vazgeçmeyeceğini göstermekte. Ancak ayırıcı nokta şu ki etten uzak durma motivasyonu iklim değil daha sağlıklı olmaktan geliyor desek pek de yanlış sayılmaz. Pollan’a göre sağlıklı yemeğin özeti şu şekilde ifade ediliyor:‘’Yemek yiyin, çok fazla yemeyin ve daha çok sebze yiyin.’’ Yüksek et ve süt tüketimi obezite, barsak kanseri, tip2 dm, kardiyak sorunlar ve hatta demans ile bağlantısı olduğu çok kez desteklendi.                                                                                                                                   

İnsanlık, tarihi boyunca az miktarda et ve balığın yanı sıra genelde çoğunluk olarak sebze, meyve, yaprak, tohum, kabuklu yemişler ve böceklerle beslenerek hayatta kaldı. Bu beslenme biçimi ile vegan burgeri karşılaştırmak konusunda ise vegan burgerlerin çevre koruma idealinin dışında kaldığını söylemek mümkün. Çünkü bu tarz besinle yağlardan, rafine bezelye proteininden ve laboratuvarda üretilmiş nişastalardan oluşan şeker, tatlandırıcı içeren ve bol miktarda tuzla doldurulup köfteye benzetilen şekillerden ibaret. Tüm bu rafine etme ısıtma, soğutma ve presleme aslında onları işlemesi gereken yaklaşık 7 metre uzunluğundaki bağırsaklarımıza da iş bırakmıyor doğrusu.

Ancak fast food seven birisi iseniz yine de bitki bazlı olanları tercih etmeniz vücudunuza vereceğiniz zararı en aza indirmek konusunda bir seçenek tabii. Bu konu üzerine  Pollan’ın başka bir öğüdü hemen aklımıza geliyor: ’’İçinde beşten fazla bileşen olan veya bileşenlerinin adını telaffuz edemediğiniz hiçbir şeyi yemeyin.’’