Ertelemek: Yaşam Tarzımız

Yaşam Tarzı - 15 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.

15 Mart, 2021

Ertelemek: Yaşam Tarzımız

Elimizde olmadan içinde bulunduğumuz bu çıkmaz döngülerden herhangi biri bizi içine çekiyor. Kendimizi, nedenimizi unutuyoruz. bir şeyler yapmak isterken o kısır döngünün parçası oluyoruz. Ertelemeden yaşayamıyoruz, günü bitiremiyoruz.

Yirmili yaşlarımın başına geldiğimde okuduğum bölümün katkılarıyla da 'erteleme' üzerine çokça düşünme fırsatım oldu. Büyük pencereden bakınca bulunduğumuz sosyal yapı bizi zaten psikolojik yapımızdan çok önce birçok ertelemenin içine sürüklüyor. Üniversiteye gidince kıyafet alırsın, okulu bitirince tatile gidersin, işe başlayınca ciddi bir ilişkiye başlarsın, evlenirsin... Bunlar sterotip veya toplum yanlışları değil sosyal gerçeklerimiz. Sosyallikten uzak düşününce 18-23 yaşlarını böyle geçirmiş bir 'ertelenmiş gençlik' oluşuyor. Bu gençlik gelecek kaygısı dediğimiz 'tıp ve dişhekimliği' dışında bölümlerde okuyan her genç bireyin karşı karşıya kaldığı bir durum ve ertelenmiş gençliğimizi besliyor. Gençler telefon faturalarını nasıl ödeyeceklerini düşünüyor, stres oluyor ve kendilerini soysal medyayla uyuşturuyorlar. Zaten başka yapacak ne var ki diyorlar. Üstüne kendi dönemimde rastgeldiğimiz Covid-19 pandemisi ve bunun gerektirdiği fiziksel yaptırımlar da binince biz gençler, herkesin gözünde delikanlıları, genç kızları sabah yataktan kalmayı, giyinmeyi, tıraş olmayı, saçımızı taramayı erteliyoruz. 'Pandemi bitince' diyoruz. Bir şeyi bekleyip onun gerçekleşmesine inanıp sonrasında yaşamaya devam etmeye koşulluyoruz kendimizi, erteliyoruz. Çünkü ertelemek kurtuluşumuz. Sosyal düzen '.... yaparsın,.... gidersin,..... sevişirsin' diyerek bizi bu mükemmel döngünün bir parçası yapıyor. Psikolojik yaptırımlarına gelince herkesin çok karmaşık dediği ve aslında bütün sinirbilimcilerin de bildiği üzere çok anlaşılır bir yapıya sahip beynimiz ertelemeye bayılıyor. Ütü yapmak istemediğimizde sakladığımız kırışık kıyafetleri biriktirmek beyin için hiç de zor olmuyor çünkü. Aynı evde yaşadığımız ninemiz ölünce her şeyin normale döneceğini düşünüyoruz. Ninemiz bizimle yaşarken biz yaşamıyor muyuz? Yaşamıyoruz çünkü okumuyoruz, gezmiyoruz. Tembel hayvan gibi o daldan o dala tırmanıp yoruluyoruz. Yaşamayı erteliyoruz ve bundan korkmuyoruz. Yarın yüzünden bugünü, sonrası için şimdiyi erteliyoruz. Spor yapmayı erteliyoruz çünkü toplumun oluşturduğu fit vücutlara sahip olmanın fazla çalışma gerektirdiğini biliyoruz, sağlık için spor yapmıyoruz. Toplumun kalıplarına uymak için spor yapıyoruz ve bunun da uzun vadede bir iş olduğunu bildiğimizden erteliyoruz. Elimizde olmadan, içinde bulunduğumuz bu çıkmaz döngülerden herhangi biri bizi içine çekiyor. Kendimizi, nedenimizi unutuyoruz. Bir şeyler yapmak isterken o kısır döngünün parçası oluyoruz. Ertelemeden yaşayamıyoruz, günü bitiremiyoruz.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.