Diyet Kirliliği Nedir?

Günümüzde birçok konu hakkında bilgi kirliliği var. Özellikle de internet ortamındaki diyet tavsiyeleri konusunda. O halde bu yazımda gelin bu yanlış bilgilerin neler olduğuna bir göz atalım.

Detoks aslında bildiğimiz etkisiyle vücudumuzu gerçekten arındırıyor mu? İşte diyet adı altında asıl çözümlenmesi gereken problem de burada başlıyor. Aslına bakarsak detoks etkisi ile vücudumuzun arındığını iddia eden gıda ve takviyeleri savunmak pek de doğru sayılmaz. Çünkü vücudumuzdaki asıl detoksu yapan karaciğer ve böbreklerimizdir ve bunu yediğimiz gıdaların değiştirmesi pek de mümkün değil.

İkinci sırada yer alan ve pek çok tartışmaya sebep olan bir önemli husus ise yağ konusu. Tartışmasız olarak yağın faydasını savunan ve savunmayan beslenme uzmanlarının varlığı aşikâr ama her iki kesim de tamamen haklı değil. Çünkü bizler için asıl önemli şey yağın kaynağı. Eğer yağ ham maddesi karada yaşayan bir hayvan kaynaklı ise ve oda sıcaklığında katı halde bulunuyorsa doymuş yağ kategorisindedir fakat balık veya bitki kökenli ise oda sıcaklığında sıvı halde ise o zaman doymamış yağ sayılır. Doymuş yağ tüketimindense doymamış yağ tüketmenin ölüm riskini oldukça arttırdığı yapılan araştırmalar sonucu ispatlanmıştır.

                                                                                                                                      

Şimdi de dünyamızın ve vücudumuzun önemli bir kısmını oluşturan, hayat kaynağımız suyu gelin biraz konuşalım. Kanımızın pH değeri yaklaşık olarak 7.4’tür yani hafif alkali grubu. 7 değerinin üstü kimya biliminde alkali, altı ise asidiktir. Bu sebeple alkali su tüketmek vücudumuz ve yaptığımız diyetler için daha doğru gözükse de vücudumuzda her şeyin en asidik ortamdan geçtiğini de unutmamamız gerekir. Midemizin pH değeri 1.5, bağırsaklarımızın ise 7'dir. Yani tükettiğimiz besinler önce mideden yani asidik ortamdan daha sonra ise bağırsaktan geçerek nötralize edilmeye doğru yol almış oluyor. Bu yüzden paranızı alkali su ve diyetlere kaptırmamaya dikkat edin.

Son olarak pek çok gazete ve dergide dolaşan "beşten fazla bileşeni olan yiyecekleri yemeyin" konusuna bir göz atalım. Bazı basit yiyeceklerin tadı beklediğimizden daha da lezzetli olabilir. Ancak bu onların sağlıklı olduklarını göstermez. Örneğin bir Çin tarifinde geçen Çin usulü beş baharat tozu kullanılan bir yemeği tek bileşen olarak mı sayacağız yoksa beş mi? Diyelim ki beş bileşenli saydık, peki bu doğal baharatları ayrı ayrı eklesek sağlıksız bir tarif mi elde edeceğiz üstelik tüm baharatlar doğal olmasına rağmen... Biraz düşününce bu durum sizi de bir ikilem içerisinde bırakmış olabilir. Öyleyse beşten fazla bileşenli yiyeceklerin sağlıklı veya sağlıksız olduğunu söylememiz için bileşen sayısı bizler için yeterli bir kanıt değil.