Dikkat Eksikliği ve Önleme Yolları

Yaşam Tarzı - 29 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 9 Dk.

29 Mart, 2021

Dikkat Eksikliği ve Önleme Yolları

Sınavlarımıza çalışırken, ödevlerimizi yaparken sürekli odaklanamadığımızdan, konuya yeterince dikkatimizi veremediğimizden yakınırız. Aslında bu dikkat eksikliğidir. Peki dikkat eksikliğini ve dikkat eksikliğini önlemenin yolları nelerdir öğrenmek ister misiniz?

Dikkat; kişinin duyu organları ile ulaşabildiği ve farkında olduğu, çevresindeki uyarıcıya zihinsel olarak alıcılarını yönlendirmesidir. Uyarıcı, içimizdeki ses veya dışarıdan gelen ses, renk, ışık gibi unsurlar olabilir. Bedenimizden ve çevremizden gelen bilgilerin beyinde toplanmasıyla birlikte dikkat süreci başlar. Çevreden gelen birçok uyarıcı arasından biri veya birkaçına odaklanabilme becerisi dikkattir. Öğrenme ve düşünme süreçleri için olmazsa olmazdır. Sınıfta cam kenarında oturan öğrencinin bahçede oyun oynayan öğrencilere mi yoksa öğretmenin anlattıklarına mı odaklanacağını dikkat belirler. Dikkat ne kadar yüksekse zihin o kadar aktif çalışır, dikkat ne kadar düşükse zihin aktif çalışmadığından kişi işten kaçmak için çeşitli yollar ve bahaneler arar. Dikkat eksikliği yaşayan bireylerde plansız ve düzensiz çalışma, unutkanlık, kullanılan malzemeleri hor görme ve kaybetme, işleri bitirmeme ya da yarım bırakma görülür. Dikkat sorunları öğrencilerin okuldan ve derslerden soğumasına neden olur çünkü öğrenci bilgileri öğrenecek kadar zihinsel kapasitesi bulunmadığını düşünür. Bunların nedeni zihinsel bir engel değildir, dikkatin yeteri düzeyde bulunmamasıdır. Dikkat eksikliği olan çocuklar, o an yapması gereken işe değil de diğer şeylere dikkatlerini verirler. Bu da öğrenme sorunlarına neden olur.

Uyarıcı ve bireyle ilgili özellikler dikkati etkilemektedir. Uyarıcının büyüklüğü, yoğunluğu dikkati etkiler. Yüksek ses, kuvvetli kokular, parlak renklerin ilgi çekmesi bunlara örnektir. Kişisel önem taşıyan uyarıcılar da hızlı bir şekilde fark edilir. Sınıfta cam kenarında oturan öğrenci futbola çok meraklıysa ve bahçedeki öğrenciler de futbol oynuyorsa, öğrencinin dikkatinin öğretmenin anlattıklarından bahçedeki çocuklara kayması muhtemeldir.

Dikkatin dağılmasına; ilgi yetersizliği, verimli ders çalışma yöntemlerinin bilinmemesi, sınav korkusu, psikolojik durum, zekâ düzeyi, motivasyon , ebeveyn ve öğretmenlerin kuralsızlığı ve yanlış eğitim, besin yetersizliği, amaçsızlık, aşırı kaygı, öğrenme güçlükleri sebep olabilir. Birey, kaygı ve korku düzeyi yüksekken dikkatini odaklamada sıkıntı yaşar. Öğrencinin ilgisi, derse karşı motivasyon ve dikkat düzeyini etkiler. Örneğin bir öğrenci matematik dersini sevdiği için bu dersi dinlerken dikkat düzeyi yüksektir, ancak Türkçe dersini sevmediği için dersi dinlerken dikkat düzeyi düşüktür. Dikkat seviyesi yükseldikçe öğrenme kapasitesi ve öğrenilenlerin hatırlanması kolaylaşır. Öğrenme kapasitesi ve hatırlama seviyesi yükseldikçe okul ve sosyal yaşamdaki başarı da o kadar artar. Çoğunlukla kişinin zevk aldığı aktivitelerde (televizyon izleme, bilgisayar ve tablet oynamada) dikkat eksikliği görülmezken; çocuğa verilen ödev ve sorumluluk alanlarında ciddi sıkıntılar yaşanır. Dikkatini toplama sorunu, zekâ geriliği değildir ve her zekâ seviyesindeki bireylerde görülebilir.

ÖNERİLER

Öğrenci olabildiğince sade bir ortamda ders çalışmalıdır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, etrafta ne kadar çok ilgi çekici nesne ve uyaran varsa, dikkat o kadar çok dağılır. Çalışma masası sadece ders çalışmak için kullanılmalıdır. Böylece beyin o bölgeyi ders çalışmayla eşleştirip, dikkat düzeyini yükseltebilir. Ancak yatağınızın üzerinde ders çalışmak dikkat için olumsuz etkendir. Çünkü yatak daha önce beyinde uyku ihtiyacının giderildiği yer olarak kodlanmıştır ve yatakta ders çalışmaya başladığınız an, beyin kendini uykuya hazırlamaya başlar ve dikkat dağılır.

Ders çalışmaya ayrılan vakit kadar aileye de ayrılan vakit çok önemlidir. Ailenize zaman ayırın.  Duygusal yönden eksiklik yaşayan çocuklarda öfke, huzursuzluk ve gerginlikle birlikte dikkat dağınıklığı da görülür. Ailenizle duygularınız ve ihtiyaçlarınız hakkında konuşmaktan çekinmeyin.

Ülkemizde bulunan eğitim gerçekleriyle yüzleşin ve bu gerçeklerle barışın. Bu etkenlerin motivasyonunuzu düşürmesine izin vermeyin. Bu gerçeklerin motivasyonunuzu düşürmesine izin verirseniz, duygusal olarak da enerjiniz düşer. Bu da dikkat düzeyinin düşmesine neden olur. Sahip olduğunuz imkanların değerini bilmek size motivasyon sağlayacaktır.

Kendinizi motive edecek şeyler bulun. Örneğin; çalışma masanıza gitmek istediğiniz okulun fotoğrafını yapıştırmak, çalışma programındaki günlük görevleri tamamlayınca teknolojik aletlere zaman ayırmak, gelecekte olmak istediğin yerde olduğunun hayalini kurmak gibi.

Stres anında salgılanan adrenalin hormonu dikkatin artmasına yardımcı olur. Sağlıklı orandaki stres sınavlarda ve derslerde başarı sağlayan unsurlardandır. Öğrenci az da olsa başaramayacağından korkmalıdır ve adrenalin salgılayarak dikkatini arttırmalıdır. Ancak zararlı orandaki stres istenilmeyen ve dikkati olumsuz etkileyen bir durumdur. Aşırı el terlemesi, mide sancısı ve bulantısı gibi durumlar zararlı orandaki stresin fiziksel belirtilerindendir.

Bilgileri sistematik yani belli bir sırayla öğrenmek dikkati arttırır. Şöyle düşünelim: Oran ve orantı konusu öğrenebilmek için öncelikle çarpma ve bölme işlemini öğrenmeliyiz.Çarpma işlemini öğrenmek için önce toplama işlemini, bölme işlemini öğrenebilmek için de önce çıkarma işlemini öğrenmemiz gerekir. Toplama ve çıkarma işlemini hiç bilmeyen bir kişinin oran ve orantı konusuna dikkatini vermesinin imkansız olması gibi birbiriyle bağlantılı olan konuları sırasıyla öğrenmediğimizde de dikkati sağlamak çok zordur.

Daha önce hiç tecrübe etmediğiniz ve bilmediğiniz bir işe giriştiğinizi düşünün. Elbette ki çoğumuz gibi siz de ne ile karşılacağınızı bilmediğiniz için başlamadan önce strese kapılıp, işe dikkatinizi tam anlamıyla veremezsiniz. Beyin de aynı şekilde, ilk defa öğrendiği bir bilgi karşısında bu durumu yaşar: Strese kapılır ve dikkati dağılır. Beynin bu duruma düşmesini engellemek için bilgiyi daha önceden beyne tecrübe ettirmeliyiz. O gün girilecek olan derslere ön çalışma yapmak, beynin derse karşı ilgisini destekler ve beyne ne ile karşılaşacağının ön bilgisini verir. Bu desteklemeyle beraber öğrencinin derse karşı olan dikkati artarak, konuyu daha kolay anlamasını sağlar. Ayrıca plan ve program dahilinde çalışmak beynin kendini bir sonraki hamleye karşı hazırlamasına yardımcı olur ve dikkati arttırır.

Dikkat beynin bilgiyi işlemesi için temel koşullardandır. Yeni edinilen bilgi öncelikle kısa süreli belleğe gelir, ardından bilgi anlamlandırılırsa uzun süreli belleğe bilginin aktarımı gerçekleştirilir. Ayrıca uzun süreli bellekteki bilgilere ulaşmanın daha kolay olması için, tekrar yapmak da çok önemlidir. Ancak bilgi günü kurtaracak bir şekilde öğrenilirse, yani ezber yapılıp bilgi anlamlandırılmazsa, o bilgi kısa süreli bellekte ‘kısa bir süreliğine’ kalır. Bilginin işlenmesi ve daha kolay hatırlanması için, yeni bilgilerin eski bilgilerle bağlantı kurularak öğrenilmesini gerekir. Örnek olarak sizden 29051453 rakamlarını unutmamanız istenirse, bu sayıları teker teker değil de, belleğinizde önceden bulunan bir tarihle; 29/05/1453 yani İstanbul’un Fethi’yle kodlarsanız, bilginin işlenmesi ve hatırlanması çok daha kolay hale gelir. Bu da dikkati arttırır.

Egzersiz ve sporun önemi tüm çevrelerce kabul edilmiştir. Egzersiz sırasında doğru nefes alıp verme beyindeki kan dolaşımını olumlu yönde etkileyerek dikkatin artışını destekler.

Daha önce de bahsettiğimiz gibi sağlıksız düzeydeki stres dikkati olumsuz etkiler. Uyku sırasında stres hormonları azalırken büyüme hormonu ve melatonin salınımı artar. Bu sayede uyku sırasında vücut kendini onarır, yeniden yapılandırır, protein sentezi artar ve vücut kendini yeni güne hazırlar. Melatonin hormonu özellikle gece 23.00’dan sonra salgılanmaya başlar ve 02.00’a kadar en üst seviyeye çıkar. Sabaha doğru da yavaş yavaş azalır. Bu nedenle özellikle bu saatlerdeki uykuyu kaçırmamak gerekiyor. Tabii melatonin hormonunun en çok karanlıkta salgılandığını unutmamak gerekir. Bu nedenle uyunulan yerin karanlık olması gerekir. Ayrıca uyumadan önce telefon ekranına bakılması gözleri mavi ışığa maruz bırakır. Mavi ışık beyne hala gündüz olduğunu çağrıştırdığı için uyumak güçleşir. Bu nedenle hava karardıktan sonra; telefonda mavi ışık filtresi aktifleştirilmeli, ders çalışılan ortamlarda da gözü yormaması açısından sarı ışık kullanılmalıdır.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.