Bir Hak Arama Mücadelesi

Yaşam Tarzı - 15 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.

15 Mart, 2021

Bir Hak Arama Mücadelesi

Dünya üzerinde çok sayıda destekçiye sahip olan feminizm kavramı, pek çok kişinin bildiğinin aksine “erkek düşmanlığı” değil. Kadın ve erkek eşitliğinin savunan, hayatın her alanında cinsiyet ayrımcılığa karşı olan bir dünya görüşüdür. Günlük yaşantımızda çok sık duymamıza rağmen hala yanlış ifade edilen bu kavram ve savunucuları bakalım ne için mücadele ediyorlar.

Feminizm ilk olarak filozof Charles Fourier tarafından (1772-1837) ortaya atılmıştır. Latince’de femina sözcüğünden türetilmiştir.

Dünya tarihi boyunca pek çok ülkenin aile kültüründe ataerkil yapının yer aldığını görürüz. Bu toplumlarda erkekler, kadınlardan daha üstün ve daha fazla hakka sahiptir. Erkeğin görevi işe gidip çalışmak, kadının görevi ise ev işleri ve çocukların bakımı ile ilgilenmektir. Ancak her gün daha hızlı gelişen ve değişen dünyada kadınlar kendilerine verilen bu sorumluklardan arınmak ve onlara layık görülmeyen hakları elde etmek için birlik olup bir hak arayış mücadelesi başlatmışlardır. Pek çok ülkede kadınlar seslerini duyurmak için sokaklara çıkıp eylemler düzenlemişler ancak ne yazık ki bu zorlu mücadeleye katılan kadınların bazıları işkenceye uğrarken bazıları da hapis cezasına çarptırılmıştır. 

1028126_e26432c0ddda51fc283295c023e98e41

 

kadın eylemi 1970 feminizm ile ilgili görsel sonucu

Nerdeyse 1960’lı yıllardan beri yürütülen bu mücadelede kadınlar seslerini duyurabilecekleri her alanda sahip olmak istedikleri hakları dile getirmişlerdir. Elbette başarılı sonuçlar da alınmıştır. İlk olarak 1960’da dünya tarihindeki ilk kadın lider Sri Lanka'da Sirimavo Bandaranaike olmuştur. Ardından 1966’da Indira Gandhi Hindistan başbakanı olmuştur ve 1979 da Margaret Thatcher Birleşik Krallığın ilk kadın başbakanı olmuştur. İlerleyen yıllarda pek çok ülke eğitimde eşitlik, kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesi gibi olumlu adımlar atsa da bunlar tam anlamıyla dünya üzerindeki kadın erkek eşitliğini sağlamış değildir.

Günümüzde hala pek çok kadın iş yerlerinde erkelerle aynı görev ve pozisyona sahip olmasına rağmen eşit ücret elde edememektedir. Vatikan’da kadınlar hala oy kullanma hakkına sahip değildir. Neredeyse her yıl dünyada yaklaşık 15 milyon kız çocuğu 18 yaşına gelmeden evlendirilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde kızların dörtte üçü okula gönderilmezken sadece 8 ülkede erkekler ve kadınlar güvence altına alınmış aynı yasal haklara sahiptir. 18 ülkede erkekler eşlerinin çalışmalarını yasal olarak engelleyebilir ve Yemen’de kadınlar hala “yarı görgü tanıdığı” olarak kabul edilmektedir. Tüm bunlarla birlikte dünya üzerinde ulusal meclislerde kadınlar koltukların neredeyse 4’te 1’ine sahiptir ve yine dünya üzerinde üst düzey yöneticilerin sadece %25’i kadındır. Tüm bunların tek sebebi ise KADIN olmak. Bu zihniyet ile gelişen toplumlarda kadın cinayetlerinin, tecavüz ve taciz oranların ne kadar yüksek olduğu da pek çoğumuzun bildiği acı bir gerçektir. Feminizm tüm bu adaletsizliğe karşı mücadele dolu bir dünya görüşüdür. Ona karşı çıkmak yerine desteklemek ve bu ayrımcılığın sona ermesini sağlamak bizlerin sosyal, siyasal ve ekonomi gibi pek çok alanda gelişmesini sağlayacaktır. 

YAPABİLİRİZ!

 we can do it ile ilgili görsel sonucu

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.