Acımasız Gerçekler Serisi 1: Sevginin Gerçek Yüzü

Yaşam Tarzı - 01 Şubat, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.

01 Şubat, 2021

Acımasız Gerçekler Serisi 1: Sevginin Gerçek Yüzü

Bugün arka fonda Müzeyyen Senar eşliğinde sevgiyi konuşacağız. Bu sefer konuşacağımız sevgi hepimizin bildiği sevgi olmayacak ne yazık ki. Hazırsanız acımasız gerçekler serisi "Sevginin Gerçek Yüzü" ile başlıyor.

 Sevmek, sevilmek... Bazılarımızın korktuğu, bazılarımızın hayalini kurduğu, bazılarımızın da bulduğu şey hayatında. Fakat hepimizin unuttuğu bir şey varsa o da sevginin kontrol edilebildiği zamanlarda nelere yol açtığı. Bugün, sizinle beraber sevginin gerçek yüzünü gösterirken bir bağlamda da sevginin para ve akıl gibi şeylerden ne kadar güçlü olduğunu da göstereceğim. Sevginin gücü demişken o da bildiğimiz sevginin gücü değil. Yani sevginin her kapıyı açtığından ya da sevginin bütün engelleri kaldırdığından bahsetmeyeceğim bugün. Kusura bakmayın siz de, acımasız gerçekler işte. Hadi başlayalım.

 Kimse, seni sen olduğu için sevmeyecek; herkes seni, seni sevmenin onlara ne kadar yakışacağını düşündüğü için, yani kendileri için sevecek. Ve bu da demek oluyor ki insan böyle yaparak yine kendini sevecek. Sen hiç sevilmemiş olacaksın hikayenin sonunda.

Ne güzel demiş Dostoyevski. Şimdi sorayım desem neredeyse hepinizin kafasında hayal etttiği ve ömrünün sonuna kadar onunla birlikte olmak istediği biri vardır. Birkaç dakika burada mola verin ve hayal ettiğiniz insanı düşünün. Hayalinizdeki insan size uygun olduğu için mi hayalinizde, yoksa sadece öyle bir insanı sevebileceğiniz için mi? Dostoyevski'nin ne kadar taş kalpli olduğunu söylesek de bir o kadar da haklı. Kabul etsek de etmesek de arzularımızın kurbanıyız ve en büyük arzularımızdan biri de kendimizi tatmin edebilmek. Ya sevgiyi kullanarak karşımızdaki insanın arzularını tatmin edebilseydik? İşte bugün tam da bu konuyu açıklığa kavuşturacağız.

 Sevgiyi kullanarak karşımızdaki insanları tatmin etme işini çoğumuz yapıyoruz aslında. Fakat bunu bilerek yapmıyoruz ya da fazla ileri gidemiyoruz. Kendi ilişkilerimizin içinde katlanabildiğimiz yere kadar yapıp bir zaman sonra bu durumdan da pes ediyoruz. Peki bugün karşınızdaki insan sizin ona karşı olan sevginizi kullanarak sizi kendine bağlasaydı ne olurdu? Bunu basit bir olayla anlatalım.

 Karşınızda bir insan var ve bu insan sizin casuslarınızdan biri olacak. Siz bu insana casus olması için para teklif ediyorsunuz. Bu insan para karşılığı bu işi yapmayı kabul ediyor. İlerleyen zamanlarda sizden casusluk yapmak için daha çok para istiyor. Paranız olduğunu düşünürsek itiraz etmeden o parayı da veriyorsunuz ve bu aynı şekilde devam ediyor. Hatta bir zaman sonra bu insan paraya doyduğunda ya da sizden daha iyi para veren birini bulduğunda sizin casusunuz olmayı bırakabiliyor bile.

 Şimdi gelelim senaryomumuzun ikinci kısmına. Yine bir casusa ihtiyacınız var fakat bu sefer casusunuzu sevgiyle kandırıyorsunuz. Bu insan da karşılıklı olan sevginiz - siz sevgiyi karşınızdaki insanın arzularını tatmin etmek için kullanıyorsunuz- için casusluk yapmayı kabul ediyor. Zaman ilerliyor, bu insan istediklerinizi yapıyor hatta daha fazla şey yapmasını istediğinizde de buna karşı çıkmıyor. Ve bağı koparıp koparmamak sizin elinizde.

 Yüksek ihtimalle sevginin sahte olduğunu anlayacağımızı söylüyorsunuzdur kendinize. Fakat konuşmaya başlarken bunu normalde hepimizin yaptığını, isteyerek ya da fazla ileriye götürecek kadar yapamadığımızı söylemiştim. Yani sizin sevginizi kullanan insanlar, size karşı olan hislerini gerçek olduğuna inanacağanız gibi geçirmekte çok iyiler çünkü arzularınızı biliyorlar. İşte tam bu noktada da sevginin gerçek yüzünü ortaya çıkarmış oluyoruz.

 Biz kendimiz kısa bir senaryo yarattık fakat tarih içerisinde de sevginin bu denli kullanıldığı hikayeler bulabilirsiniz. Günümüz şartlarına baktığımızda insan hayatının bencilliğe doğru hızlı bir şekilde ilerlediğini inkâr edemeyiz. Günümüz insanları da bu bencilliği aşabilmek için artık bu yöntemi kullanıyor. Bazen bir şirket pazarlama sürecinde bir reklamında, bazen kız arkadaşınız istediği bir şeyi size yaptırmak için, bazen dostunuz sizden bir şeyi ödünç alabilmek için. Bugün, eskiden olan sevginin şu an olmadığını hepimiz biliyorduk aslında. Bu da gayet acımasız bir gerçek. Fakat biz bugün bundan daha acımasız bir gerçeği öğrendik sizlerle beraber. O da sevginin de para gibi, akıl gibi profesyonel bir şekilde kullanılabildiği ve insanları etkilemekte hepsinden daha kuvvetli bir yöntem olduğu.

 Sevginin birçok acımasız tarafı var. Ben bugün bana göre en acımasız olan tarafını anlatmak istedim. Gittikçe yalnızlaştığımız ve birbirimize muhtaç olduğumuz günlerde çıkar ilişkileri bir yana, artık bir şeylerin çıkar için olduğunu fark edemeyecek durumda olmak ve belki sevildiğimizi sanarak fakat hiç sevilmeyerek göçüp gitmek... Haftaya acımasız gerçeklerin konuğu "aşk". Aşkla ilgili acımasız gerçekleri bana instagram hesabımdan göndermenizi ve bir dahaki seri içeriğimde bunları beraber konuşmayı çok istiyorum. En kısa zamanda, tekrardan görüşmek üzere. Emin olabildiğiniz sevgilerle kalın...

 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.