Free Solo : Dünyanin En Tehlikeli Sporu

El Capitan, 8 yıllık hayalin gerçekleştiği yer. Yalnızca bir spor değil aynı zaman da bir mücadele hikayesi. Solo tırmanış üzerine bir inceleme ve Alex Honnald'ın belgeseli çekilmiş efsanevi solo tırmanışı konularında daha fazla detay yazımda!

Solo tırmanış olarak bilinen bu tırmanma sporunda eller ve ayaklar dışında hiçbir güvenceniz yok. Dünyanın en cesaret gerektiren sporları arasında olan bu spor tarihte birçok kişi tarafından denenmiş. Hakkında birçok belgesele, filme ve kitaba rastlayacağımız bu sporun cesur yüzünü gelin yakından tanıyalım.

Bu tırmanışı yapan cesur kahramanımızın adı Alex Honnald. Alex, bugüne kadar 1000'den fazla solo tırmanış yapmış. Bu tırmanışlarının en görkemli ve en tehlikeli olanını ise El Capitan'a tırmanarak yapmış. Tarihte ilk kez 1958'de tırmanılan bu dağın zirvesine çıkmak 47 gün sürmüş. Alex Honnald ise aynı yeri 3 Haziran 2017'de tek başına üstelik ekipmansız 3 saat 57 dakikada tırmanmış.

 

Gelin biraz da El Capitan'dan bahselim. El Capitan, ABD’nin Yosemite Ulusal Parkı’nda bulunan 900 metre yüksekliğinde, dünyanın tırmanması en zor kayalarından biri ve daha önce bu kayaya ip kullanmadan tırmanabilen biri olmamış ama tırmanıcıların hayali olmaktan da geri kalmamış.

Alex Honnald, en iyi gerilim filmlerini aratmayacak gerginlikte, muhteşem görüntüleriyle 2018'de yayınlanan aynı zamanda da en iyi belgesel Oscar’ını kazanan "Free Solo" isimli belgeselin baş kahramanı. Belgesel, başarılı ve ünlü National Geographic fotoğrafçısı Jimmy Chin, eşi Elizabeth Chai Vasarhelyi ve ekipleri tarafından çekilmiş. Çekimde görev alan ekibin tamamı dağcı ve tırmanışın çekimini El Capitan’ın belli bölgelerine iple ve Alex Honnold’u rahatsız etmeyecek şekilde konumlanarak gerçekleştirmişler. Belgeselde Alex, 2009’dan 2017’ye kadar 8 yıl boyunca oraya tırmanış yapmanın hayali olduğunu anlatıyor. Her seferinde kendine güveni daha çok artıyor ve sonunda tırmanışı gerçekleştiriyor. 

Bu tırmanış tahmin edeceğimiz gibi çok da basit olmamış. Bu güne kadarki tecrübeleriyle birlikte öncesinde idolü olan usta dağcılarla da çalıştığını  belirten Alex, kafasında her türlü ihtimali geçirdiğini belirtmiş. Günün sonun da ise şu sözlerle yaptığı işin ne kadar zor olduğunu anlatmış:

 Olimpiyatlara katıldığınızı düşünün. Tek şansınız var ve altın madalyaya kazanmak zorundasınız. Eğer kazanamazsanız ölüyorsunuz.

Alex bu tırmanışıyla yalnızca bu sporu yapanlara öncülük etmemiş aynı zamanda hayatta bazı zorluklara karşı gelen ve mücadelesini sürdüren insanlara da bir ilham kaynağı oldu. Hayatta biz de birçok kez zorluklarla karşılaşır ve bunları aşmak için bir şeylere ihtiyaç duyarız. Bu başarı hikayesi tam da öyle bir şey.

Herkes mutlu ve rahat olabilir. Ama mutlu ve rahat olarak dünyaya iyi bir şey yapılamaz. Mutlu ve rahat olduğu için büyük bir şey başaran kimse yoktur.                                                                                                               

      Alex Honnald