Paylaşmanın En Lezzetli Hali: Aşure - BaydönerCase

Bizlere birlik, beraberlik ve paylaşmanın önemini anlatan birçoğumuzun tadını çok sevdiği aşurenin günümüze kadar nasıl geldiğini hiç merak ettiniz mi? Sizler de merak edenlerdenseniz yazıma davetlisiniz, iyi okumalar dilerim.

Aşure kelimesi esasen Arapça’da on anlamına gelen “aşara” kelimesinden türemiştir. Hicri takvimde aşure ayı olarak bilinen Muharrem ayının onuncu gününü temsil etmektedir. Bunun dışında aşure gününde farklı inançlara göre çeşitli olaylar rivayet edilmektedir. Hz. Adem'in işlediği günahtan sonra tövbesinin kabul edildiği, Hz. İdris'in diri olarak göğe yükseltildiği, Hz. Yakup'un oğlu Yusuf'a kavuştuğu, Hz. Yunus'un balığın karnından çıktığı, Hz. Musa'nın Kızıldeniz'den geçip İsrailoğulları'nı firavundan kurtardığı, Hz. İbrahim'in ateşte yanmadığı, Hz. Eyüp'ün yaralarının geçtiği günün aşure günü olduğuna inanılmaktadır.

Alevi toplumu için ise hem bir anma hem de matem halini alan Muharrem ayı, Hz. Hüseyin'in ölümüne denk gelmektedir. Hz. Hüseyin'in ölümüne kadar bu ayda hazırlanan aşurenin neşeyi yaymak ve kutlama yapmak için hazırlanan bir yiyecek olduğu bilinmektedir.                          Aşurenin ortaya çıkışı bir diğer inanışa göre belki de çoğumuzun bildiği rivayet olan Nuh peygamberin hayatına dayanmaktadır. Hz. Nuh'un gemisinin büyük tufandan kurtulmasının ardından karaya ilk çıkışında erzakları oldukça azalmış ve kalan tüm malzemeler karıştırılarak aşure hazırlanmıştır. İçerisinde buğday, fındık, kuru üzüm, ceviz, kuru incir, fasulye, nohut gibi malzemelerden oluşan 12 farklı malzeme bulunmasının da bu olaya dayandığı söylenir.Aşure günümüzde de eldeki farklı malzemelerle yapılan, genellikle tatlı olarak yapılsa da bazı yörelerde etli veya tuzlu türlerine de rastladığımız bir tür yemek haline gelmiştir. Buğday dışında çeşitli tahıl, bakliyat ve kuruyemişlerle de yapılmaktadır.Her ne kadar çıkış nedenini kesin olarak bilmesek de bizlere paylaşmanın, birlik ve beraberliğin önemini anlatan, bereket getirdiğine inandığımız, özellikle geleneklerden koptuğumuz ve komşulukların azaldığı şu dönemlerde hayatımıza bir nebze iyilik katan bir yiyecek olduğunu söyleyebiliriz. Muharrem ayında kapımızı çalan belki de uzun zamandır görüşmediğimiz bir komşumuzdan gelen bir kase aşure…Böyle güzel geleneklerden kopmamak dileğiyle.