Orhan Pamuk: Merhaba Poğaçacı!

Kültür ve Sanat - 10 Mayıs, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.

10 Mayıs, 2021

Orhan Pamuk: Merhaba Poğaçacı!
Kredi: Orhan Pamuk Fotoğrafı

Orhan Pamuk, birçok başarıya imza atmış, kendisine has bir duruşu olan, yeri geldiğinde söyleceklerinden kaçınmayan bir yazar. Gelin, Orhan Pamuk'la ilgili biraz daha derinlere inelim.

MERHABA POĞAÇACI

‘Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.’ Yazının gücünü, insan ve insan hayatının üzerindeki etkisini, bu vurucu cümleyle aktarıyor Orhan Pamuk. Pamuk, kendisini, 2006 yılında aldığı Nobel Ödülü dünya çapında bir üne kavuşturdu. Bu ödülü alan ilk Türk olması, normal şartlarda tahmin edeceğiniz üzere son ses korna çalan araba konvoylarıyla kutlanırdı, ancak bu gerçekleşmedi. Hatta dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Orhan Pamuk’u kutlayan bir mesaj dahi yayınlamamıştı. Sebebi malumunuz, Pamuk’un ‘Ermeni meselesi’ ve ‘Kürtler’ hakkında söyledikleri. Pamuk’un hayatından bahsetmek için aldığı ödülü, öncesi ve sonrasının yansımalarına kısa da olsa değinmek gerekiyor. Bazı çevrelerce, Pamuk’un bu sözlerinin ödüle ulaşmasındaki en önemli etken olduğu söylenmiş, bazısı onun yetkin bir yazar olmadığını ifade etmişti. Onun yazarlığını bazı ön yargılardan arınarak irdelemek oldukça güç. O’cu bu’cu olmanın insan olmaktan ayrılmadığı bir noktada, akıllara hemen Pamuk ne’ci? sorusu geliyor. Ben bildiğim kadarıyla söyleyeyim: Yazar. Türk edebiyatının son dönemlerinde yetişmiş en etkileyici yazar.

Evet, Türk. İstanbullu, 68 yaşında. Türkçe yazdığı kitaplar altmış üç farklı dile çevrildi ve yüzü aşkın ülkede yayımlandı. Kendisinin yazın kalitesine ve kaleminin gücüne dair yorumlarda bulunacak kadar yetkin değilim, yalnızca Pamuk’un en çok okuduğum Türk yazar olduğunu ifade edebilirim.

Büyüyüp yetiştiği dönemde ailesinin maddi durumu gayet yerinde, kalabalık bir aile olarak Nişantaşı’nda oturuyorlar. Sanata ve resme meraklı, o zamanlar sırf meraklısı olabilmek için belli bir maddi bütçe gerektiren şeylere yani. Sık sık resim yapmış gençlik yıllarına kadar. Sonra liseye, Robert Koleji’ne gitmiş. Oradan İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne. Ancak bu macera yeterli gelmemiş ona ve üç yıl okuyup bırakmış. Ardından gazetecilik okumayı denemiş, o da olmamış. Son olarak yazar olmaya karar vermiş ve yine bir lüks göstergesi olarak başka bir iş yapmaya gerek duymadan evine kapanıp tüm vaktini yalnızca yazmaya ayırmış.

İlk romanı Cevdet Bey ve Oğullarını yayınlayarak yazar olmak yönünde verdiği bu kararın meyvesini 1982 yılında almış. O günden beri yazmakta. Neden yazıyor olduğuna ise kendisi şöyle bir açıklama getirmekte: ‘Benim yazdığım gibi kitaplar yazılsın da okuyayım diye yazıyorum. Bir türlü mutlu olamadığım için yazıyorum, demek ki mutlu olmak için yazıyorum.’

BBC’nin kendisi ile yaptığı bir belgesel filmde, sokaktan geçen seyyar simit/poğaça satıcısına ‘Merhaba poğaçacı’ diye seslenen Pamuk, (Poğaçacı O’na cevaben merhaba roman yazarı demiyor.) hayatı ve yaşantısından sunduğumuz şu kesitle bile aslında halkla çok iç içe olmadığını gözler önüne seriyor. Ancak, Pamuk’un eserlerini okudukça onun halkın kültürel ögelerine yabancı bir yazar olduğu izlenimden oldukça uzaklaşıyorsunuz. Onun yakın Türk-Siyasi tarihine ilgisi, Türkiye’de yaşanan siyasi olayların bireyler ve toplum üzerindeki etkisini romanlarında başarıyla anlatmasına olanak sağlıyor. Özellikle İstanbul, O’nun kitaplarında mühim bir role sahip, aşkı romanlarının merkezine alan Pamuk, bu kadim konuyu yine bir o kadar kadim bir şehir olan İstanbul ile birlikte anlatmayı çok seviyor. Onunla beraber İstanbul’un bilinmedik sokaklarında dolanmak, anlattığı tarihi dokulara tanıklık etmek, farklı dönem ve farklı kültürlerdeki İstanbulluların yaşantılarına ortak olmak oldukça keyifli.

Tabii ki İstanbul dışına da çıktı, Kars’ta geçen Kar (2002) romanında siyasi içeriklerin oldukça yoğun olarak göründüğünü söylemek mümkün. Ülkesinin meselelerine dair söyleyeceği şeyleri hep olan Pamuk, hiçbir zaman ana gündem maddesini siyaset olarak belirlemedi. Medyatik bir figür olmayı; ne Hrant Dink cinayeti azmettiricisi Yasin Hayal’in cezaevine sevk edilirken ‘Orhan Pamuk akıllı olsun akıllı’ tehdidi sonrası açıklamalar yaparak, ne de İlber Ortaylı’nın ‘Türkçesi bozuk, okumayın’ yorumlarına cevap vererek tercih etti.

Bugünlerde yeni kitabı Veba Geceleri okuyucuyla buluşan Pamuk, yine çeşitli tartışmaların odağında buldu kendisini. Bu bir reklam kampanyası mıdır, sistematik olarak düzenlenmiş bir yıpratma çabası mıdır bilinmez. Yeni tartışma konuları açmaya hiç niyetim yok, merak etmeyin.

Bir gün bir kitap okursanız ve bütün hayatınız değişirse bu bir Pamuk kitabı olur mu bilmiyorum ancak, onu, ele aldığı konular ve bu konuları ele alış tarzından dolayı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Güle güle okuyucu!

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.