Klişe Duvarlarını Yıkan Zombi Filmi: World War Z

Belki lisede veya ortaokulda dönemin son haftası açıldı ve izlendi, belki bir arkadaş tavsiyesi oldu. Her şekilde heyecanla izlenen bu filmi gelin beraber inceleyelim.

Şimdi de bu film kendisine gösterilen sevgiyi ve ilgiyi ne kadar hak ediyor biraz yorum yapmak istedim. Baştan belirteyim amacım yargılamak veya emeğe saygısızlık yapmak değil, sadece düşüncelerimi sizinle paylaşıyorum. 

World War Z; 2013' te gösterime giren ve Brad Pitt'in başrolünü oynadığı, biraz korku, dram ve aksiyon filmidir. Çevreme, film hakkında yönelttiğim sorulardan anladığım kadarıyla başrolünü Brad Pitt oynadığı için izlenmeye başlanmış ama konusu ve ilerleyişi çok beğenilmiş. Film tam olarak ''Yok canım ya, ben asla korku izleyemem.'' diyenlere göre. Filmde gereksiz gerilim yok, efektleri de çok iyi. Kurgusu da güzel fakat artık insanlar farklı bir şeyler arıyor. Bence farklı bir şeyler de ortaya çıkarmakta en büyük sorun yeni bir kurgu bulmaktan çok, bu kurguyu insanlar beğenecek mi ya da beğense bile ne kadarlık bir kesime hitap edecek kaygısıdır. Biz insanoğlunun, çok büyük emekler verilerek ortaya çıkan bir eseri hak etmese bile kötüleme gibi bir huyu var maalesef. Bu film hakkında veya herhangi bir şey hakkında yorum yaparken onu saatlerce kötülemektense ''Bu film bana hitap etmedi, pek hoşuma gitmedi.'' demek çok daha kolay diye düşünüyorum.

Filmin konusuna geçersek; BM görevlisi Gerry Lane ailesiyle daha fazla vakit geçirmek için iş hayatını bırakıp sakin bir yerde onlarla yaşamaya başlıyor. Fakat Güney Kore'de ortaya çıkan ve tüm Dünya'ya yayılıp insanları 'zombi'ye çeviren bir virüs yüzünden ailesini de korumak için tekrar işine dönüyor. Sonunda kamuflaj görevi gören bir aşı geliştiriliyor ve sağlıklı bireye de enjekte edilerek zombilere karşı bir nevi görünmez olunuyor. Yine de bize saldırmayacak olsalarda nüfusun çoğunu kapsayan bu zombiler arasında yaşarken akıl sağlığımız ne kadar korunurdu bilemiyorum. Film o kadar hızlıydı ki olayları takip etmek biraz zordu. Filmi ikiye bölüp olayları daha anlaşılır kılmak iyi olabilirdi. Zaten filmin ikincisi de çıkıyormuş ama filmi çeken stüdyo yeni gelen iki projeye odaklanmak istediği için  World War Z'ye ayırdığı tüm bütçesini ortadan kaldırmış. 190 milyon dolarlık harcamanın ardından yaklaşık 540 milyon dolar gişe hasılatı yapan bir film için böyle bir karar vermek ne kadar mantıklı bilemedim. Umarım yeni projeleri bu seriyi ortadan kaldırmaya değmiştir. 

IMDb değerlendirmesi 7.0/10 olan bu film aslında bana biraz da Covid dönemini anımsattı. İnsanların zombiye dönüşmesi haricinde ortaya çıkışı ve tedavi yöntemi çok benzerlik gösteriyor. Aslında bu da biraz klişeye kaçıyor. Bir yerde bir virüs çıkıyor, insanlar mutasyona uğruyor, savaş çıkıyor, insanlığın yarısından fazlası yok oluyor ve sonunda başrol gelip tedaviyi buluyor ve her şey düzelmeye başlıyor. Bu filmde en sevdiğim şeylerden biri de başında ve sonunda çevresel bir mesaj veriyor olmasıydı ama tabi ki anlayana. Biz böyle doğayı hor kullanmaya devam ettikçe filmlerde korkarak veya iğrenerek izlediğimiz sahneleri arayacakmışız gibi geliyor.

Yazımın sonlarına doğru gelirken çok sevdiğim bir repliği yazmak istiyorum. Bu salgın araştırmasına gönül vermiş çok zeki, istekli ve genç bir doktor araştırma yerine giderken Gerry'e şöyle diyor:

''Bazen de virüsün en acımasız yanı olarak düşündüğün şey en zayıf noktası çıkar.''

Bu konuşma çok güzel ve etkileyiciydi. Spoiler olmaması için bu kısmı yazıyorum sadece. Ama genç doktor çok haklı ve sahneyi izlediğinizde siz de ona hak vereceksiniz. Bir virüs veya herhangi bir şey; bir gün çözülmeye, tedavi edilmeye, bulunmaya, yani bir sonuca varılmaya muhtaçtır. 

Keşke hayatımızda karşılaştığımız sorunlar da filmler gibi 2 saat sürse ve geçse ama evren bize sınırsız bir destek sağlayarak hiç bitmeyecek bir film serisi yaşatıyor. Gerry'nin de dediği gibi:

''Her şeye hazırlıklı olun. Savaşımız daha yeni başladı.''

Yeni yazılarımda buluşmak üzere!