İnsanlığın En Eski Ortaklarından: Bal Kuşları

Kültür ve Sanat - 20 Aralık, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.

20 Aralık, 2021

İnsanlığın En Eski Ortaklarından: Bal Kuşları

Başlangıcı 1,9 milyon yıl geriye dayanan bir ortaklık. Evrenin en zeki kuşlarından bal kuşunun önce bal porsukları, sonra ise atalarımızla geliştirdiği ilham verici iş birliği ve bazılarınızı şaşırtabilecek bencilliğinin hikayesi bu yazıda!

Bal kuşu, diğer isimlendirmeleriyle bal kılavuzu kuşu veya bal ağaçkakanı, Batı Pasifik Adaları ve Avustralya kıtasında yaşam süren bir canlı. Bu kuşlar genellikle donuk renkliyken bazılarının tüylerinde parlak sarı renklendirmeler olduğu görülebiliyor. Bal kuşlarının alt türleri vücut oranları açısından incelendiğinde ortalama ağırlıklarının 10 ila 55 gr ve ortalama uzunluklarının 10 ila 20 cm arasında değiştiği görülüyor. Türün diyetine bakıldığında ise omurgalılar arasında bal mumu yediği bilinen nadir hayvanlardan biri olduğu söyleniyor. Bal kılavuzlarının diğer türleri genellikle bal arısı ve yaban arısıyla besleniyor ve bu türler tünedikleri daldan ok gibi fırlayarak arıları uçarken havada yakalamalarıyla ünlüler. Kuşun bilimsel ve latince adları da belirtici, işaret eden anlamlarına gelen "indicatoridae" ve “indicator indicator” isimleriyle anılıyor. Peki buraya kadar oldukça sıradan görünen bal kuşlarına niçin gayet anlamlı isimler verilmiş olabilir? 

İnsanlığın En Eski Ortaklarından: Bal Kuşları

Bal kuşları; iş birliği yapabilen, öğrenmeye açık ve zeki canlı türlerinden biri. Bu anlamda doğadaki ilk iş birliklerini bal porsuklarıyla yaptıkları görülüyor. Son derece mahir bir ötüş yeteneğine sahip olan bal kuşu eşsiz sesi ve kanat çırpışlarıyla bal porsuklarının dikkatini çekiyordu. Daha sonra peşine takılan takipçilerine en yakın bal kovanına kadar rehberlik yapıyordu. Bal porsukları ise arı sokmasına karşı dayanıklı yapılarıyla kovanlara saldırıp petekleri korkusuzca tüketiyor ve kaynağın küçük bir kısmını teşekkür babında kuşa bırakıyorlardı. 

Bal kuşunun olağanüstü zekâsını ortaya koyduğu diğer iş birliği ise insanlarla geliştirdiğine denebilir. Afrika’daki atalarımızın henüz şekerkamışı ve şekerpancarı gibi bitkilerden şeker çıkarmayı akıl edemediği bir dönemde doğada saf hâlde ve Afrika çayırlarında ender bulunan bala ulaşmak için kendisine kılavuzluk eden bir canlının ortaya çıkması adeta mucizeydi. Bu ortaklık günümüz modern avcı toplayıcı toplumlarından Kenya’daki Boran kabilesi ve Afrika'nın Masai Mara bölgesindeki Masailer ile devam etmekte.

İnsanlığın En Eski Ortaklarından: Bal Kuşları
 
Süreç şöyle işliyordu: Kabilelerin bal avcıları, bal kuşu arasında geliştirilen dilde (Boranlarda fuulido) bir ıslık çalıyordu. Şanslıysalar ıslığı duyan bir kuş aynı melodiyi tekrarlıyordu ve ardından da yola koyulduğuna dair bir başka ötüş ile onları arkasından davet ediyordu. Yolculuklarının ardından kovana ulaşıldığını belirten bir zafer ötüşü yapan bal kuşu, yakınlardaki bir ağacın dalına konarak avcıların harekete geçmesini bekliyordu. Avcılardan biri genelde elinde dumanıyla arıları sersemletmek amacıyla aşağıda dururken diğer avcı ağaca tırmanıp petekleri alarak aşağıdaki arkadaşına iletiyordu. Hikayenin sonunda avcılar bir ağaç kavuğunun üzerine bal kuşunun payını bırakıyordu. Zira avcılar biliyordu ki bu hizmetin karşılığını vermeselerdi bir dahaki durakları bir kurt kapanı veya aslan ini olabilirdi. 

İnsan ve hayvan ortaklıkları çoğunlukla beslenme amaçlı yapılıyor. Köpekler avcılıkta, domuzlar zehirli mantarları kokusundan ayırt etmede, karabataklar balık tutmada insanlara yardımcı olmak için eğitilebiliyor. Sayılan hayvanlar evcil veya eğitilebilir hayvanlar iken kuş ve insan iş birliği vahşi hayatta gerçekleşmesi yönünden hayret uyandırıyor. Sonuç olarak 1,9 milyon yıla dayandığı söylenen bu ortaklığın insanların kovan yerleşimlerini tespit etmesi ve bal kuşlarının da bala ulaşması açısından karşılıklı olduğu anlaşılıyor.

Evrim biyoloğu Spottiswoode, “Bizi kuşlar için özel kılan şey ateşi ve dumanı kontrol edebilme yeteneğimiz.” diyor. İnsanlar dumanı kullanarak arıların alarm feromonlarını engelliyor ve onları daha az saldırgan hâle getirebiliyor. 

Spottiswoode iletişimde kullanılan ses tonu üzerinde de detaylı çalışmalarda bulunuyor. İnsanların çıkardığı “brrr-hmm” gibi önce tiz bir titreme sonrasında ise kısa bir hırıltı içeren bu sesi birden fazla insan çıkardığında kuşların geleneksel olarak bu işi yapan insanlardan gelen sese daha duyarlı olduğu gözlemleniyor, bunun sonucunda bal kovanının bulunma şansı 3 katına çıkıyordu. 

İnsanlığın En Eski Ortaklarından: Bal Kuşları

Bal kuşunun doğadaki iş birliklerine tezat ancak başarılarına oldukça uygun düşen bir özelliği daha var. Yavruları doğacak bir kuş, yumurtalarını diğer kuş türlerinden birinin (ağaçkakan, sakallıkuş vb.) yuvasına bırakır. Yuvanın sahibi diğer yavruları gibi bu kuşu da besleyip büyütür. Bu sırada bazı yavru bal kılavuzlarının gagalarında sonradan kaybolacak şekilde bir çift çengel gelişir. Bal kuşları bu avantajı ile diğer yavruları elimine ederek tüm yiyeceğe sahip olur ve yuvada uzun süre kalabilir.

Ne dersiniz, bal kuşlarının hikayesi sizce de başarılı insanların yeri geldiğinde takım çalışmasına uygun ve kimi zaman daha bencil davrandığını gösteren araştırmalarla örtüşüyor mu?

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.