Gelişmekte Olan Ülkeler ve Küreselleşme

Bilim ve Teknoloji - 08 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.

08 Mart, 2021

Gelişmekte Olan Ülkeler ve Küreselleşme

Türkiye ve onun gibi gelişmekte olan ülkeler küreselleşmenin etkilerini kendi lehlerine değerlendirip avanataja çevirmeli, bunun için belli başlı yollar seçmeli ve bu yolları başarıyla tamamlamalıdır.

Sanayi devrimi sonrasında gelişen teknolojiyle birlikte farklı ulusların etkileşimi artırmıştır. Bu artışla beraber dünyada yeni tasarlanan, yapılan ürün veya hizmetlerin diğer uluslarca talep edilmesiyle ortak tüketim ortaya çıkmıştır. Küreselleşmenin ortaya çıkmasıyla her liberal devlet bu süreçte bir yol haritası çizmek zorundadır. Aksi takdirde küreselleşmede baskın olan güç diğer ulusları asimile edip her ülkenin kültürünü, dilini hatta ekonomisini ele geçirip bağımlı hale getirebilir. Gelişmiş ülkeler kendi ürettikleri ürünleri küreselleşme sonucu daha ucuza mal etmek için işçiliğin daha ucuz olduğu ülkelerde üretmektedir. Bunun sonucunda işçi haklarında adaletsizlikler meydana gelebilir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin bu süreçte küreselleşmeye ayak uydurabilmeleri çok önemlidir, ayak uyduramayan ülkeler ucuz işçiliğin olduğu ve söz hakkı bulunmayan ülke konumuna gelebilir. Küreselleşmeyi doğru değerlendirebilmek adına ithal ürünlerle yarışabilecek yerli ürünler üretebilmeli. Üretilen yerli ürünler ithal ürünlerle eş kalitede olmalı ve bu yerli ürünler/hizmetler markalaşıp ihraç ürünleri haline gelip birer dünya markası haline gelmelidir. Bu süreçte gelişmekte olan ülkeler yatırımcılara uygun politikalar izlemeli. Bunun yanı sıra ithal ürünlere ekstra gümrük vergisi ekleyip iç pazarda yerli üretimin tüketilmesi teşvik edilmeli. Ülke içi pazarın yerli firmalara ait olmasıyla ülkelerin döviz kaybı engellenmiş olur.

Markalaşma küreselleşme yarışının en büyük silahıdır. Bugün aynı özelliklere sahip iki ürünü birbirinden ayıran en önemli faktör markasıdır. Markanın değeri ne kadar fazla ise ürünün fiyatı o kadar çok olmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler kendi markalarını oluşturmalı, gerekli AR-GE  ve reklam yatırımı yapmalıdır.

Kültürel anlamda küreselleşmenin doğurabileceği birçok risk faktörleri vardır. Bu faktörler sosyal medya kullanımın artışıyla, toplumun giyim, yeme-içme alışkanlıklarını değiştirmiştir. Başka ülkelerin yaşantılarına özenme sorununu ortaya çıkarmıştır. Bu sorunlarla mücadele etmenin yolu eğitimden geçmektedir. Başka toplumlara kültürümüzü anlatmak/benimsetmek için en güzel yol sosyal medya veya dizi, film gibi dramatik platformlardır. Kültürümüzü başka milletlere tanıtıp sempati yakalanırsa birçok olumlu sonuçlara ulaşılabilir. Ülkenin ve kültürün tanınmışlılığıyla, turizm doğru orantılıdır. Gelişmekte olan ülkeler turizme önem vermelidir. Turistlerin imkanları iyileştirilmelidir. Bu alanda otelcilik, garsonluk, tur rehberi, hava alanları, plajlar, yat limanları gibi birçok sektör yapılandırılmalı ve de yetiştirilmelidir. Turistlerin daha çok para harcaması hedeflenmelidir.

Gelişmekte olan ülkelerin küreselleşmeyi doğru yönetebilmek için en önemli şartı ise demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür. Demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünün doğru yönetildiği ülkeler altyapılarını geliştirmesiyle birçok yabancı yatırımcının ülkelerine yatırım yapmasına olanak sağlar. Bu da küreselleşme yarışını gelişmekte olan ülkeler için zaferdir. Yabancı yatırımcıların hakları yasalarla güvence altına alınmalı, vergi indirimi gibi teşviklerle yabancı yatırımcılar getirilmeli.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.