20'li Yaşlarda Olanlara Film Önerileri

Yetişkinliğe adım atmaya başladığımız yirmili yaşlar; yaşadığımız bu gençlik yıllarının bir daha geri gelmeyeceği bilinci ile geçirdiğimiz, dolayısıyla hatırlanabilir kılmaya çalıştığımız, bir yandan da sürekli arayış içerisinde olduğumuz yıllardır. Yazımda bu yıllara ışık tutan filmleri derledim. İyi seyirler!

1- 500 Days Of Summer

Filmde Tom ve Summer karakterlerinin tanışmasından itibaren bir ilişkinin inşası, gelişimi ve sona ermesini içeren beş yüz gün anlatılıyor. Tom ve Summer, diğer bir deyişle filmimizin esas oğlanı ve kızı, romantik ilişkilere bakış açısı olarak birbirinden oldukça farklı. Tom, ilişki içerisinde olduğu insana bağlanan ve bu bağlılığını da fazlasıyla belli eden bir karakter. Summer ise Tom'dan farklı olarak ilişkilerini gençlik yıllarının eğlenceli bir parçası olarak gören, ilişkileri üzerine fazlaca düşünmeyen, karşısındaki insana bağlanmaktan korkan biri. Yaklaşık bir buçuk saatlik film süresince bu tezatlığın ilişkilerinin dinamiklerini nasıl etkilediğini izlerken kendimizi de karakterlerin yerine koymaya başlıyoruz. Yirmili yaşlar insan ilişkileri ve bunlara anlam verme noktasında oldukça mesai harcadığımız yaşlar ve bu kavramlara bakış açıları kişiden kişiye farklılık arz ediyor. Özellikle bu yaşlarda kendimizden farklı bakış açılarını anlamakta zorlanabiliyoruz. Ancak bu film bize her iki bakış açısını da doğru ya da yanlış şeklinde, siyah beyaz olarak belirtmeden tane tane anlatıyor. Bu da özellikle gençlik yıllarında üzerine epeyce kafa yorduğumuz aşk kavramı hakkında izleyene güzel dersler veriyor.

İnsanlar değişir. Hisler değişir. Bu bir zamanlar paylaşılan aşkın doğru ya da gerçek olmadığı anlamına gelmez. Anlamı basitçe şudur; insanlar büyür ve yolları ayrılır.

2- Cha Cha Real Smooth

Üniversiteden yeni mezun olan Andrew aile evine döner ve Barselona'daki kız arkadaşının yanına gidebilmek için para biriktirmeye çalışır. Eğlenceli üniversite hayatını geride bırakarak artık finansal anlamda kendi başının çaresine bakmak zorunda olduğunun farkına vardığından çeşitli işlerde çalışır. Ancak bu işler geçicidir ve Andrew'a anlamsız gelir. Kardeşini götürdüğü bir partide ise oldukça sıkıcı ilerleyen partiyi danslarıyla, tavırlarıyla daha eğlenceli hale getirir. Bunun partideki anneler tarafından fark edilmesiyle Andrew partilerde ''parti başlatıcı'' olarak görev almaya başlar. Kardeşini götürdüğü ilk partide Domino ve onun otizimli kızı Lola ile tanışır. Her duyguyu en yüksek perdeden hissetiğimiz yaşlarında olan Andrew, kendisinden yaşça büyük bir kadın olan Dominoya aşık olmaya başlar. Ancak Andrew hislerinde yalnızdır, üstelik Domino yakın bir zamanda başka bir adamla evlenecektir. Andrew'ın kalp kırıklıkları, kendini bulmaya çalışması, gelecek kaygısı ve düşünmeden verdiği kararları çoğu gencin empati kurabileceği türden.

3- Frances Ha

Yirmi yedi yaşında olan Frances'in hayatında ne istikrarlı bir işi ne de düzenli bir ilişkisi vardır. En yakın arkadaşı ile birlikte yaşayan Frances, hayatta her zaman her şeyin bir düzene oturması gerekmediği düşüncesindedir ancak en yakın arkadaşının evden ayrılmasıyla bu düşünce yapısını sorgulamaya başlar. Yaşıtları evlenmekte, işlerini düzene oturtmakta ve hayatlarının yetişkinlik evrelerini yaşamaktayken Frances tüm bu sürece yabancıdır. Kim olduğunu, hayattan ne istediğini tam olarak bilmemekte, parça parça bir hayat yaşamaktadır. Karakterin gençlik hayatından yetişkinlik hayatına geçmekte iken yaşadığı kaygıları, korkuları, kararsızlıkları Greta Gerwig'in muhteşem oyunculuğuyla oldukça başarılı bir şekilde yansıtılmış. Kendimize ve geleceğimize dair sürekli bir düşünme hali içerisinde olduğumuz gençlik yıllarında bu film izlendiğinde, izleyen kuşkusuz kendisinden tanıdık bir şeyleri bu filmde bulacaktır.

Bu hayat sona eriyor ve tam da orada fark edilmeden herkesin önünde duran gizemli bir dünya oluşuyor ama kimse bunu fark etmiyor. Yani dedikleri gibi etrafımızda başka bir boyut var ama bizde onu algılama yeteneği yok.

4- The King Of Staten Island

Pete Davıdson tarafından hayat verilen Scott karakteri küçük yaşta babasını kaybetmiş, dövme sanatçısı olmak isteyen bir gençtir. Kardeşinin üniversiteye gitmesiyle Scott, annesiyle yaşamaya devam eder. Annesinin tıpkı babası gibi itfaiyeci olan bir adamla ilişki yaşamaya başlamasıyla Scott'ın da hayatı değişir. Gençlik yıllarında geleceğe yönelik hayaller kurmak oldukça kolaydır, ancak bu hayaller için icraate geçmek her zaman aynı kolaylıkta olmayabilir. Filmin ana karakteri de bir yandan bu konuda zorlanırken bir yandan da annesinin yeni sevgilisine alışmaya çalışır. Film izleyene birçok duyguyu aynı anda yaşatmayı başarırken, sona erdiğinde izleyenin yüzünde hafif bir gülümseme bırakıyor.

5- Amelie

Amelie çocukluğundan beri yalnız büyümüş, annesini çok küçük yaşlarındayken ani bir şekilde kaybetmiş, babasıyla çok da iyi ilişkileri olmayan genç bir kadındır. Babasının çocukluğundan beri süregelmekte olan soğuk tavırları, evde eğitim görmesi onu insanlardan uzaklaştırmış ve yalnızlığa alıştırmıştır. Bu yüzden hayal dünyası oldukça geniş olan Amelie, kurduğu hayallerle kendi halinde yaşar. Ancak hayatı evinde bulduğu bir kutuyla değişir. Amelie bu kutunun sahibini aramaya koyulur ve bu sürede hayatına yeni insanlar girer. Artık sadece hayal dünyasında yaşamamaktadır, hayallerini gerçekleştirmek için adımlar atmaya başlar ve ilk kez aşık olur. İzlerken içleri ısıtan bu film, izleyene umut aşılıyor.

Hayat, asla sahnelenemeyecek bir oyunun sonsuz tekrarından ibaret.