Halil İnalcık: Has Bağçede Ayş U Tarab

Kitap - 18 Mart, 2024 - Okuma Süresi: 5 Dk.

18 Mart, 2024

Halil İnalcık: Has Bağçede Ayş U Tarab
Kredi: dr.com.tr

Bu yazımda İran geleneğinden yola çıkarak Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti'ndeki has bahçe, yani eğlence ve işret meclislerine Halil İnalcık'ın muazzam eseri bağlamında bakacağım. Detaylar için tıklayın!

HAS BAĞÇEDE AYŞ U TARAB

Kronolojik olarak bir inceleme yapıldığında, Anadolu coğrafyasının temel taşları birtakım farklılıklara ev sahipliği yapmaktadır. İkinci Murad döneminde Yazıcızade Ali tarafından yazılan Osmanoğlu şeceresine bakıldığında, eğer yazılan bilgileri kabul edersek, Osmanoğulları öncelikle Oğuz Yabgu Devleti’ne; oradan da dolaylı olarak Oğuzlara bağlanmaktadır. Katıldığım görüşe göre, Fetret Devri sonrasında Timur’un torunu ile karşı karşıya kalan İkinci Murad’ın girmiş olduğu meşruiyet arayışı sonrası, bu durum kendini göstermiştir. Gerçekliğini sorgulamak gerekir. Bugünkü İran topraklarında kurulan Büyük Selçuklu Devleti’nin büyük sultanı Alparslan’ın, Anadolu topraklarına girmesi ile beraber Alparslan, yanındaki kuvvet öncülerine kılıç hakkı olarak elde ettikleri toprakları vermiştir ve ilk beylikler dönemi başlamıştır. Kitabımızı ilgilendiren konu, tam olarak burada başlamaktadır. Verilen bilgilere göre Selçuklular, İran geleneği veya Fars geleneği olarak adlandırdığımız işret, yani eğlence meclislerinden geri kalmamışlardır. Nitekim İran saraylarında kendini gösteren içki ve eğlence alemleri, Selçuklu saraylarında da kendini gösterir. Bunun en temel nedeni, Selçuklu Devleti’nin İran kültürü ile iç içe geçmiş olmasıdır. Yüksek zümre, zarifler veya Fuzuli’nin deyimiyle zürafalar, Fars kültürünü yaşatır ve Farsça konuşur. Selçuklu Devleti, her ne kadar Müslüman bir devlet olsa da Müslümanlığın tam olarak özümsenememesi nedeniyle kültürel teklik tam anlamıyla yaşanmaz. Türkiye Selçuklu Devleti’nin yıkılması sonrasında oluşan karmaşa, İnalcık’ın deyimiyle, "Osman Gazi’nin karizmatik bir lider vasfını kazanması ve devlet temellerini atmasıyla beraber yavaş yavaş son bulur." Nitekim İnalcık’a göre bu tarih, 1302’ye rastlar. Aşıkpaşazade’nin söylemlerine göre Yıldırım Bayezid, Sırp kızıyla evlenir ve içkiye alışır. Ali Paşa bu durumu engellemek için çok uğraşır. Yine Yıldırım'ın oğlu olan ve kardeşi Mehmet Çelebi ile girdiği taht mücadelesi ile bilinen Süleyman Çelebi’de, Edirne’deki sarayında işret meclislerinde gönlünü hoş tutarken kardeşi tarafından bozguna uğratılır. Daha sonra gelen İkinci Murad’ın, Bursa’da çekildiği inzivada işret meclislerinde gönlünü hoş tuttuğu kitapta yinelenir. Yine Fatih’in de bu meclislere meraklı olduğu ve bulunduğuna dair nedimler üzerinden bilgilendirmeler yapılır. Son olarak ise Lale Devri’nden bahsedilerek Osmanlı faslı kapatılır. Doğu’ya gidilerek Timur, Hüseyin Baykara, Şah İsmail gibi devlet adamlarının girmiş olduğu işret meclislerinden bahsedilir.

Halil İnalcık: Has Bağçede Ayş U Tarab

Kitabın yarısı, devlet ve devlet adamları üzerinden işret meclisleri yani çalgılı ve içkili eğlencelerden bahsederken diğer yarısı ise şairler ve nedimler üzerinden beyit şeklindeki divanlara ev sahipliği yapmaktadır. Patron ve patronaj ilişkisi üzerinde çok durulur. Osmanlı Devleti’ndeki hem saray şairleri hem de halk şairlerinin yazmış olduğu işret meclisi temalı beyitlere yer verilir, önemli kütüphanelerden minyatürler eklenir. Yine birtakım padişahların da şair yönlerine atıf yapılarak kitabın adını oluşturan has bahçeler hakkında saptamalar yapılır. Verilen bilgilere göre, has bahçeler Osmanlı Devleti’nin ilk döneminde bizzat sarayın içindedir. Daha sonra sarayın dışına yapılan yalılar içerisinde bu alemler kurulur ve yaşatılır. Hatta saltanat kayığına binmek olgusu üzerinden, bu yalılardaki alemlere göndermeler de bulunulur. Has bahçe denilen yerde Padişah, yanında nedimi yani has adamı ile beraber gönlünü hoş tutar. Burada özellikle içki içilir, şiirler okunur, şairler münakaşaya girer ve sohbetler yapılır. Kitabın bir kısmında da bu bahçeye girerken ve çıkarken yapılması gerekenler uzun uzadıya anlatılır. Osmanlı Devleti’nin şairlere çok önem verdiğinin üstünde durularak Padişahlara çok yakın şairlerin hayatından bahsedilir ve saray hazinesinden aldıkları para ve kıyafetler bir tablo ile okuyucuya gösterilir. Özellikle Şia olan Fuzuli’nin, Şah İsmail’in ölümü sonrasında girmiş olduğu patron arayışı ve patronaj ilişkisi üzerinde çokça durulur. Sonuç olarak kitap, kronolojik olarak İran geleneğinden başlayarak Selçuklu Devleti, Beylikler Dönemi, Osmanlı Devleti, Doğu’daki diğer Türk Devletleri sıralamasıyla özellikle nedimlerin eserlerinden ve şairlerin yazmış olduğu yer yer Farsça ve Osmanlı Türkçesi beyitler üzerinden, o dönemki has bahçelere yani önemli kişilerin ve sultanların eğlence alemlerine, akademik bilgiler ışığında ve minyatürler ile yapılan zenginleştirmeler ile ışık tutar. Bunları yaparken Anadolu ve Türk tarihine yönelik saptamalarda bulunmayı da ihmal etmez.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.