Bir Tıp Öğrencisinden Tıp Fakültesine Dair Her Şey!

Bazı kahramanlar pelerin değil, beyaz önlük takar! Tıp fakültesi ve hekimlere dair bu yazım, tıp fakültesiyle ilgili merak ettiğiniz birçok soruyu cevaplandıracak!

Lise yıllarında birçok çalışma ve özverinin sonucu, hayalini kurduğunuz bu fakülteyi kazanmaya hak kazandınız. Kayıtlar yapıldı, fakülteye başlandı. Ve işte o an gelip çattı: beyaz önlüklerin giyildiği o gurur dolu an! İşte fakülteye dair hikayeniz şimdi başlıyor!

Tıp fakültesi ilk 3 yılı ağırlıklı olarak teorik eğitim; son 3 yılı hastanede pratik ağırlıklı bir eğitime sahiptir. İlk 3 yıllık bölümde teorik derslere ek pek çok pratik laboratuvar dersleri ve mesleki beceri eğitimleri vardır. Fakülteye alışmak ve yakınlaşmakla başlayan 1.sınıf eğitiminde genellikle hekimlik esasları üzerinde durulur. Heyecanı yüreğinde taze hekim adayları olarak bizler, bu hevesi çokça taşırız. 

Mesleğe dair temel bilgilerin alındığı bu üç yıllık eğitimde, etik, tıp tarihi gibi bizlere hekimlik bilincini aşılayan dersler de vardır. Biz, bu ilk 3 yıllık eğitimde bir binanın en temel katmanlarını inşa ederiz. İlk yıllarda histoloji, biyokimya, fizyoloji, farmakoloji, biyofizik, tıbbi biyoloji, mikrobiyoloji ve daha sayamayacağım birçok teorik derslerin eğitimini alır ve hastaneye geçmeye başlarız. İşte asıl hikaye şimdi başlıyor desem yalan olmaz.

                                    

4.sınıf ile birlikte hastanede ''Stajyer Doktor'' unvanı ile hem hasta görmeye hem de teorik derslerimizi almaya başlıyoruz. Ağır bölüm stajları, yoğun dersler, sözlüler ve sınavlar aslında hastaneye geçişle beraber başlıyor. Hekim olmanın asıl yükünü ve getireceği büyük sorumlulukları da böylece hissetmeye başlıyoruz. İlk yıllardaki toz pembe heyecanın yerini artık ciddi bir sorumluluk bilinci alıyor. 4 ve 5.sınıfta tıp dahilindeki tüm stajları teker teker alıp, farklı sürelerde bu bölümlerde eğitim görüyoruz. Bu eğitimler hem teorik hem de pratik olarak işleniyor.

6.sınıfta ise artık İntörn Hekim unvanı ile fakültenin son yılında bulunuyoruz. 4 ve 5.sınıfa oranla daha çok sorumluluk aldığımız bu yılda artık hekimlik bilinci gelişmiş, öğrencilik yerini hekimliğe bırakmış oluyor. Henüz 4.sınıfa yeni geçmekte olsam da, üst dönem arkadaşlarımızın tecrübeleriyle bunları size rahatlıkla söyleyebilirim. İntörn hekim olarak her geçen gün mezuniyete, saha görevlerine geçişe hazırlanmayla devam ediyoruz. Koskoca 6 yıl geride kalırken birçok farklı duygu bu sürece eşlik ediyor.

Kazanırken ayrı, okurken ayrı, mezuniyet sonrası ayrı emek vererek artık birer hekim olacağımız güne geliyoruz. Peki birçok kişinin hayalini kurduğu bu mesleğe sahip hekimler, kimler?

Belki çok basit bir ifade gibi gelecek size ama hekimler birer insandır. Bu ağır pandemi şartlarında gecesini gündüzüne katmış sağlık çalışanlarının bir bölümüdür. Bizler, okula başladığımız ilk andan itibaren bunun sorumluluğunu üzerimize alarak ve bu sorumluluğu kabullenerek okuyoruz. Bizlere her şeyden önce vicdan sahibi birer insan olmanın eğitimi veriliyor aslında. Bunca zorluğa yürekten razı olup gecemizi gündüzümüze katıp çalışıyor, çabalıyoruz. Bizler, her şeyden önce birer insanız. Yorulan, acıkan, uykusu gelen, dinlenmeye ihtiyacı olan normal insanlarız. Bu yüzden aylardır sahada aktif olarak çeşitli görevlerde çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza yürekten teşekkür etmeyi borç bilirim. Her gün yüzlerce insanın hayatına, acısına, en zor anına ortak olan bizler, bu işi yapıyor olmaktan her zaman gurur duyduk. Ne demiştim yazıma başlarken: bazı kahramanlar pelerin değil, beyaz önlük takar. Ve bu beyaz önlüğü gururla, yürekten takar!
 

Sağlıkla kalın