Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?

Türkiye Cumhuriyeti eğitim sisteminde ilkokul 2. sınıfta başlayan İngilizce eğitimi üniversiteye kadar devam etmesine rağmen birçok öğrenci basit düzeyde bile iletişim kuramıyor. Peki bu durum nasıl oluşuyor, çözümleri neler?

 Türkiye eğitim sistemi 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim olarak üç kademeye ayrılmıştır. Birinci kademe ilkokul (1-4), ikinci kademe ortaokul (5-8) ve üçüncü kademe dört yıl süreli lise (9-12), olarak belirlenmiştir. Bu kademeli eğitim sürecinde İngilizce eğitimi, ilkokul ikinci sınıftan başlayıp lise sona kadar ve hatta üniversitenin ilk yılına kadar devam eder. Peki bunca yıl İngilizce dersi alınmasına rağmen öğrenciler neden basit düzeyde bile İngilizce iletişim kuramıyorlar? 
 
 Bu sorunun cevabı oldukça geniş bir yelpazeye sahip. Ama bir yerden başlamak gerekirse öğrencilerin bu dersi gereksiz ve işe yaramaz olarak görmesi cevapların başında geliyor diyebiliriz. Çünkü birçok öğrenci mezun olduktan sonraki hayatlarında İngilizcenin işlerine yaramayacağını düşünüyor. Bu yüzden gereken önemi ve dikkati vermiyor. Bunun sonucunda da İngilizce sadece bir ders olarak okulda kalıyor. Öğrencilik yıllarında İngilizce’yi gereksiz gördüğünü söyleyen arkadaşlarınızı yarın bir gün bir İngilizce kursunda gördüğünüz zaman kesinlikle şaşırmayın. Çünkü bugün bir yere iş başvurusu yaptığınız zaman, özgeçmişinizde bakacakları ilk şey yabancı dil bilip bilmediğiniz olacaktır. 
 
 Bir başka konuya değinecek olursak; öğrencilerin özgüven eksikliği diyebiliriz. Türkçe derslerde bile öğrencilerin konuşma hakkı sınırlı bir sürede kalıyor. Her daim sınava hazırlanan ve test mantığıyla yetişen bir neslin de yorum yapma ve konuşma kabiliyeti de belirli bir düzeyde kalıyor. Bu da öğrencilerde özgüven eksikliğine sebep oluyor. Öğrenci hata yapmaktan, arkadaşlarının onunla dalga geçmesinden ve özgüven eksiliğinden dolayı İngilizce'den maalesef kaçıyor. 
 
 Peki biz bu İngilizce'yi nasıl öğreneceğiz? Sorun büyük gibi görünse de sorun aslında çözüm o kadar da zor değil, sadece biraz emek istiyor. Bİr dili konuşmak istiyorsak önce dinlememiz, ona maruz kalmamız gerekiyor. Hangi birimiz dünyaya geldiğimizde Türkçe biliyorduk? Ya da İngiltere’de bir kasabada dünyaya gelen bir çocuğu düşünelim. Sizce İngilizce bilerek mi dünyaya geldi? Tabii ki hayır! Ama doğduktan sonra ona maruz kaldı. Biz de bu durumu günlük hayatımıza uygulayabilirsek İngilizce öğrenme yolunda büyük bir adım atmış olabiliriz. Mesela bunu nasıl yapabiliriz? Örneğin; çeşitli sitelerden veya uygulamalardan ulaşabileceğiniz ‘’podcasts, short stories, news, documentaries ‘’ size yardımcı olacaktır. Bu sürecin başında size önerim, başlangıçta bir kere sadece dinleyin, fakat ikinci seferde yazılı bir metinden takip ederek dinleyin. Telaffuz açısından da sizin için iyi olacaktır. 
 
 Bir diğer husus ise pratik yapmaktır. Bu konu sizde hem özgüven gelişimine hem de öğrendiğiniz şeyleri pratiğe dökmenize olanak sağlayacaktır. Yine aynı şekilde telefonunuza kolaylıkla indirebileceğiniz uygulamalar mevcut. Bu uygulamalar sayesinde kendi seviyenizde ya da daha üst/ alt seviyelerde olan insanlarla iletişim kurabilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz. Hem farklı bir ülkeden arkadaş edinir, onun kültürünü tanırsınız hem de bu sayede yabancı dil gelişiminize katkıda bulunabilirsiniz. 

For podcasts: https://www.bbc.co.uk/learningenglish/english/features/6-minute-english 

For news: https://www.bbc.co.uk/learningenglish/english/features/englishinthenews

For short stories: https://learnenglish.britishcouncil.org/general-english/story-zone 

Also, you can check the ''SPEAKY'' application on your phone.

Thank you :)