Kadına Şiddetin Teknolojideki Yeri - TeknoCase

Ülkemizde gün geçtikçe artan şiddet her iki cinsiyet için geçerli olsa da fiziksel şiddetin boyutunun kadınlarda oldukça fazla olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Günden güne kadınlara karşı çığ gibi büyüyen şiddete karşı teknoloji bir çözüm olabilir mi? Kadınların gördükleri şiddetin teknolojiyle birlikte nasıl gözler önüne serildiğini anlattım.

Kadınlara yönelik şiddet her topumda bir sorundur. Bizim toplumumuzda da ne yazık ki en büyük kanayan yaralardan biri haline gelmiştir. Şiddetin toplumumuzda en yaygın görülen biçimi ise erkeklerin kadınlara ve çocuklara yaptığı şiddet olmaktadır. Kadınlara yönelik artan şiddet sadece fiziksel olmamakla beraber psikolojik ve sözel olarak da bulunmaktadır. Günümüzde teknolojinin etkisiyle birlikte kadınlara yapılan şiddet daha fazla duyulmaktadır. Kadına şiddet sosyal medyayla birlikte daha fazla gözler önüne serilmiş bu da şiddet gören kişilerin ve duyarlı bireylerin şiddet gösteren kişilere karşı tepkili olmasını sağlamıştır. Sosyal medyada kendisine destek veren bireylere ulaştıkça kadınlar seslerini artık daha rahat duyuruyor ve şiddete karşı daha güçlü mücadele ediyorlar.

Teknoloji etkisini sadece sosyal medyada değil mobil uygulamalar sayesinde de göstermektedir. Bazı mobil uygulamalarla şiddet gören kadınlar yardım çağrısında bulunabiliyor. Bu mobil uygulamaları şöyle sıralayabiliriz:

1) KADES (Kadın Destek Uygulaması):

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış kadınların ve çocukların acil durumlarda yardım çağrısında bulunabileceği bir uygulamadır. Şiddet ve tacizi biraz olsun engellemek adına yapılmıştır. Uygulama sayesinde şiddet gören kişi Kadın Acil Destek İhbar Sistemi’ne hızlıca ulaşabilir. Cihazın konum bilgisi açık olduğu taktirde çağrı yapılan yerin konumu 155 Polis İmdat Acil Çağrı Merkezine ulaşır ve konuma en yakın ekip veya devriye konuma gönderilir.

2) Vodafone Kırmızı Işık:

Vodafone tarafından geliştirilmiş bir uygulamadır. Kadına yönelik artan şiddeti engellemek amacıyla yapılmıştır. Şiddet gören kişinin tek bir tuşla acil durum numaralarını araması mümkündür. Yine tek tuşla konum paylaşılabilen, önceden belirlenen kişilere kısa mesaj atmayı sağlayan bir uygulamadır.

3) Telsim Kırmızı Işık:

Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) desteğiyle kadınların şiddetten korunmasına destek olmak ve kadına yönelik şiddetle mücadelede onları bilgilendirmek amacıyla hayata geçirilmiş uygulamadır. Şiddete maruz kalan kadınların basit bir işlemle polis ya da yakınlarına telefonla erişebilmelerini ve onlara acil kısa mesaj göndermelerini sağlarken, Alo 183 ve 155 Polis İmdat acil numaraları tek tuş ile arama imkanı sunar. Uygulama içerisinde en yakın KAYAD adresleri, başvurulabilecek kuruluşlar ve sahip olunan haklarla ilgili bilgiler de bulunur. Konum bilginizi yakınlarınıza isterseniz tek tuş ile isterseniz gizli bir şekilde mesaj olarak gönderebilirsiniz. Yolcu rotası belirleyip bunu yakınlarınızla paylaştığınızda rota dışına çıktığınız an yakınlarınıza bildirim gönderir ve iletişim kurma imkanı verir.

Bu uygulamalar ve sosyal medyada duyduğumuz haberler düşünüldüğünde kadına yönelik şiddetin önlenmesinde teknolojinin etkisini azımsamamak gerekir. Bir kadın pes etmeyi düşündüğünde kendisi gibi olan diğer kadınlardan güç bulur onlar içinde kadına şiddetle mücadeleye devam eder ve birlikte çok daha güçlü hissederler.

Son olarak Kanada'da başlayan ve sosyal medya sayesinde tüm dünyada hızla yayılan bir uygulamaya değinmek istiyorum. Dört Parmak İşareti; bu işaret konuşmadan, sözsüz bir şekilde şiddet gören kadınların kendilerini beden diliyle ifade etmeleri için ortaya çıkmıştır. İşaret görselde gösterildiği gibi iki hamleden oluşur. Yardıma ihtiyaç duyduğunuzda beden dilinizi bu şekilde kullanarak destek alabilirsiniz.

Elbette yapılan tüm bu uygulamalar yeterli değil. Fakat toplumumuzu ne kadar çok bilinçlendirirsek ne kadar çok eğitirsek, o kadar çok hayata dokunuruz. Her türlü şiddete maruz kalınan bu dünyada, şiddete karşı birlikte mücadele ederek daha yaşanılır bir dünya kurmak hepimizin görevidir. Umuyoruz gelecek nesillere ne sözlü ne psikolojik ne de fiziksel şiddetin olmadığı bir dünyayı bırakırız.