Kadın için Teknoloji Hepimiz İçin Dayanışma - TeknoCase

Bilim ve Teknoloji - 19 Nisan, 2021 - Okuma Süresi: 7 Dk.

19 Nisan, 2021

Kadın için Teknoloji Hepimiz İçin Dayanışma - TeknoCase

Günümüzde kadın olmak şiddete maruz kalma açısından başlı başına bir risk faktörü haline geldi. Dünyada her 100 kadından 70’i şiddete maruz kalıyor. Şu an siz bu yazıyı okurken bile bir yerlerde birçok kadın şiddet görüyor ya da öldürülüyor. Gelin hep beraber bu toplumsal sorun için minik bir adım atalım. Teknolojinin imkanlarından sonuna kadar faydalanalım ve şiddet gören kadınların hayatına dokunmaya çalışalım!

Türkiye'de şüphesiz en çok tartışılan gündemlerden biri kadına yönelik şiddet ve görünürlüğü gittikçe artan şiddetin farklı nedenleridir. Her gün birilerinin maruz kaldığı ve diğerlerimizin benim başıma gelmez deyip kafasını çeviremediği bu durumu ne kadar yakından tanıyoruz? Şiddetten kastımızın çok kapsamlı olduğuna gelin hep birlikte bakalım.

Kadına yönelik şiddet; cinsiyete dayanan, kadını inciten, zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır. Bu durum günümüzde kadınlar ve erkekler arasında eşit olmayan güç ilişkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Şiddet herkese yönelir ancak daha çok kadınları ve kız çocuklarını etkiler.

Fiziksel (vurma, yaralama, kavga etme, dövme), cinsel (taciz, tecavüz, ensest, zorla evlendirme) sözlü- duygusal- psikolojik (aşağılama, dalga geçme, kişisel gelişimine engel olma), ekonomik (zorla çalıştırma, çalışmaktan alıkoyma, kişisel malın izinsiz kullanımı) gibi biçimlerde gerçekleştirilebilen şiddetin; ülkemizdeki rakamlarının yüksekliği, problemin toplumsal cinsiyet eşitsizliği, sosyo-ekonomik durum ve ataerkil kültürel kabullerden beslenen toplumsal bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır.

Kadına yönelik şiddete son vermek için birkaç adım atılmıştı. Bu adımlardan belki de en önemlisi yasal bağlayıcılığı bulunan uluslararası sözleşme konumundaki İstanbul Sözleşmesi'ydi. Bilindiği üzere Türkiye, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi için olan İstanbul Sözleşmesi’nden yakın zamanda çekilmiştir. Bu sözleşmenin temeli olan Nahide Opuz; 2009 yılında kendisini tehdit eden ve defalarca şiddet uygulayan kocasını devlet makamlarına tam "36 kez" şikayet etmesine rağmen korunmamıştır. Onu koruyamadığını iddia ederek devlete karşı 15 Temmuz 2002'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşını koruyamadığı yönünde karar alınmıştır. Nahide Opuz davasında Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde aile içi şiddete karşı vatandaşlarını koruyamadığı gerekçesiyle ceza alan ilk ülke olmuştur. Avrupa’da ilk defa bir devlet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde kadın vatandaşına ayrımcılıktan hüküm giymiştir. İstanbul Sözleşmesi kadına karşı şiddeti insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, hukuki bağlayıcılığı bulunan ilk uluslararası sözleşmedir. Sözleşme erkek ya da kadın fark etmez toplumsal cinsiyet rollerine karşı durulması gerektiğini söylemektedir. Fakat ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği lafı çarpıtılmış ve bu projenin cinsiyetsizleştirme projesi olduğu söylenmiştir. Bu sözleşmenin cinsiyet rollerine savaş açan, kadını erkekleştirme ;erkeği kadınlaştırma politikası uyguladığını ve zinayı meşrulaştırdığını düşünmüşlerdir. Sözleşme feshedilmiştir.

Peki kadın cinayetlerinde Avrupa şampiyonu, tecavüzde dünyanın üçüncü ülkesi olan Türkiye’de yaşayan biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi de artık uygulanamayacağı için ne yapacağız? Teknolojinin bütün imkanlarından faydalanacağız.

Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında ülkemizde bazı gelişmeler gerçekleşmiyor değil. Şiddet uygulayan kişiler ayak bileğine elektronik kelepçe takılarak izlenebiliyor. Şiddet uygulayanın mağdura zarar vermesini engelleyecek asgari mesafe belirlenirken şiddet uygulayan ve şiddet mağdurunun ev ve iş adreslerinin birbirine yakınlığı, bulundukları şehrin yüzölçümü ve kolluk birimlerinin etkin müdahale süresi kriter alınıyor. İzleme personeli tarafından 7/24 esasına göre takip ediliyor. Hatta şu an pilot il olarak belirlenen 15 ilde faaliyete geçti. Uygulama arkadaşlık teklifini kabul etmediği kişiden aldığı ölüm tehditleriyle sokağa çıkamaz hale gelen üniversite öğrencisi genç bir kadını hayata bağladı.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan KADES uygulaması da kadına yönelik şiddetin önüne geçmek ve kadınlara yardım edebilmek amacıyla kullanıcılara sunuldu. Eşinden veya bir başkasından şiddet gören ya da şiddete maruz kalma ihtimali olan kadınlar, akıllı telefonları üzerinden yapacakları ihbarlarda hızlı bir şekilde Kadın Acil Destek İhbar Sistemi’ne ulaşılabiliyor. Bu uygulama sayesinde kadınlar herhangi bir tehdit anında bir dokunuşla, kolluk birimlerine ulaşarak yardım alabiliyorlar. En son martın bitimine doğru Kütahya'da bir kadın, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan eski sevgilisi tarafından darp edilerek kaçırıldığı sırada, KADES üzerinden yaptığı ihbarla polis ekiplerince kurtarıldı. Tabi maalesef bu imkandan faydalanamayan sayısız kadınımız da var: Bir kadın eski eşi tarafından tecavüze uğradı ve defalarca dövüldü. Ölüm tehdidi aldığı şikayetiyle savcılığa başvurdu. Tutuklanan eski eşi ‘Pişmanım’ dediği için tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ve  eski eşini yeniden tehdit etmeye başladı. Tekrar devletten koruma isteyen kadının beyanı boşandıkları için reddedildi ve11 yerinden bıçaklanarak öldü, geride üç çocuğu kaldı. Kadının eski eşine elektronik kelepçe takılıp takip edilseydi veya anında ihbar edebilme imkanına erişebilseydi bugün aramızda olabilirdi. Bunun gibi birçok kadın bu uygulamalar sayesinde bugün hayatta olabilirdi. Birçok somut örnekten de anlaşılabileceği gibi teknolojinin imkanlarını kullanabilmekle şiddetin bir nebze önüne geçilebilir. Peki akıllı telefona sahip olmayan kadınlar için neler yapabiliriz?

Sabancı Vakfı, Teknosa ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu iş birliğiyle şiddet gören ve sesini duyurmak isteyen fakat teknolojiye erişimi kısıtlı olan kadınlarımız için bir kampanya başlattı. Kullanılmayan akıllı telefonlar toplanıp ihtiyaç sahibi kadınlarımıza ulaştırılıyor. Bu sayede birçok şiddetin hatta belki de ölümün önüne geçmiş oluyoruz. Dursun bir gün kullanırım diyerek beklettiğiniz eski akıllı telefonlarınız bir kadının hayatını kurtarabilir. İkinci el akıllı telefonunu Teknosa mağazalarına getirebilir veya Teknosa Çağrı Merkezi'ni arayarak bağışlayacağın telefonun ilgili kurye firması tarafından adresinden alınmasını sağlayabilirsin. Tamiri mümkün olmayan bir cihaz olsa bile bu cihazın parçaları yedek parça olarak kullanılabilecek ve bu kullanımdan doğacak faydalar proje kapsamında diğer akıllı telefonların tamirinde kullanılacak. Sen de bu projenin daha fazla insana ulaşmasında yardımcı olabilir misin?

Unutmamalıyız ki: Engellenebilir her ölüm cinayettir!

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.