Başka Bir Deprem Ülkesi: Japonya

Bilim ve Teknoloji - 03 Nisan, 2023 - Okuma Süresi: 5 Dk.

03 Nisan, 2023

Başka Bir Deprem Ülkesi: Japonya

Son günlerde ülkemizde yaşanan depremler ve kayıplar sonucu yaralarımızı sarmaya devam etmekteyiz. Kimi çevrelerce, öteden beri depremle mücadelede örnek gösterilen Japonya konuşulmakta. Şiddetli depremlerle karşı karşıya gelen Japonların önlemleri neler? Bu yazımda sizlerle bunu paylaşacağım.

Geçtiğimiz günlerde Pazarcık ve Elbistan merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremler ve sarsıntılar Malatya, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Diyarbakır, Kilis, Adana ve Osmaniye'de binlerce cana mâl olarak büyük yıkımlara sebep olmuştu. Yaralarımızın yavaş yavaş sarılmasıyla beraber ülkemizde birçok kimse; devamlı depremlere maruz kalan fakat binaları oldukça sağlam olan Japonya’yı konuşuyor. Doğal afet bakımından adı Türkiye ile beraber sıkça anılan bu ülkedeki depremler neye yol açmış? Japonya bu depremleri nasıl daha az hasarlarla atlatıyor? Birlikte göz atalım.

Hem tsunami hem de depremle mücadele eden Japonya'da, 1707 yılında Sikoku adasını etkileyen açık deniz depremi ile beraber binlerce can kaybı meydana gelmiş. Birçok tektonik plakanın üstünde yer alan bu ülke, yıl içinde 500'den fazla sarsıntıya maruz kalmakta. Buna rağmen Japonya halkı, orta düzeyde sayılabilecek depremlere karşı oldukça soğukkanlı kalabiliyor.

Yine de bazı depremler unutulmuyor.

Başka Bir Deprem Ülkesi: Japonya

1923'te Büyük Kanto Depremi’nde yaklaşık 100 bin can kaybına yol açan 7,9 büyüklüğündeki facia

 

Başka Bir Deprem Ülkesi: Japonya

72 yıl sonra Kobe’de gerçekleşip yaklaşık 7000 kişinin canına mâl olan 7,3 büyüklüğündeki deprem ve peşi sıra gerçekleşen yangın

 

Başka Bir Deprem Ülkesi: Japonya

-2011’de Büyük Doğu Japonya Depremi adıyla anılıp bir nükleer felaket niteliği taşıyan ve 15000 kişinin ölümüne sebep olan felaket bunlardan sayılabilir.

Fakat alışageldiğimiz felsefeleri ve düşünce sistemleri sayesinde Japonların depreme karşı tedbirlerini oldukça iyi aldıklarını görmekteyiz. Ülkelerini vuran şiddetli felaketlerin miktarı ve nüfuslarının çokluğuna rağmen ölüm oranlarının oldukça düşük olmasını buna örnek gösterebiliriz. Yatırımlar, eğitim ve ders alma yetileri bunda göz ardı edilemez bir rol oynuyor gibi gözüküyor.

Peki Japonlar neyi farklı yapıyorlar?

  • İyi bir planlama öncelenip yüksek binaların deprem sırasında sarsılması yerine sallanması yönünde çalışmalar yapılmış. (Esneme payı uygulamasına sahip olan binalar, temellerindeki kauçuk tamponlar sayesinde titreme yerine sallanmayı sağlıyor.)

  • Özellikle Kobe depreminin ardından binaların güvenli oluşu için yeni yönetmeliklerin devreye girdiğini görebiliriz. Birçok yönden devlet ve sivil örgütlerin birlikte çalıştığı biliniyor.

  • Çeşitli simülasyon çalışmaları ile olası senaryoları test ederek risk noktalarını belirliyorlar.

  • Bazı yerel idareler, evlerin deprem güvenliği bakımından denetlenmesinde rol oynamakta.

  • Bununla beraber depremlerin sürekliliği söz konusu olduğundan tüm binalar bir dereceye kadar sarsıntıya dayanıklı ve kanunla sınırları çizilen bazı standartlara uygun inşa edilmek durumunda.

  • Kıyı kesimlerin bazılarında depreme dayanıklı tsunami barınakları bulunmakta ve su baskınlarının önüne geçebilmek için setler inşa edilmiş. Belirli büyüklükteki depremler için nükleer santraller otomatik olarak durmakta. Bu noktada tedbir ve müdahalede teknolojik yöntem ve araç temini konusunda Japon mimar ve mühendisler oldukça sıkı çalışıyor.

  • Deprem Erken Uyarıları (Earthquake Early Warnings-EEW) sisteminin, deprem açısından Japonya’daki en iyi uygulama olduğu söylenebilir. Deprem erken uyarıları aslında Japonya Meteoroloji Ajansı tarafından kendine ait aşağı yukarı 300 sismometrelik sismik ağı ile gerçek zamanlı verilerle bir deprem tespit edildiğinde bildirilir. Bu veriler aracılığıyla akıllı telefonlarda bulunan acil durum uyarı sistemi kullanıcılara depremden önce 5 ila 10 saniye kazandırabiliyor. İnsanların hızlı bir şekilde pozisyon almalarını sağlayan bu uygulama oldukça zaman kazandırıcı.

  • Hızlı trenlerde de aynı uyarılar sismik yoğunluğu önceden haber vererek trenlerin yavaşlatılmasına olanak tanır. Böylece yolcuların güvenliği sağlanmaktadır.

  • Okullarda yapılan düzenli tatbikatları ayda bir gerçekleştirilir. Okul gezilerinde bile deprem simülatörlerine girerek depremi deneyimleyebilen öğrenciler, alabilecekleri önlemler hakkında bilgi sahibi olabiliyor.

  • Ayrıca kaynaklara göre 2020 senesinde Japon hükümeti, olası bir afete hazırlık yapabilmek adına 15 trilyon yen (144,4 milyar dolar) bütçeli bir plan ortaya koydu. Yalnız depremler için değil diğer afetler için de hasarların azaltılmasını hedefleyen bu plan, kamuya açık birçok alan için iyileştirmeleri içermekte.

  • Tokyo’da binaların %87’sinin depreme dayanıklı olduğu biliniyor. Tokyo’nun meşhur Skytree adlı yapısı da bunlardan biri. (Skytree, yüzlerce yıldır süregelen depremlere rağmen ayakta kalabilmiş olan, ahşap pagodaların şeklinin taklit edildiği bir yapı.)

Başka Bir Deprem Ülkesi: Japonya

Pek çok araçla birlikte depremle mücadele eden Japonya, deprem ülkesi olduğunun oldukça farkında görünüyor. Çeşitli örneklerle oldukça paylaşımcı olan Japonlardan hareketle, ortak çalışmalarla ve en hızlı şekilde planlamaları sağlayarak ülkemizde yaşanacak olası kayıpları hep birlikte en aza indireceğimizi umut ediyoruz.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.