Türk Müziğinin Mihenk Taşı: Orhan Gencebay

Müzik - 18 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.

18 Ocak, 2021

Türk Müziğinin Mihenk Taşı: Orhan Gencebay
Kredi: Orhan Gencebay Fotoğrafı

Müzik hayatına başladığı andan itibaren yaptığı her işle Türk Müziğine damga vuran müzisyen Orhan Gencebay'a biyografik bir yaklaşım.

Herkese Merhabalar! Öncelikle neden böyle bir konuda yazmak istediğimi açıklamak isterim. Herkesin hayatında silinmeyecek izler bırakan bazı insanlar vardır. Bu insanlar kimi zaman bir melodinin içinden çıkar gelir, kimi zaman bir filmde başrol olur, kimi zaman sadece şefkatle sırtınızı sıvazlayan bir ile uzanır size. Hayat, kendisini yakalamak için sürekli koşuşturduğumuz anlardan ibaret değildir, durup bu kovalamacanın 'pause' tuşuna bastığımız anlar da hayatın toplamına dahil. Ergenliğimin ilk yıllarında, yaşıtlarım gibi derin bir arayışın içerisinde bulmuştum kendimi. Lise yıllarımı kapsayan ergenlik dönemim, gelişimsel sürecimin bir parçası olarak arayış ve isyan içerisinde geçti. Yeri geliyor okul sırasında kovalent bağların oluşumuna isyan ediyor, yeri geliyor sokağımdan geçen son model arabanın tekerine isyan ediyordum. İşte bu başkaldırış halinin ortasında, aslında hep duyduğum ama daha önce hiç dinlemediğimi fark ettiğim bir melodi çınladı kulaklarımda: 'Batsın bu dünya!’. Koskoca bir 'aynen öyle' geçirdim içimden. Gerçekten ve ne yazık ki, bu dünyanın topyekûn batması değil belki ama; içerisinde batması mutlaka gereken şeyler olduğu konusunda Orhan Gencebay’a tüm benliğimle katılıyordum. Bu tanışmanın benim müzik dünyamda neler uyandıracağından habersiz bir şekilde, bana öğretilen tek araştırma yöntemiyle, internet üzerinden daldan dala sekerek bir araştırmaya koyuldum:

Öğrendiğime göre, kendisi Samsun’da doğmuştu. Ülkemizin bu güzel kıyı kentini daha bir sevdim o anda. 1944 yılında dünyaya gelmişti. Soyadı, bildiğimizin aksine Gencebay değil, Kencebay idi. Soyadında yaptığı bu minik değişikliği Habertürk TV'de yayınlanan Akılda Kalan programında aynen böyle aktarıyordu Veyis Ateş’e: Kencebay, küçük bey demek öz Türkçe. Benin sülalemin adı Kencebay'dır. Daha önce Kencebayoğulları'dır. Ben G yaptım daha anlaşılabilir olsun diye. Sonra niye yaptım dedim de 70'lerde böyle oldu. Müzik ile çok erken yaşlarda, 6 yaşında tanışmış, mandolin çalmaya başlamış henüz o yaşlarda: ‘Küçükken köpek ısırdı beni. Arkadaşımın evinin önünde onu beklerken arkadan bir köpek ısırdı beni kanadı. Sonra köpek kaçtı. Ailem bilmiyor köpeğin ne olduğunu hastaneye götürmeye başladılar. Kuduz iğnesi vuruldum 10 gün. Fındık gibi şişiyordu karnım. Canım yandı kaçtım. Annem de peşimden koşamıyor. Dur ne istersen yapacağım dedi. Durdum. Bana mandolin alın o zaman dedim. Böyle sahip oldum.’ Şu an 76 yaşında Orhan Gencebay, onun müzikle tanışmasını hızlandıran bu aksiyon dolu hadisenin üzerinden tam 70 yıl geçmiş. Peki neler olmuş o yetmiş yılda? Neler olmuş da Orhan Gencebay tüm kuşağını etkileyen, her ve giren, çağının müziğine yön veren bir sanata ulaşmış?

Orhan Gencebay, yaptığı müziği arabesk olarak tanımlamamış hiç. Bilinçli bir dinleme yaptığınızda, onun müziğindeki farklı yönü ayırt etmeniz zor olmayacaktır. Onun eserlerinde Arap Müziğinden, Batı Müziği’nden Hint Müziği’nden esintilerin ahengini görmek mümkün. O, müziğini Arabesk olarak tanımlamamış, bu tanımı kabul etmemiş. Ona göre yaptığı müziğin türü: Gencebay Müziği. Bu tanımlamayı yapmasında, muhakkak Türk Müziğine getirdiği yeniliklerin katkısı büyüktür. Kendisi, kullandığı çok sesli müzikle yaptığı bestelere ustaca sözler yazmış, yetmiş sanat yılına her biri ruha işleyen 700’den fazla beste sığdırmış, 31 sinema filminde rol almış, çeşitli televizyon şovları düzenlemiş bir mihenk taşı.

Üzgünüm, bu yazıda objektif bir bakış açısına sahip olamadım. Hayatımın son altı yılına ilmek ilmek işlemiş, bende isyanın, efkarın, öfkenin, aşkın, özlemin ruhu olmuş bir sanatçıyı en fazla bu şekilde tarafsız aktarabilirdim. Tamponu sonradan yapılan işlemlerle yere yaklaştırılmış Şahin’lerin yarı açık camlarından, beş-on müdaviminin tavşan kanı çaylarını içtikleri mahalle kahvehanelerinden, Türk Müziği üzerine araştırma yapan bir araştırmacının kulaklığından Orhan Gencebay nağmeleri duymaya devam edeceğiz. Yorulduk, yoruluyoruz ve daha çok yorulacağız. Bu yazıyla birlikte bir Orhan Gencebay şarkısı açıp ruhumuzu bir nebze de olsa dilendirmeye ne dersiniz? Ben evet der ve ‘Hayat Kavgası’nın play tuşuna var kuvvetimle basarım…

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.