Stresli Bireylerin Aslında Gerçek Olmayan 5 Düşünceleri

Yoğun geçen bir yıl, bitmek bilmeyen pandemi, üniversiteyi eğlenceli geçirememe hissi, gelecek kaygısı ve daha niceleri... Saydığım birkaç örnekten biri bile sizi huzursuz ettiyse kaygının kıyısında ya da tam içinde geziyor olabilirsiniz. Ancak bu kaygının sebebi siz de olabilirsiniz. Gelin stresi beraberinde getiren gerçek olmayan inançlarla nasıl baş edebiliriz bir göz atalım!

Günlük hayatımızın bir parçası haline gelen stres, bireyin üzerinde büyük bir etki yaratıp davranışlarını etkileyebilirken, insanlarla olan ilişkilerini ve daha birçok şeyi altüst edebilir. Kendiliğinden oluşan bir durum olmamakla birlikte insanın hayatını sürdürdüğü ortam ve çevrede meydana gelen değişimler sonucu ortaya çıkabilir. Ama bu durumlar zinciri bazı bireyleri daha az etkilerken bazılarını çok daha fazla etkileyebilmektedir. Çünkü stres, bireyin olayları değerlendirme ve yaşamına bakış biçiminin sonucudur. Bireyler, hayatlarında sıkı sıkıya tuttuğu doğru olmayan inançları fark etmeli ve iyileştirmelidirler. Peki hayatımızda var olan ve stresi beraberinde getiren doğru olmayan inançlar nelerdir, günlük hayatımıza etkisini nasıl daha aza indirgeyebiliriz? Gelin bunun için hazırladığım listeye bir göz atalım! 

Madde 1: Unutmayın Ki Stres Gereklidir

Stres hayatımızın gerçeği haline gelen bir faktördür ve günlük hayatımızı oldukça olumsuz etkileyebilir, evet. Fakat stres gereklidir! Yer edinmiş stresörler başarı için gerekli olan dinamizmi ve gelişmeyi sağlar. Hayatımızdaki gelişmeleri yeterince ciddiye almamıza, harekete geçmemize destek olur ve bunun için bizi güdüler. Stresin bizim için gerekli olduğunun farkında olarak adımlarımızı atarsak stres için de streslenmemize gerek kalmaz.

Madde 2: Yaptığınız Her İş Mükemmel Olmak Zorunda Değildir

Yaptığınız işlerin kusursuz olması için mücadele ederken hayatın doğal akışında karşınıza çıkan engeller, beraberinde başarısızlıkları da getirebilir. Bu başarısızlıklar karşısında kendinizi suçlayabilir, yaptığınız bu işten utanabilirsiniz. Oysa ki bu kusursuzu yaratma çabası oldukça yorucu, yıpratıcı ve gereksizdir.

Madde 3: Geçmiş Geleceğinizi Belirlemez

Her ne kadar geçmişte yaşadığınız bazı olayların yansımalarını geleceğinizde görüyor olsanız da, hepsi geleceğinizi belirlemez. Çocukluk anılarınız, yetiştirilme tarzınız ve öğrenmiş olduğunuz çeşitli davranış kalıplarınız elbette vardır. Ancak bu durumlarla başa çıkabilirsiniz. Alıştığınız bu kalıpları gözden geçirebilir, bu süregelen durumu devam ettirmek zorunda kalmayabilirsiniz. Geçmişinizden dersler çıkarabilir, tecrübe kazanabilir ve olumsuz yükünü sırtlanmayabilirsiniz.

Madde 4: Mutluluk Hayatın Akışı İçinde De Vardır

Hayatımızın hızlı geçtiği günlerde eminim ki sizlerde mutluluğu ve hatta yaşamayı ertelemişsinizdir. Finallerin bitmesiniz beklemek, üniversitenin bitmesini beklemek, askerliğin bitmesini beklemek, işe girmeyi beklemek gibi hayatımızın birçok noktasında hayatımızdaki mutlulukları bekletir ve erteleriz. Oysa ki mutluluk hayatın tam ortasındadır. Her şeyin tamam olması, işlerinizin rahatlamış olması her zaman mutluluk sağladığı anlamına gelmez. Mutluluk, koşuşturmacanın içinde de vardır.

Madde 5: Olumsuz Duygular Da Normaldir

Kızgınlık, üzüntü gibi kaçınılmaz olumsuz duygular kişiye acı verir ve günlük hayatını rahatsız eder. Fakat bu duygular da hayatınızın doğal akışının bir parçasıdır. Birisine öfkelenmek, gün sonunda yastığa başınızı mutsuz koymak, yaşadığınız bir olay karşısında acı çekmek gibi zor durumlar kişiyi olgunlaştırır. Doğru kararlar vermesini, gelişim fırsatlarını daha net görebilmesini sağlar. Engellenme duygusunu yaşamamış bireyler, acı duyan kişileri fark edemez ve onların gelişimleri noktasında empati kuramazlar.