Rüya Fizyolojisine Yolculuk

Yaşam Tarzı - 21 Mart, 2022 - Okuma Süresi: 3 Dk.

21 Mart, 2022

Rüya Fizyolojisine Yolculuk

Hemen hemen her gece rüya görürüz. Üstelik görmüş olduğumuz bu rüyalar bize uyuduğumuz andan uyandığımız ana kadar devam eden bir film şeridiymiş gibi gelir. Rüya görmek aslında oldukça karmaşık bir süreç. Gelin bu sürece birlikte dahil olalım...

Her ne kadar rüyalar konusunda fizyolojik açıdan çeşitli bilgi birikimlerine sahip olsak da rüyaların biyolojik işleyiş süreci ve amacı hakkında net bilgilere henüz ulaşabilmiş değiliz. Bu yüzden rüyalar, yani bilincin görünmeyen yüzü, gizemini koruyarak bir sır perdesi olmaya devam ediyor. Rüyalarımızı fizyolojik açıdan uyku sırasındaki nöral süreçlere bir tepki ya da yanıt olarak tanımlamamız yanlış bir söylem olmaz, hatta psikolojik açıdan bilinçaltının yansımaları olduğunu bile savunabiliriz. Sadece birkaç on yıl içinde, beynimizdeki aktiviteyi kaydetmemize ve görselleştirmemize izin veren fMRI gibi teknolojilerin gelişmesi sayesinde sinirbilimciler uyku sürecimizdeki döngünün nasıl ve neden olduğunu anlamaya çalıştılar. Uykulu dönemlerde uyanık olduğumuz süreç aynı şekilde devam ediyormuşçasına görünse de araştırmacılar uyku sırasında farklılıkları bulunan bu döngünün işleyiş mekanizmasını hala çözebilmiş değil. Kabaca bir yorumda bulunmamız gerekirse beynimiz gece halüsinasyonlarımızı da işte bu şekilde tetikliyor…

Rüyalar beyin hücrelerimizin aralarındaki bağlantılarda depolanan anılara dokunarak hipokampus aracılığı ile bu bağlantıların oluşumunu izliyor. Nöronlar da geceleri hatıraları tekrar etmeye yönlendirerek uzun vadeli bir depolanma sağlıyor. Bu yüzdendir ki bazen gerçek olayların rüyalarımıza sızdığını görürüz. Ancak rüyaların gerçekliği neden saptırdıkları konusunda bilim camiasında tam olarak bir kanıtımız ve açıklamamız yok. En canlı imgelere ise uykumuzun REM aşamasında rastlarız. Çünkü buradaki süreçte hareketi kontrol eden görsel ve motor kortekslerdeki optik girdiler beynin bölgelerinde aktive ediliyor, bu da gördüğümüz ve yaptığımız şeylerin yaratılmasını sağlıyor. Ancak geceleri bu bölgeyi nelerin tetikleyip tetiklemediği ise akıllarda soru işaretlerimizin oluşmasına da sebebiyet verebiliyor, çünkü cevabını henüz bilmiyoruz.                                                                                                                Rüya Fizyolojisine Yolculuk

Beynimizin duygularımız konusunda öneme sahip bir parçası olan amigdala ise anksiyete, öfke ve korku gibi duyguların oluşumunu sağlıyor. Duygularımızın depolandığı bu alan REM sırasında biraz karmaşıklaşıyor ve bu da uyuduğumuz zaman güçlü reaksiyonların oluşumunu sıklaştırıyor. Aslında zor anıların acısını hafifletmek için bu sürece güvenebiliriz. Rüyalar ayrık olan doğalarına rağmen muhtemel olarak bilinçli bilişi destekleyici alanları sayesinde yarı rasyonel düşüncelerimizi de içerisinde barındırabilmekte. Beynimizde yarım daire şeklinde olan ve karar verme sürecimize etkili "singulat" mevcut. Singulatın ön kısmı karar verme ve motivasyon gibi durumlarımızı etkiliyor ve uyku sırasında da aktif hale geçebiliyor. REM sırasında dikkatimizi yönlendirme, akıl yürütme ve problem çözme gibi işlevler açısından kritik bir bölge olan dorso-lateral prefrontal korteksi bastırırız. İşte bu fizyolojik olay sayesinde rüyalarımızda bazı tuhaf senaryolara rağmen neden hala uykuda olduğumuzu fark etmediğimizi açığa kavuşturabiliriz. 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.