Daha Önce Hiç Duymadığınız İlginç Gelenekler

Her ülkenin kendine özgü gelenekleri vardır. Bugün bizlere fazlasıyla tuhaf gelen fakat dünyanın belirli bölgelerinde kutsallığına inanılan ve hala varlığını sürdüren ilginç gelenekleri inceleyeceğiz. Kahvelerinizi alın ve şaşırmaya hazır olun.

İlk olarak 16.yüzyıldan kalma bir gelenekten başlayacağız. Danimarka’da yaygın olan bu geleneğe göre 25 yaşına gelmiş ve hâlâ evlenmemişseniz arkadaşlarınız sizi doğum gününüzde bir direğe bağlar ve tarçına bular. Bunun 16.yüzyıldaki evlenmeye fırsat bulamamış baharat tüccarlarından kalma bir gelenek olduğu söylenir. İşin kötüsü eğer 30 yaşınıza da aynı medeni hal ile girmiş iseniz tarçının yerini biber alır.

Yine bekarlar için uygulanan diğer bir gelenek de Çin’in Şhanghay kentinde karşımıza çıkar. Burada bekarlar için kurulan bir pazar vardır. Evet yanlış duymadınız, bu pazarda aileler evlendirmek istedikleri çocuklarının özellikleri hakkında bir kart hazırlarlar ve pazara gelen diğer aileler de kendilerine uygun buldukları talipleri seçerler.

Evlenecek çiftler için uygulanan tuhaf ritüellere gelecek olursak Almanya’da uygulanan "Polterabend" ile evlenmeye karar veren kişilerin yakınları düğünden önce bir yemek için toplanırlar ve yemekten sonra bütün tabakları kırıp çiftin bunları toplamasını isterler. Böylece onların hayatta her zorluğa birlikte göğüs germeleri simgelenmiş olur. Düğün günü yapılan bir gelenek ise gelin ve damadın başından aşağı pirinç saçılmasıdır. Buna göre de çiftin gelinin saçında kalan pirinç sayısı kadar çocukları olacağına inanılır. Bu ritüelde pirincin bereketi simgelediğini de ekleyelim.

Moritanya’da ise evlenmek isteyen genç kızların en az 60 en fazla 100 kilo olması aranır. Bu onlar için ideal güzellik anlayışıdır.

Gelelim Hindistan’a. Burada birçok tuhaf gelenek yaygındır ve en ilginçlerinden biri yüksek bir tapınağın tepesinden aşağı (yaklaşık 15 metre) bebeklerin atılmasıdır. Yerde kumaş gerdirmiş olan insanların kucağına düşen bebeğin hayatı boyunca sağlıklı ve refah içinde olması için yapıldığına inanılan bu ritüel tam 500 yıldır devam etmektedir. Bir diğeri ise yemeğe gelen konuğun yemekten sonra geğirmesidir. Bu, yemeği beğendiği anlamına gelmekte iken geğirmemesi yemeğe gelinen aile tarafından bir hakaret olarak algılanır.

Sırada yasayla koruma altına alınmış olan bir uygulama var. İzlanda’da evde köpek beslemek yasaktır. Gerekçesi ise sadık dostlarımızı doğal yaşam ortamlarından koparmamaktır.

Çiçek alırken renklerine dikkat etmek çoğu kişinin aklına gelmez. Oysa ki bunların her birinin farklı bir anlamı vardır ve ülkeden ülkeye de değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin sarı gül bizde ayrılık anlamına gelirken Meksika’da ölüm anlamına gelmektedir. Dolayısıyla burada insanlar birbirine sarı gül hediye etmezler. İtalya ve Fransa’da ise krizantemler yalnızca hüzünlü günlerde verilen çiçeklerdir.

Jestlerin de aynı şekilde ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini söyleyebiliriz. Dil çıkarmak birçok ülkede tuhaf bir jest olarak karşılanırken Hindistan’da öfkeyi göstermek için kullanılır. Tibet’ te ise şeytanların dilinin siyah olduğuna inanılır ve bir kişinin bir başkasına dil çıkarması selam vermek olarak algılanır.  Bu aynı zamanda "Ben şeytanlardan biri değilim." anlamına gelir.

Acaba bizim ülkemizdeki hangi gelenekler bizler için oldukça normal iken diğer ülke vatandaşlarına tuhaf geliyor olabilir?