Cildinizi Bebek Gibi Yapacak Öneriler

Kredi: Simon and Schuster

Eğer ergenlikten kalan tek şey kalp kırıklıklarınız değil, üstüne bir de cilt problemlerinizse, size bir tıp öğrencisinin gözünden işin fizyolojisini anlatarak kusursuz bir cilt için neler yapmanız gerektiğinden bahsedeyim. Bu yazıda yapmanız ve yapmamanız gereken birçok şey bulacaksınız. Ancak unutmayalım ki, cildimizle dost olmak uzun ve meşakkatli bir serüven, fakat sözlerime kulak verip sabırlı olanlar mutlaka sonuç alacaklardır.

        Pürüzsüz, tertemiz, bembeyaz, lekesiz bir cilt hepimizin hayali. Tamam, aslında şöyle romantik, anlayışlı, ince ruhlu, düşünceli bir beyaz atlı prens de hayalimiz;  ekonomik, sosyal, zamansal sıkıntı çekebilmeden dünyayı gezmek de… Ya da yiyip yiyip kilo almamak da. Ama biz bunları şimdilik boş verelim, gelin, hep beraber en değerli giysimiz, cildimizi düzeltelim! "Bebek poposu gibi" bir cilt için aşağıdaki adımları uygulayın !

1.Mutlaka güneş kremi kullanın!

       Kişisel güneşinizi bir kenara bırakın, o zaten sizi yakacağı kadar yakmıştır, ben galaksimizdeki güneşten bahsediyorum. Bilindiği gibi güneşten dünyamıza ulaşan UVA ve UVB ışınları DNA’mızın yapısını bozarak başta cilt kanseri, erken yaşlanma belirtileri gibi birçok istenmeyen sonuca yol açabiliyor. Bu ışınlardan korunmak için yaz-kış, güneşli hava- yağmurlu hava fark etmeksizin mutlaka güneş kremi sürülmesi, eğer üzerine herhangi bir ürün kullanılacaksa cildin güneş kremini absorbe edebilmesi için en az 8 dakika beklenmesi, dışarıda güneşin aktif olduğu saatlerde bulunulması mecburi ise güneş kreminin 2 saatte bir yenilenmesi gerekiyor!

2.Uykunuza dikkat edin!

       Tamam, gece sabaha kadar bölümlerce dizi izlemek benim de hobilerim arasında ancak özellikle gece uykusu, cildin canlı ve genç görünebilmesi için çok önemli. Uyku sağlıklı bir cildin olmazsa olmazıdır. Göz çevresinde koyu halkaların olduğu, donuk bir cilde sahip olmak istemiyorsanız düzenli ve kaliteli bir uyku uyuyun.

3.Beslenmenize dikkat edin!

       İnanın bana, gece tostu perileri en az sizi olduğu kadar beni de çağırıyor, ama güzel bir cilde sahip olabilmenin yollarından belki de en önemlisi bu çağrılara kulak tıkayabilmek. Akıllı yiyerek cildi sağlıklı tutabiliriz. Sebzeler, meyveler, tam tahıllar ve süt ürünleri tüketin. Tavuk, balık, yağsız et, fasulye ve yumurta gibi proteinler seçin. Kolesterol, yağ, tuz ve şeker içeriği yüksek olan gıdalardan uzak durun. Bol su içmeye özen gösterin. Cildinizdeki farkı keşfedeceksiniz!

4.Cilt bariyerinizi güçlendirici içeriklere sahip ürünler kullanın!

       Cildimiz, her biri vücudu korumada önemli işlevleri olan katmanlardan oluşur. En dış katman, bir tuğla duvar gibidir. Harç benzeri lipitlerle birbirine bağlanan sert hücrelerden oluşur. Lipit tabakası kolesterol, yağ asitleri ve seramitler içerir. Tuğla gibi düşünülebilecek deri hücrelerinin içinde keratin ve doğal nemlendiriciler bulunur. İşte bu katman, bizim cilt bariyerimizdir. Bu olağanüstü ince duvar aslında oldukça hayati bir fonksiyona sahiptir. Cilt bariyerinin, her türlü zararlı çevresel toksin ve patojenin cilde nüfuz etmesini ve vücudumuza zarar vermesini engelleme fonksiyonu vardır. Cilt bariyeri ayrıca vücuttaki nemi tutar. Cilt bariyeri sağlığımız için önemlidir ve korunması gerekir. Bu bariyeri koruyabilmek için madecassoside, seramid, hyalüronik asit gibi içerikleri; jojoba yağı, kuşburnu çekirdeği yağı gibi komedojenik olmayan bitkisel yağları barındıran ürünleri kullanabilirsiniz.

5.Ev yapımı maskelerden uzak durun!

       Biliyorum, bu konuda çok bilgi kirliliği var, ancak lütfen açık fikirlilikle okumaya devam edin. Bizler kimya mühendisi ya da dermatolog değiliz, bu sebeple ürün formüle etmemiz söz konusu değil. Üstelik fayda görmek amacıyla yaptığımız bazı geleneksel uygulamalar işleri daha kötü hale sokabilir. Örneğin cildimizdeki ölü derilerden arınmayı amaçlayarak yaptığımız kahve-şeker peelingleri cildimiz için çok serttir, en basit tabirle onu çizer ve cilt bariyerine zarar verir. Sivilcelerimizle agresif bir şekilde savaşsın diye yapılan limon-aspirin peelingleri ise cilt pH’ına uygun olmadığından uzun vadede daha kötü sonuçlara yol açacaktır. Rengimiz açılsın, lekelerden kurtulalım umuduyla yaptığımız pirinç maskeleri, patates maskeleri vb. uygulamalar ise leke açması beklenen içerikleri çok çok az barındırdığından yine faydasız olacaktır. O sebeple siz siz olun, cilt bakım rutininizi mutfaktan uzak tutun.

6.Cildinize uygun ürün seçin!

       Her cildin yapısı, ihtiyaçları farklılık gösterir, bu kısmen genetik, kısmen çevresel etkenlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bir cilde iyi gelen içerik ya da ürün başka bir cildin düşmanı olabilir. Bu sebeple önce kendi cilt tipinizi belirlemelisiniz, bunu bir dermatologla birlikte yapmanız daha doğru olacaktır. Sonra da cildinize uygun ürünler kullanmalısınız. Bir ürünün cildinize iyi gelip gelmediğini ise ürünün içeriğine bakarak anlayabilirsiniz. İçerik okumayı bilmiyorsanız takipte kalın, yakında bununla ilgili bir yazım da gelecek.

7.Minimal bir cilt bakım rutininiz olsun!

       Son zamanlarda cilt bakımı ile ilgili oldukça trend olan “10 Adımda Cilt Bakımı” gibi kat kat ürün uygulamak gibi uygulamaları bir kenara bırakın. Ben de çok uzun bir süre ne kadar ürün kullanırsam o kadar güzel bir cildim olacakmış gibi hissettim ancak bu tamamen yanlış bir varsayım, sizin de bildiğiniz gibi bazen hayata verdiğiniz emeğin karşılığını aynen alamayabilirsiniz. Bu da o konulardan biri… Neyse, konumuza döneyim. Cildinizin pH’ıyla ve ihtiyaçlarıyla uyumlu, cildinizi kurutmayan bir temizleyici, yine ihtiyacına göre yeterli bir nemlendirici/serum ve olmazsa olmaz güneş kremiyle siz de minimal rutininizi oluşturabilirsiniz.

8.Gülümseyin!

       Velhasıl, en güzel cildin olmazsa olmazı sımsıcak bir gülümseme sevgili okur. Unutmayın, siz her halinizle güzelsiniz, ancak 32 diş gülümserken daha bi’ güzelsiniz!