Yaratıcılık Nedir?

Yaratıcılık - 16 Mayıs, 2022 - Okuma Süresi: 7 Dk.

16 Mayıs, 2022

Yaratıcılık Nedir?

Kesin bir tanımı yapılamayan yaratıcılık kavramı hakkında neler biliyorsunuz? Ne kadar yaratıcısınız? Yaratıcılığın nörobilimi desem ne düşünürsünüz? Gelin hep beraber yaratıcılık kavramını inceleyelim!

  Yaratıcılık sadece bir resim çizme veya bir ürün tasarlama yeteneğiniz değildir. İster artan yemek malzemelerini kullanarak nasıl akşam yemeği yapacağınızı bulmak, ister dolabınızdaki kıyafetlerden bir Cadılar Bayramı kostümü tasarlamak olsun, günlük hayatımızda hepimizin yaratıcı bir şekilde düşünmesi gerekir.  

   Yaratıcı düşünme, yeni bağlantıların keşfini içerir ve bu nedenle öğrenmeye yakından bağlıdır. Arthur Koestler bunu birkaç on yıl önce oldukça güzel bir şekilde dile getirdi: "Yaratıcı etkinlik, öğretmen ve öğrencinin aynı bireyde yer aldığı bir tür öğrenme sürecidir." 

    Peki bazı insanları diğerlerinden daha yaratıcı yapan nedir ?

  Yapılan bir araştırmada yaratıcı düşünme sırasında beyin haritalaması kullanılarak yüksek yaratıcı ağ oluşturulmuş. Yüksek yaratıcı ağ içindeki beyin bölgelerinin üç spesifik beyin sistemine ait olduğu bilinir: varsayılan(hayal ağı), belirginlik ve yönetici ağları.

  Varsayılan ağ insanlar zihin gezintisi, hayal kurma ve spontane düşünmeyle meşgul olduklarında aktive olan bir dizi beyin bölgesidir. Bu ağ, fikir üretmede veya beyin fırtınasında -bir soruna birkaç olası çözüm düşünmede- kilit bir rol oynayabilir.

Yaratıcılık Nedir?

İki görüntü, yüksek yaratıcı ağda birbirine bağlı olan beyin loblarını gösterir. Her kategoride on çocuk vardır. NeuroscienceNews.com görüntüsü The Conversation haber bülteninden uyarlanmıştır.

  Yönetici kontrol ağı, insanların düşünce süreçlerine odaklanması veya kontrol etmesi gerektiğinde harekete geçen bir dizi bölgedir. Bu ağ, fikir değerlendirmede veya beyin fırtınası yapılan fikirlerin gerçekten işe yarayıp yaramayacağına karar vermede ve onları yaratıcı amaca uyacak şekilde değiştirmede önemli bir rol oynayabilir.

  Belirginlik ağı, varsayılan ve yönetici ağlar arasında bir geçiş mekanizması olarak hareket eden bir dizi bölgedir. Bu ağ, fikir üretme ve fikir değerlendirme arasında geçiş yapmada önemli bir rol oynayabilir.

  Bu üç ağın ilginç bir özelliği, genellikle aynı anda etkinleştirilmemeleridir. Örneğin, yönetici ağı etkinleştirildiğinde, varsayılan ağ genellikle devre dışı bırakılır. Araştırmanın sonucunda, yaratıcı insanların, genellikle ayrı ayrı çalışan beyin ağlarını birlikte daha iyi aktive edebildiğini göstermektedir. İlginç bir şekilde sonuçlar; melodileri doğaçlama yapan caz müzisyenleri, yeni şiir dizeleri yazan şairler ve bir kitap kapağı için fikir eskizleri çizen görsel sanatçılar dahil olmak üzere profesyonel sanatçıların son fMRI çalışmalarıyla tutarlıdır.

  Yazımın buraya kadar olan kısmı yaratıcılığın sinirbilimini araştırırken denk geldiğim araştırmalardan aldığım bilgilerden oluşuyor. Bundan sonrası tamamen benim kendi gözlemlerim ve kişisel fikirlerimle alakalı olacak.

  Yaklaşık iki yıl önce bir kongre oturumunda yaratıcı düşünme üzerine bir eğitim aldım. O zamana kadar saf bir düşünce kıvılcımından zihnime düşen fikir yumaklarını yaratıcılıkla nasıl birleştirdiğimi ya da o fikri olgunlaştırıp günlük hayatıma geçirirken zihnimde yol aldığı adımların yaratıcılıkla bağlantılı olduğunu bilmiyordum. "Hayır, bu çok sıradan, farklı düşünmelisin, bunu herkes yapar.” diye düşünerek çoğu fikri farklı formatlara çeviriyordum. En basit bir düşünce mesela yeni başlayan komitede konu listesi çıkartırken, yürüyüş yaparken, belki gerçekleşmeyecek hayallerimde bir işi yaptığımı hayal ederken bile farkında olmadan “mm, hayır! Bu çok sıradan.” diyerek farklılığa daha doğrusu yaratıcılığa kendimi itmişim. Bunu fark etmeye başladığımda çevremdeki insanları incelemeye başladım. Bunun bana en haz veren kısmı acil vakalarda doktorların pratik, hızlı ve başarı oranı yüksek tedavilere başlayarak hastalara doğru müdahale yapma anlarıydı. Şu an tıp eğitiminin 3. yılında olan bir tıp öğrencisi olarak o müdahale anının hayatta en zor ama en heyecanlı anlardan biri olduğunu düşünüyorum. Her yıl, her komitede farklı bilgiler öğreniyoruz. Bunlar üst üste biniyor ve parçadan bütüne giderek 6 yıllık eğitimde, karşılaşılabilecek tüm hastalıkların tedavi şekillerini öğreniyoruz. Aldığımız bilgileri o an hatırlayıp önce tanı koyup hatta tanı koyarken benzer belirtileri veren hastalıklar içinden ayırıcı tanıyı bulup tedavi seçenekleri arasından hastaya uygun tedaviyi belirleyip tedaviye başlıyorlar. Tıp fakültesinde her geçen derste “Bu bilgileri harmanlayarak kullanmak çok zor.” diye düşünürken hastanede bir doktor saniyeler içinde tanı koyup tedaviye başlıyor. Bu farkındalığı ilk hissettiğimde fakültede çevreme bakıp "Zihinlerinden neler geçiyor acaba?" demiştim. Derste hepimize anlatılan bir konu üzerinden, ders sonunda o kadar farklı sorular geliyordu ki aslında farkında olmadan insanlar ne kadar farklı açılardan bakıyorlar diye düşünüyordum. Benim için bu yaratıcılıktır. 

"O konu herkese anlatıldı ama o farklı bakabilmeyi başardı. Zihninin sınırlarını zorladı bilgilerini sorguladı. Muhtemelen mezun olduğumuzda zor bir vakada da farklı bakabilip diğerlerinin göremediğini görebilir."

  Yaratıcılık, evet zekayla ilişkili; okuduğum çoğu makalede bundan bahsediliyor ama matematik problemlerini çözerken bize ilk başta herkesçe bilinen çözüm yolunu öğretirler; daha sonra bizler soru çözdükçe bunu pratik yollarını bulmaya çalışır, kendimizce taktikler geliştiririz. Bu da bir yaratıcılık değil mi? İşin başında zorlanıyorduk ama düşündükçe ve beynin sınırlarını zorladıkça, daha doğrusu o sınırları zorlayacak cesaret ve tutkuyu buldukça yaratıcılık ağı devreye girdi. Beyin kullanıldıkça dinamikliğini koruyabilen bir yapı, bir insan ne kadar çok beynini kullanıyorsa zorluyorsa o kadar yaratıcıdır bence. 60 yaşında saatler süren operasyonlar yapıp doktorluğa tüm tutkusuyla devam eden doktorlar bunun en güzel örneği. Her gün yeni tanılar koyup beyinlerini ve yıllar önce öğrendikleri o bilgileri taze tutuyorlar. Belki de çoğumuz kendi beynimizin ve yapabileceklerimizin farkında değiliz. Konfor alanlarımız ve her şeyin kolayını bulma eğilimi yaratıcığı kısıtlıyor. Evet, internet ortamında her şey hazır, elimizin altında neden kendimizi yoralım diyoruz, fazla düşünmeden bakış açılarını geliştirmeden stabil yaşıyoruz. Bazen de rahatlığı korumak adına hayatın heyecanlı kısmını kaçırıyoruz.  Bize verilen kalıpları kullanarak kendi kalıplarımızı tasarlamadan devam ediyoruz. Yaratıcılık kavramından bir haber belki de tazecik beyinlerimizi yaratıcılıkla hiç tanıştırmadan yaşayıp gidiyoruz. Ama hayatın en anlamlı ve heyecanlı yanı beynimizin yaratıcılık ağı devreye girdiğinde, her gün yürüdüğümüz yolda gökyüzüne bakarken sadece etrafı sarmış bir mavilik ve bulutlardan ötesini gördüğümüzde başlıyor.

 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.