Son 10 Yılın En Güzel Filmlerinden: The King's Speech

Kültür ve Sanat - 19 Temmuz, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.

19 Temmuz, 2021

Son 10 Yılın En Güzel Filmlerinden: The King's Speech

The King's Speech, Birleşik Krallık'ın Kralı 6. George'un kral olarak yapacağı ilk savaş bildirgesi konuşmasına hazırlıklarını anlatır ve tarihi dram türünün belki de en başarılı örneklerinden biridir. Kaç yıl geçerse geçsin hala favori film listemde en üst sıralarda duran bu filme gelin biraz yakından göz atalım.

Merhaba, üzerinden kaç yıl geçerse geçsin hala en sevdiğim filmlerden biri olan The King's Speech'i gözünden kaçırmış veya unutmuş olanlara küçük bir hatırlatma yapmak istedim. Hadi gelin, bu güzel filmi bir hatırlayalım:

Kral 5. George'un ölümünden sonra taht için iki varis vardı. Büyük kardeş 8. Edward, babasının ölümünün ardından kral ilan edildi. Ancak devraldığı bu büyük görev, onun büyük aşkı Wallis Warferd Simpson'la evlenmesini yasa dışı kılıyordu çünkü Krallık kanunlarına göre bir kralın dul bir kadınla evlenmesi yasaktı. 8. Edward bu gerekçeyle tahtı bıraktı ve İngiliz Kraliyet tarihinde tahtı kendi isteğiyle bırakan ilk kral oldu. Böylece geriye tahta çıkabilecek tek kişi kaldı: York Dükü Prens Bernard. Ne var ki Prens Bernard tahta çıkmak konusunda çok istekli değildi çünkü yaklaşık dört yaşından beri konuşma bozukluğundan muzdaripti. O da babası Kral 5. George'un da bir zamanlar söylediği gibi bir kralın at üzerinde muhteşem ve heybetli görünmenin yeterli olmadığını, yeni medya çağında bir kralın aynı zamanda radyodan ulusa seslenişte de usta olması gerektiğini düşünüyordu. Bu düşünce de onun kendisini kral olmak için yetersiz hissetmesine sebep oluyordu. Ancak bu sorunla acilen başa çıkıp engelleri aşması ve güçlü olması gerekiyordu. Çünkü Hitler çoktan savaş sinyallerini göndermişti bile. Bernard'ın eşi Elizabeth de bir kralın düzgün bir hitabet yeteneğine sahip olmasının öneminin farkındaydı bu nedenle çevresinde yardım alabileceği herkese danışmıştı. Her türlü tedavi yöntemi denendi ancak hiçbirinden olumlu sonuç alınamıyordu. Elizabeth son şans olarak eski bir aktör olan Avustralyalı konuşma terapisti Lionel Louge'dan Bernard'ın kekemeliğini yenmesi için yardım talep etti. Başlarda bu duruma pek sıcak bakmayan Bernard, Lionel'in konuşma terapilerine katılmaya karar verdi. İngiltere'nin Almanya'ya radyo üzerinde resmen savaş ilan edebilmesi için Bernard'ın Lionel'a ihtiyacı vardı. Peki bu sefer sonuç başarılı olacak mıydı? Filmde, kah güleceğimiz kah ağlayacağımız tüm bu hikayeye daha yakından tanık olma şansını buluyoruz.

 

Film The Danish Girl ve Les Miserables gibi başarılı filmlere de imza atmış olan Tom Hooper tarafından yönetildi. Senaryosu ise David Seidler tarafından yazıldı. Her ne kadar bazı seyirciler filmde Kral 6. George'un kekemeliğinin abartıldığını ve Colin Firth'ün 6. George'a pek benzemediğini belirterek filmi beğenmese de The King's Speech, 2011 yılına damgasını vurdu. The King's Speech 12 dalda Oscar adayı oldu ve en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi özgün senaryo ve en iyi erkek oyuncu Oscarlarını topladı. Ayrıca film 2011 yılında BAFTA'dan en iyi film ödülüyle döndü. Filmde Kral 6. George karakteri ünlü İngiliz aktör Colin Firth hayat verdi. Bu rolüyle "En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ı" dahil birçok ödül kazandı. Konuşma terapisti Lionel Louge da Avustralyalı usta aktör Geoffrey Rush tarafından canlandırlıdı ve o da bu rolle birçok ödül aldı. Bernard'ın eşi Elizabeth Lyon rolündeyse hepimizin çok sevdiği Helena Bonham Carter vardı. Ayrıca filmde Churchill, Hitler ve genç Kraliçe Elizabeth gibi önemli tarihi kişilikleri de görmek mümkün.

Benim yorumuma gelecek olursak bu filmi izlerken birçok duyguyu bir arada yaşadım. Hayal kırıkılığı, hüzün, mutluluk ama en çok da dostluğun önemi ve de güzelliğini hissettiren bir filmdi. Aynı zamanda kim olursak olalım öncelikle insan olduğumuzu ve aslında hepimiz benzer duyguları ve korkuları yaşadığımızı hatırlattı. Filmin birçok ödüle aday olduğunu ve büyük bir kısmını da kazandığını daha önce de belirtmiştim. Ancak Geoffrey Rush'ın bu filmdeki rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu Oscar'ını çok hak ettiği halde alamamıştı. Bunun yanı sıra, film sinematografik açıdan da film çok başarılı ve etkileyiciydi. Kısacası eğer hala The King's Speech'i izlemediyseniz ilk fırsatta bu filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.