Sokrates vs Thrasymakhos

Kültür ve Sanat - 18 Nisan, 2022 - Okuma Süresi: 5 Dk.

18 Nisan, 2022

Sokrates vs Thrasymakhos

"Devlet" eserinde Platon, Sokrates’i konuşturarak karakteri birçok farklı karakter ile diyaloğa sokar. Tartıştığı kişileri onların argümanlarında yenmeye çalışır. Bakalım Thrasymakhos'ın argümanlarına karşı Sokrates ne cevap vermiş!

Sokrates, doğrunun ve eğriliğin ne olduğunu araştırmaya başlar. Devamında ise doğrunun eğriliğe üstünlüğünü kanıtlar. Bunu şu şekilde yapar: Öncelikle; Polemarkhos’un, “Doğruluk dosta iyilik, düşmana kötülük etmektir.” argümanını ele alır. Sorduğu sorularla ve yaptığı, birbirini takip eden analojilerle bu argümanın, zorunlu olarak, “Doğruluk, yalnız kullanılmayan şeylerde kullanılan, faydasız bir şey.” sonucuna çıktığını kanıtlar. Burada da bırakmayıp analojilerini sürdürür ve Polemarkhos’un argümanına, yeni bir şey eklemesine sebep olur. Böylece argüman, “Dosta iyiyse iyilik etmek, düşmana kötüyse kötülük etmek doğrudur.” halini alır. Fakat, iyi birinin kötülük yapabileceği, Sokrates’in görüşüne uygun olmadığından, bu tanım da ona yetersiz gelir ve analojilerine devam eder. İnsanlara kötülük yapmanın onları doğrudan uzaklaştıracağını söyler ve ekler; “Doğrulukla bir adamı doğruluktan ayıramayacağımız gibi, kötüleri de kötülük yoluyla iyi edemeyiz, soğutmak sıcaklığın değil, soğukluğun işidir.” Böylelikle; Polemarkhos, kötülük etmenin doğru adamın işi olmadığını kabul etmek zorunda kalır. İyilikten iyilik, kötülükten kötülük çıkar.

Bunun üzerine Thrasymakhos çıkagelir ve Sokrates’e meydan okur. Sokrates bu meydan okumayı kabul eder ve tartışmaya başlarlar. Thrasymakhos; doğruluğu, “güçlünün işine gelen” olarak tanımlar. Ona göre; doğru olan, güçlünün işine gelen, yani -en güçlü o olacağı için- yöneticinin işine gelen veya devletteki diğer güçlü kimselerin yararını gözeten yönetici buyruklarıdır. Sokrates’in bu açıklamaya karşı çıkacağı aşikardır. Bu argümana şu açıdan yaklaşır: Devletteki en güçlü kişiler dahi olsalar, bu kimselerin, verdikleri kararlarda yanılabilir olmaları çok doğaldır. Bazı kararlar da böylece yöneticinin veya güçlülerin çıkarlarının aleyhine olacaktır. Öyleyse yönetenler kendileri için zararlı şeyler buyururlarsa ve biz de bu buyrukların yerine getirilmesini doğru bulursak, yönetenlerin, güçlülerin işine gelmeyeni de yapmasının doğru olacağını kabul etmemiz gerekir. O halde; Thrasymakhos‘un argümanından süregelen analojiler ve akıl yürütmeler dizisine göre doğru olan: Thrasymakhos’un söylediğinin tersini yapmaktır.

Sokrates vs Thrasymakhos

Thrasymakhos bu sonucu kabul etmez ve konu farklı bir yöne evrilir. Thrasymakhos bu sefer, sonuna varan eğriliğin, sonuna varan doğruluktan daha kârlı olduğunu ileri sürer. Ona göre, eğri insan kendi çıkarlarını gözetir ve bu doğrultuda güce sahip olur. Buna karşın doğru insan, kendi çıkarlarını değil, yaptığı işten etkilenen (hekim-hasta, kaptan-tayfa, yönetici-yönetilen gibi) insanların çıkarını gözetir. Böylece eğri olmak, doğru olmaktan daha kârlı olur. Bunların yanı sıra, Thrasymakhos eğriliğin, -doğruluğun aksine- aklın ve üstün değerlerin yanında yer aldığını ileri sürer. Sokrates, Thrasymakhos ile doğru insanın kendine benzeyeni değil benzemeyeni aşmak isteyeceği buna karşın eğri insanın hem kendine benzeyeni hem kendine benzemeyeni aşmak isteyeceği konusunda uzlaşır. Devamında yaptığı analojiler dizisi ile şu sonuca varır: “İyi ve akıllı olan, kendine benzeyeni değil benzemeyeni, karşıt olanı aşmak ister. Kötü ve bilgisiz olan hem benzerini hem de karşıtını aşmak ister” Bu argümanda kullandığı en önemli ön kabul; Sokrates ve Platon’da gözlemlediğimiz üzere, bilginin ahlak ile eşit olduğu yani kötülüğün bilgisizlikten çıktığıdır. O halde bilgili akıllı, akıllı olan da iyidir. Öyleyse doğru adam akıllı ve değerli, eğri adam da bilgisize benziyor demektir. Ve ikisinin de benzerleri neyse, kendileri de odur. Böylece, doğrunun akıllı, değerli, eğrinin de bilgisiz ve kötü olduğu sonucu ortaya çıkar. Thrasymakhos bunu güçlükle kabul eder.

Sokrates vs Thrasymakhos

Sokrates, diyaloğun devamında, doğruluğun eğriliğe üstünlüğü hakkında konuşmaya devam eder ve şunları söyler: “Bir topluluk içinde yaşayanlar, birbirlerine eğrilik edecek olursa iş göremezler.” Demek ki eğrilik; aralarına geçimsizlik ve kin sokuyor. Doğruluk ise, iyi geçimi ve dostluğu sağlıyor. Eğriliğin etkisiyle insan, kendi kendisiyle anlaşamaz, iş göremez duruma gelir, sonra da hem kendine hem doğrulara düşman olur. Bu eğriliğin tabiatında vardır. Devamında, Tanrılar doğru ise eğri insanın Tanrıların düşmanı olacağını söyler. Sokrates son olarak, doğruların mı yoksa eğrilerin mi daha iyi bir hayat sürdüğünü araştırır. Herhangi bir şeyin gördüğü işin, yalnız kendinin en iyi görebileceği iş olduğunu ileri sürer. Bu görüşü şu analoji ile destekler: Kafanın kendine özgü işi; araştırmak, karar vermek, yönetmek gibi işlerdir. Yaşamak da kafanın işidir. Kafanın da iyisi kötüsü vardır. Böylelikle, kötü kafanın yönetmesi de kötü olur, iyi kafanınki ise iyi. Öyleyse, doğru kafa, doğru insan iyi yaşar. Kötü kafa, eğri insan da kötü yaşar. Doğruysa, iyi yaşayan en büyük mutluluğa erer, yaşamayınca eremez. Sonuç olarak, doğru adam mutlu, eğri adam mutsuzdur. Öyleyse eğrilik, hiçbir zaman doğruluktan daha kârlı olamaz ve doğruluk eğriliğe üstündür.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.