Rüzgarın Sürüklediği Kadın: Füruğ Ferruhzad

Kültür ve Sanat - 26 Nisan, 2021 - Okuma Süresi: 6 Dk.

26 Nisan, 2021

Rüzgarın Sürüklediği Kadın: Füruğ Ferruhzad

Özgürlüğe ve şiire aşık olan, İran'da kadınların daha iyi koşullarda yaşamasını savunan ve bu yüzden sansürlenen şair Füruğ Ferruhzad'dan bahsedeceğim. Kendisi yaşam öyküsü hakkında konuşmanın sıkıcı ve yararsız olduğunu söylese de anlatılmaya değer bir öyküsü var.

Kuş ölür sen uçuşu hatırla.

29 Aralık 1934 yılında Tahran'da avlulu bir evde dünyaya geldi Fürug Ferruhzad. Annesi kendi halinde bir kadındı, Füruğ annesi için "bütün hayatı serilmiş bir seccadedir" diyor bir şiirinde. Babası ise sert mizaçlı bir albay. Kendisinin de sert ve özgüvenli bir kişiliğinin olmasını babasının verdiği terbiyeye borçlu olduğunu söylüyor. Küçük yaştan itibaren zorlu, disiplinli bir eğitim aldı. Öyle ki babası daha güneş doğmadan Füruğ'u ve kardeşlerini uyandırarak sabah jimnasitiği yaptırıyordu. Füruğ yaşadığı yere ev değil de askeri bir kışla gözü ile bakıyordu. Üstelik çok huzurlu bir aile ortamı da yoktu. Fürüğ, yetiştirilmesinden gelen bu baskıyı yaşamı boyunda iç dünyasında hissetti. Babasının Füruğ'a en büyük katıkısı ise şiiri oldu; kendisi tam anlamı ile şiir tutkunuydu ve bu da Füruğ'un şairliğinde olumlu etki yarattı. Babasının etkisi ile şiir okumaya başlayan Furüğ daha sonra yazmaya başladı. Lise yıllarında ilk gazellerini yazdı ama babasının korkusuyla yazdıklarını yırtıp attı. Füruğ 16 yaşındayken annesinin kuzeni ile evlendi ve liseyi yarım bıraktı. Evlenirken evdeki baskıcı hayatın son bulacağını düşünüyordu ama öyle olmadı. Eşi Perviz de herkes gibi Füruğ'un şiirlerine saygı duymadı ve onu desteklemedi. Çağın koşullarında cesur sayılabilecek bir karar aldı ve eşinden boşandı. Mahkeme oğlunun velayetini babasına verdi ve ömür boyu oğlunu görmesi yasaklandı. Bu da Füruğ'un ruhunda derin yaralar açtı. Hayatı ümitsizlik ve yalnızlığa büründü. Oğlu için şu dizleri yazdı:

Gecenin Devi

Küçük oğlum benim ninni
kapa gözünü gece olmuştur
uyu bu kara dev, gözünde kan
dudağında gülüşle gelmiştir.

Füruğ'un hayatına başka birileri girse de kendisi "16 yaşında yaptığım bu gülünç aşk ve evlilik benim gelecek hayatımın temellerini sarstı" diyor. 

Fürüğ Ferruhzad'ın günah isimli şiiri yayımlanması ile birlikte hayatı alt üst oldu. Ağır eleştirilere ve hakaretlere uğradı. Bu dönemde bir intihar girişiminde bulundu. Dinlenebilmek için kutulanmış bağırsak taşıyan bir kargo uçağı ile İtalya'ya oradan da Almanya'da yaşayan abisinin yanına gitti. Daha sonra Duvar isimli şiir kitabı yayımlandı. Bu da aynı şekilde eleştirilere maruz kaldı. Ama bu söylemlerden dolayı hırpalansa da mücadelesine devam etti Füruğ ve sanatı ile İran kadının başkaldırısını gerçekleştirdi ve aşık olduğu özgürlüğün peşinden gitti. 

Fürüğ sadece bir şair değildi aynı zamanda öykücü ve yönetmendi. Avrupa'dan İran'a dönünce Sefername isimli bir dizi yayınladı. Daha sonra Cüzzamlılar Derneği Başkanı, cüzzamlılarla ilgili film yapmasını istedi ve Füruğ Ferruhzad kabul etti. Orda olan bir cüzzamlılar evinin öyküsünü anlatan bir belgesel film olan Ev Karadır çalışması ortaya koydu. Bu çalışma Ferruhzad’ın yaptığı en önemli çalışmasıdır. Çalışma sırasında cüzzamlılar evinde tanıştığı Hüseyin Mansur isimli çocuğu evlat edindi. Bu konu hakkında da şöyle diyor;

Kamyar’ın düşünce ve tasası rahat bırakmıyordu, beni öldürüyordu. Hüseyin geldiğinden beri daha huzurluyum. Aslında bazen onun yüzünde Kamyar’ı görüyorum. Ellerinin tutup saçlarını okşarken Hüseyin mi Kamyar mı diye hiç düşünmüyorum. Farkı yok. Hissediyorum ki o oğlumdur.

Çoğu insana göre Ev Karadır filmi Füruğ'un bir şiiri olarak değerlendiriliyor. Füruğ film için "daha geniş bir dünyanın sıkıştırılmış bir örneğiydi. Onda var olan tüm hastalıkları, rahatsızlıkları ve sıkıntılarıyla" diyor. 

Füruğ Ferruhzad 1967 yılında karlı bir günde annesine uğrar ve sonra stüdyoya gitmek için ayrılır. Yolda önüne çıkan çocukları taşıyan bir servise çarpmamak için direksiyonu kırarak duvara çarpar ve orada vefat eder. Şiirlerinde genel olarak yalnızlık, ümitsizlik ve acıya değinen, bana Nilgün Marmara'yı anımsatan Füruğ Ferruhzad'ın öldüğü gün Nilgün Marmara'nın da doğum günü. Ölümünden önce şu şiiri yazmıştı Füruğ;

ve bu benim 
yalnız bir kadın
ve soğuk bir mevsimin eşiğinde.
"artık bitti" dedim anneme 
düşünmeye fırsat bile kalmadan olur olanlar 
bir başsağlığı ilanı vermeliyiz gazeteye.

Füruğ kazandığı bütün parasını ihtiyacı olanlarla paylaşmış, olabildiğince sade bir yaşam sürmüş, öldüğünde mal varlığı olarak geriye 37 tümen 8 riyal ve bir paket sigara bırakmış. Kendisinden asıl geriye kalanlar ise şiirleri, filmleri, mücadelesi ve iki oğlu. Füruğ'un kendisinden koparılan oğlu Kamyar hayatını resme adamış ve annesini resmederek yeniden var etmiş. Diğer oğlu Hüseyin ise şiirlerini Almanca'ya çevirir ve onu İran sınırlarından çıkarır. Hayatı boyunca ağır eleştirilere, küfürlere, hakaretlere maruz kalsa da adını ve mücadelesini tarihe yazmayı başarır Füruğ. Kısa yaşamına dışlanmışlıklar, acılar, evlat hasreti sığdıran kadın; senden sonra da değişmedi kadının ötekileştirmesi. Ama şiirlerin birilerinin kalbine dokunuyor ve mücadeleni hatırlatıyor. Başkaldırın boşa değildi.

Füruğ'un, benim, ve tüm kadınların temennisi; dünyanın neresinde olursa olsun sanatından, fikirlerinden, kıyafetinden, inancından dolayı hiçbir kadının sansürlenmemesi, ötekileştirilmemesi. Sahi bir gün insanlık ulaşır mı o medeniyete?

Füruğ ölür sen mücadelesini hatırla.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.