Protestanlık Mezhebinin Öncüsü: Martin Luther
Kültür ve Sanat - 27 Aralık, 2021 - Okuma Süresi: 7 Dk.
27 Aralık, 2021
Kredi: Martin Luther Solucan Diyeti, Anton von Werner'in bir tablosu (1877)
Avrupa tarihini incelediğimizde Reform hareketlerinin bir sonucu olarak karşımıza çıkan önemli isimlerden birisi de Martin Luther’dir. Sizlere ölümünün üzerinden 475 yıl geçmiş olsa bile günümüzde konuşulmaya devam eden Luther'in hayatından, manifestosundan ve etkilerinden bahsettim. Keyifli okumalar dilerim.
Martin Luther (10 Kasım 1483- 18 Şubat 1546)
Bu uygulamalar, dinsel unvanları para karşılığında satma, para karşılığında insanlara cenneti vaat etme ve insanların günahlarını silmedir. Şahit olduğu korkunç uygulamaların din öğretilerine aykırı olduğunu ve karşı çıkılması gerektiğini çok net ve sert bir dille kaleme almış olduğu 95 maddelik tezinde ifade etmiştir.
95 Maddelik Tez
Orta Çağ’da Katolik kilisesi o kadar baskındı ki insanların yaşam biçimine ve özel hayatlarına dahi karışmasının yanında devlet yönetiminde bile kralın değil, Papa’nın hakimiyetinin daha çok olduğu görülmüştür. Bu süreçte Katolik kilisesinin uygulamaları karşısında insanlar sürekli ölüm korkusu ve endişesiyle mücadele etmeye çalışmıştır. İnsanlara bu uygulamaları satarak elde ettikleri gelirle Aziz Petrus Kilisesi'ni tamamlamaya çalışan Katolik kilisesine çok şiddetli tepki gösteren Martin Luther, önce belli bir kısımla bunun tartışmasını yaşamış, daha sonra 31 Ekim 1517 yılında dinde yapılması gerekenler ile ilgili yazmış olduğu 95 maddelik tezini Wittenberg Saray Kilisesi’nin kapısına asmıştır. Bu tezdeki en sert dile getirilen kısım, Katolik kilisesinin para karşılığında öteki dünyayı sattığı ve bu uygulamanın kaldırılmasını talep ettiği kısımdır.
Çünkü ona göre para karşılığında insanın kurtuluşu söz konusu olamaz ve insan ancak sağlam inancıyla kurtuluşunu sağlayabilirdi. Bir tek bununla kalmamış İncil’in bile sadece Latinceye değil, Almancaya da çevrilmesini sağlamıştır. Bu hareketi sayesinde İncil'e ulaşabilen, okuyabilen kitle sayısı artmış ve İncil, Luther tarafından Almancaya çevrilip, 1534 yılında da basılmıştır.
“Tam bağışlanmaya mazhar olduğundan emin olmak şöyle dursun, hiç kimse kendi pişmanlığının gerçekliğinden bile emin olamaz.” Doksan Beş Maddelik Tez - Martin Luther
Bu 95 maddelik tez, Avrupa’da hızla yayılmış ve Luther’le aynı görüşte olan kişilerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu başkaldırı karşısında Papa X. Leo, Luther’e kendi imzasını taşıyan ihtarname niteliğinde bir mektup yazmış ve bu mektupta Luther’in Katolik kilisesine karşı yaptığı eleştirilere son vermesini talep etmiştir. Fakat Luther bu istekleri reddetmekle kalmamış, mektubu halkın gözleri önünde yakmıştır. Bu hareketi üzerine Papa X. Leo, kendisini aforoz etmiştir. Bunun sonucunda ise Katolik kilisesiyle Luther’in ve onu destekleyenlerin bağları tamamen kopmuş ve böylelikle bu olay, reformasyon oluşumuna zemin hazırlamıştır.
Reformasyon Hareketi
Reformasyonu özetlemek gerekirse Katolik kilisesinin yenilenmesine öncü olan harekettir, denebilir. Bu iyileşme süreci tamamen Avrupa’yı etkilemiş ve Katolik kilisesi eski hakimiyetini kaybetmeye başlamıştır. Kilise ne kadar baskısını arttırsa da -aykırı olanları dinden çıkarma ve Engizisyon mahkemelerinde yakılarak ölüm gibi- çabaları sonuçsuz kalmıştır. Hareketin sonucunda Katolik ve Ortodoks mezhepleri yanında Protestan, Kalvinizm ve Anglikanizm mezhepleri de ortaya çıkmıştır. Bu iki mezhep protestanlığa benzer mezheplerdir. Bu mezheplerin hepsinin tek bir amacı vardır: Papanın otoritesinin yıkılması ve asıl kaynağın İncil olması. Luther, bu duruşundan dolayı bir çok kez tehditler işitmiştir. 1519 yılında tahta oturan yeni hükümdar V. Karl, Luther'in bu hareketini büyük bir lanet olarak görmüştür. Çünkü eğer Luther'in bu hareketi eyaletlere yayılırsa ve desteklenirse Roma İmparatorluğu'nun çöküşü söz konusuydu. Fakat Martin Luther, halkı papaya karşı kışkırmaya devam etmiş ve onları kendi kilisesine çağırmaktan vazgeçmemiştir. Bunun üzerine V. Karl, Luther'i geri adım atması için meclise çağırmıştır. Fakat Luther, bu daveti reddetmiştir. Bu reddediş onun sınır dışı olmasına sebep olmuştur. Ancak ne olursa olsun hareketlerinden vazgeçmeyen Luther, Katolik kilisesine karşı baskılarına devam etmiş, Protestanlık kilisesini kurmuştur. Bu kilise, "Rahipler Meclisi" tarafından yönetilmiş, vaazlar verilmeye başlanmıştır.
Protestanlık Mezhebi
Martin Luther’in kurucusu olduğu Protestanlık, hiyerarşik düzeni reddetmektedir. Bu mezhebe bağlı olanlara göre; fazlasıyla elde ettikleri toprakları, görkemli makam anlayışları ve baskıcı inanç biçimleriyle Papalık sistemi, insanoğlunu hakikate ve gelişime yönlendirememektedir. İnsanoğlu papalık sisteminin yorumladığı kutsal inanışları kendi yaşam biçimlerine göre yaşayabilir ve kendisini yönlendirebilmelidir. Bu radikal duruşlarında Katolik kilisesinin uyguladığı yedi ayinin sadece ikisi olan Vaftiz ve Kudas ayinlerini benimsemişlerdir. Bu mezhep “Luthercilik” olarak da anılmaktadır. Protestanlık, Katolik kilisesinin özellikle din adamlarının evlenememesine, çocuk sahibi olmamasına, skolastik eğitim anlayışının olmasına karşı da çıkmaktadır. Bu mezhebe göre din adamları evlenebilmekte ve çocuk sahibi olabilmektedir. Hatta Luther, o dönemdeki din adamlarının eserlerine baktığında sapkın cinsel arzularının fazla yansıtmalarının sebebini evlenememelerine bağlamaktadır. Protestanlık, çileci yaklaşıma ve kin duygusuna karşılık bağışlanmayı temel ilke olarak görmektedir. İnsanların yaşamlarında özgürleşmesi sağlanmış ve kiliseyi özgürce protesto etme yetisi kazanmışlardır.
Sonuç olarak, bu süreç içinde yaşanan tüm gelişimler özellikle Hristiyanlık tarihinin protestanlık mezhebi sayesinde yeniden dönüşüme uğramasına sebep olmuştur. Özellikle Papa'nın ve kilisenin otoritesine karşı yapılan bu hareketler, Katolik mezhebinin inanç sistemini büyük ölçüde zedelemiştir. Bu olanlar Avrupa tarihinin hürriyeti için en önemli başlangıç ve yanlışa karşı başkaldırışın adımlarıdır. Bu başlangıçlar hürriyetin yanında laikliği, demokrasiyi ve insan özgürlüğünü getirmiştir. Katolik kilisenin insanı yaratılışından beri günahkâr ve âciz görmesine karşılık Protestanlık mezhebinin insana ifade özgürlüğü getirmesi hümanizm akımının dahi yapı taşını oluşturmaktadır. Luther, kendi dönemi dışında ölümünden sonra da düşünceleri, ortaya attığı fikirleri ve yaptığı başkaldırı ile günümüzde de çok konuşulmaktadır ve konuşulmaya devam edecektir.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.