Parçalardan Bütüne: Pezzettino

Pezzettino, çocuk kitabı olarak raflarda yer alsa da yediden yetmişe her bireyin kendini tanıma yolculuğunda ufuk açıcı bir kitap olarak karşımızda. Karşılaştığı sorunlarla benliğini bulan Pezzettino'da siz neler bulacaksınız?

İtalyan yazar Leo Lionni, Pezzettino kitabını okuyucularına 1975 yılında sunmasına rağmen Türkçe çevirisi 2018 yılında yapılmıştır. İçerisinde ebru sanatını kullanan yazar; her bir sayfada kahraman Pezzettino'nun duygu ve düşüncelerini, korkularını, endişelerini okuyucuyla paylaşmıştır. Türkçe anlamı "Parçaçık" olan Pezzettino, kendisi dışında herkesin kocaman ve cesaret isteyen işler yaptığını düşünür. "Ben kimin parçasıyım?", sorusunu sorarak yola koyulur. Yolda karşılaştığı parçalardan oluşan koşana, güçlüye, yüzene, dağdakine, uçana "Ben sizin parçanız mıyım?" sorusunu sorar. Ama hepsi parçalarından biri eksik olsa burada olamayacağını ve kendisini reddettiğini söyler. En sonunda mağarada karşılaştığı bilge, ona Pat Adası'na gitmesini tavsiye eder. Erkenden yola çıkan Pezzettino, açık denizde sırılsıklam ve yorgun bir şekilde adaya varır. Ada çakıllardan oluşmaktadır. Pezzettino, aşağı yukarı tırmandıktan sonra yere çakılır ve parçalara ayrılır. İşte o an kendisinin de parçalardan oluştuğunu fark eder ve tek bir parçasını ardında bırakmadan eve varmak için gece boyu kürek çeker. Ben kendimim, ben kendimim diyerek eve varan Pezzettino, evine ve arkadaşlarına mutlu olarak döner.

Pezzettino, aslında kimsenin parçası değil. O, kimsenin parçası olmaya ihtiyaç duymaz. Ama bunu anlaması ve özellikle fark etmesi için uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkması gerekmekteydi. Hiçbir şey ona altın tepsiyle hazır bir şekilde gelmedi. Kimi zaman dağları aşmak zorunda kaldı kimi zaman büyük dalgalarla uğraşmak zorunda kaldı. Bilge, ona aradığı cevabı verebilirdi ancak bunun yerine sadece yol gösterdi. Böylesine ağır bir metafizik konusunun çocuk kitabında oluşu hele ki 1975 yılında yazarın bunu dile getirmesi, dünden bugüne insanların ihtiyaç duyduğu şeylerin aynı olduğu anlamına gelmektedir. Kitap kahramanın "Ben kimim?" sorusuna odaklanır. Bunu ebru sanatından, basit ve minimalist çizimlerle kadar sunması böylesine ağır konuların çocuklara öğretebileceğini bize göstermektedir. Artık "Sen anlamazsın, yaşın buna yetmez." demek yerine çocuların kendi benliklerini sorgulatacak ve bir bağ kurabileceği kitapların oluşu bizim de risk almamız gerektiği anlamına gelmektedir. Yazar, diğer kitaplarında da aynı çizgi ile birçok konuya değinmiştir. Alexander ve Oyuncak Fare, Yeşil Kuyruklu Fare kitaplarında yazar sanat felsefesinden zihin felsefesine toplumsal ve siyaset felsefesinden metazafiziğe kadar her konuya değinmekten çekinmemiştir. Soru sormaktan bıkmayan ve sürekli etrafında olan olayları anlamaya çalışan çocuklarımız ve biz yetişkinler için harika bir kitap olan Pezzettino, benliğinizi arama ve anlama yolculuğunda ordan oraya sürükleyecektir. Son olarak Yevgeniy İvanoviç Zamyatin'in dediği gibi: 

Çocuklar en gözü pek filozoflardır. Ve gözü pek filozoflar da kaçınılmaz olarak çocuk kalırlar. Evet, tıpkı çocuklar gibi durmadan soru sorarlar.