Kendi Ölümüne Sebep Olan Kaşif: Ferdinand Macellan

Kültür ve Sanat - 03 Nisan, 2023 - Okuma Süresi: 7 Dk.

03 Nisan, 2023

Kendi Ölümüne Sebep Olan Kaşif: Ferdinand Macellan

Asla yenilemeyeceğini sanarak kendisinin sonunu getiren ünlü kaşif sonunda büyük özgüveninin kurbanı olmuştur. Bu kaşif Dünya'nın yarısından fazlasını kaplayan bölgelerin isim babası, Portekizli denizci Ferdinand Macellan. Hadi gelin hep birlikte bu kaşifin ölüm sebebine daha yakından göz atalım.

İspanya’nın 18 yaşındaki kralı 1. Carlos’u, Maluku adalarının Portekiz’e değil İspanya’ya ait olduğuna ikna eden Ferdinand Macellan kendini olağanüstü becerikli ve üstün biri olarak görüyordu. Baharat yetişen bu adalar, o dönemde lüks sayılan baharat fiyatları göz önüne alındığında, büyük derece önem taşıyordu ve bu değerli adaya 1.Carlos sahip olmak istiyordu. Beş eski gemiyle yola çıkan Macellan, dünyanın öbür ucuna doğru yelken açtı ve ciddi derecedeki isyanları bastırdı. Uğursuz olarak adlandırılan kayalık ve sisli boğazdan geçmişti. Bu boğazdan geçtikten sonra bazı aksaklıklar yaşanmaya başlanmış ve yemek konusunda gemideki mürettebat ne bulursa onları yer hale gelmişti.

Dindar bir adam olan Macellan, geçirdiği günlerin etkisiyle daha da dindar olmuş ve dindarlığı fanatiklik boyutlarına taşımıştı. Gittiği yerlerdeki yerli insanları Katolik yapmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Yerli insanların Hristiyanlığı kabul etmesini dünyada da İspanyol nüfuzu altına girmeleri anlamına geleceğine inanıyordu. Yaptığı gemi yolculuğunu olağanüstü bir yolculuk olarak görüyor ve bu yolculuğun gerçekleşmesini tanrının bir ihsanı olarak kabul ediyordu. 14 Nisan 1521’de Cebu adası kralı Datu Humabon ile pazarlıklara başladı. Uzun görüşmelerden sonra Humabon Hristiyanlığı kabul edeceğini açıkladı.

Daha sonra Humabon, Macellan’a ailesinden birinin çok hasta olduğunu söylemi; Macellan, hasta adama birkaç şifalı ot vermiş ve adamı iyileştirmiş. Bu durum da yerli insanlarca tanrının gücü olarak algılanmış. Bunun üzerine insanlar akın akın gemideki rahiplere gitmeye başlamışlar. Bu durumu gören diğer geminin kaptanları ise tedirgin olmaya başlamışlardı. Tanrının gücünü kendi gücüymüş gibi gösterenlerin başlarına neler geldiğini görmüş veya anlatılan hikayelerden duymuşlardı. Eğer hasta, ölmüş olsaydı başlarına gelecekleri biliyorlardı ve yerlileri zapt etmek için daha geleneksel olan İspanyol yöntemleri olan tecavüz, işkence, köle olarak alıp satmak gibi yöntemlere alışkınlardı. Macellan’ın ‘’uzlaşmacı’’ yaklaşımı kendilerini tedirgin ediyordu ve kendisinden daha da şüphe edilmesini sağlıyordu. Macellan en başından beri mürettebatı kendi bildikleri yoldan farklı ve ters olan bir rota üzerinden getirmiş ve adamlarına yolculuğun amacını dahi söylememişti. Bu durumdan dolayı kendisinden şüpheleniyorlar ve Portekizli bir casus olmasından endişe ediyorlardı. Macellan da bu korku ve endişeleri gidermek adına herhangi bir girişimde bulunmamıştı.

Denizciler, Macellan’a, “artık yeter” deyip, önce Maluku adalarına gidip yağmalarını yaptıktan sonra da Pasifik üzerinden İspanya’ya dönmenin zamanı geldiğini hatırlattılar. Ancak Macellan’ın da onlara bir sürprizi vardı. Macellan, Humabon’a, yakındaki bir adada bulunan düşmanı Lapu Lapu’yu yenme sözü vermişti. Kendi tanrısal güçlerine inanmış ve onu kimsenin yenemeyeceğine, tanrının şimdiye kadar onu hiç yarı yolda bırakmadığına ve yine yanında olacağına inanıyordu.

Kendi Ölümüne Sebep Olan Kaşif: Ferdinand Macellan

Donanma konseyi buna inanamıyordu; İspanyol hükûmeti, sefere giden kaptanların, hayatlarını riske atmalarını yasaklıyordu; bu da, son derece gereksiz bir savaştı. Macellan, hiçbir itiraza aldırış etmedi ve yerlilerin saldırılarına karşı korunmak için ellerindeki haçların dahi yeterli olacağını söyledi.

27 Nisan 1521’de, Lapu Lapu’ya savaş açtı; Filipinlilerin tüm yardım tekliflerini nazikçe reddetti ve denize açılıp teknelerinden savaşı seyretmelerini istedi. Yerlilerin hiçbir stratejik tavsiyesini almadı; bunu, dinsizlere, sayıca fazla olmalarına rağmen bir Hristiyan ordusunun nasıl da galip geleceğini göstermek için yapmıştı, her bir gemiden yirmişer gönüllüyü yanına istedi. Tecrübeli denizciler ise, savaş planlarına bile dahil edilmemişti.

Kendine ordu olarak, kamarot, ahçı ve garsonlar arasından 60 kişi seçti. Hiçbirinin daha önceden savaş tecrübesi yoktu. Çoğu, tüfeği doldurmayı dahi bilmiyordu. Diğerleri, bu akılsız maceranın akıbetini tahmin ederek uzak duruyor, seyircilerin arasında yer almayı tercih ediyordu. Macellan, aklınca Lapu Lapu’ya bir şans daha vererek, kendisine, İspanya’nın emrine girmesi için ultimatom gönderdi; komşusu Humabon ise, bölgedeki amiri olacaktı. Lapu Lapu sert bir cevap gönderdi ve İspanyollardan korkmadıklarını söyledi. Macellan’dan, savaşa başlama saatini, bir sonraki sabaha ertelemesini istedi; böylece savaşa uygun bir ordu toparlayabilecekti. İspanyollar bu mesaj ile çok alay ettiler; ancak sonuçta ertelemeyi kabul ettiler.

Savaş planı hazırdı. Macellan ve 60 adamı, sahile inecekler, bu sırada, gemiler, yerlilerin ordularını top ateşine tutacaklardı. Toplar, bölükleri dağıttığı zaman ise Magellan'ın adamları, kalanlara, kılıç ve tüfekler ile saldıracaklardı. Pek de kötü bir plan değildi; normal şartlar altında, zafer kesindi. Ancak Macellan kendine o kadar güveniyordu ki, adada bir keşif gezisine bile çıkmamıştı. Halbuki, belirlenen savaş alanını çepeçevre saran bir kayalık vardı ve bu kayalık, gemilerin, kıyıya, top atış mesafesine kadar yaklaşmasına engel olacaktı.

Lapu Lapu, adamlarını, su seviyesinden çok geride, üç sıra hendek arkasına dizmişti. İspanyollarda kargaşa çıkmış ve yerlilerin kalkanlarla kolayca korundukları oklar ile saldırmaya başladılar. Daha sonra yerliler şiddetli bir saldırı başlattı. Bu noktada, Macellan’ın adamlarından birkaçı hayatlarının gerçekten tehlikede olduğunun farkına varmış ve aklı başında olan her adamın yapacağı şeyi yaparak gemilere kaçmaya başlamışlardı. Macellan’ın elindeki adam sayısı artık on kişiden az kalmış ve etrafları yerliler ile çevriliydi. Cebu adasının savaşçıları daha fazla seyirci kalmak istemediler ve kurtarmaya gittiler; ancak o sırada, kaptanlarını kurtarmak üzere ateş açan İspanyol gemilerinden birinin top ateşi, onlara isabet etti ve 4 kişi hayatını kaybetti.

Kendi Ölümüne Sebep Olan Kaşif: Ferdinand Macellan

Zehirli bir ok ile ayağından vurulan Macellan, oku ayağından sökerek savaşa devam etmiştir; daha sonra, yüzünden mızrak ile darbe almış, kendi mızrağı, düşen bir cesete takılarak elinden düşmüş ve kılıç kıllandığı kolu yaralanmıştı. Yerliler, Macellan’ı öldürdüklerinde ise cesedinden bir parça dahi kalmamıştı. Humabon, Lapu Lapu’ya, Macellan’dan kalanların iade edilmesi karşılığında ödül vereceğini bildirmiş, ancak Macellan’dan geriye kalan herhangi bir şey bulunamamıştır.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.