Kahvenin Kültürel Serüveni

Kültür ve Sanat - 24 Ekim, 2022 - Okuma Süresi: 3 Dk.

24 Ekim, 2022

Kahvenin Kültürel Serüveni

Bu yazıda kahvenin Etiyopya'dan başlayan tarihini, Avrupa'ya nasıl ulaştığını ve modern kültürü nasıl etkilediğinden bahsedeceğiz. Siz de bir kahve demleyerek bu yazıya keyifle eşlik edebilirsiniz.

Basit tanımıyla kahve, Coffea cinsinde yer alan bir ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile hazırlanan bir içecektir. Bu basit tanıma rağmen kahveye tarihçesi, efsaneleri ve farklı yapılış şekilleriyle yeryüzünün en kompleks içeceği diyebiliriz. Kahvenin ilk nereden geldiği ve ne zaman içildiğine dair net bir bilgi bilinmiyor. Ancak birçok efsane ve belgeye dayanarak kahve hakkında birçok yorum yapılabilir. 

Kahvenin Kültürel Serüveni En bilindik efsaneye göre her şey Kaldi adında Etiyopyalı bir çobanın keçilerinin tuhaf davrandığını fark etmesiyle başlar. Keçiler çalılıkların yanında kırmızı meyveleri yemiş ve tüm gün yerlerinde duramamışlar. Kaldi de merakla bu meyveleri yemiş ve sonrasında kendini güçlendirdiğini ve uyanık tuttuğunu iddia etmiş. Daha sonra ise keşişler de bu gizemli meyveyi denemiş ancak acı tadını beğenmediklerinden hepsini ateşe atmışlar. Kısa süre aroma burun deliklerine dolunca keşişler çok meraklanmışlar ve kavrulmuş meyvelerden bir içecek demlemişler. Böylece kahve tohumunun ünü, kısa süre içinde bölgede yayılmış. M.S. 1000 yıllarında kahve Yemen’de üretilmeye başlanmış. Osmanlı İmparatorluğu Yemen’e doğru genişledikçe, Osmanlılar kahveyle tanışmışlar. 1517 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Yemen Valisi olan Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul’a getirmiş ve sarayı kahveyle tanıştırmış. Kahvenin Osmanlı'ya gelmesiyle birlikte Türkler sadece özel bir içecek ile değil kahvehane kültürüyle de o zaman tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurdu. 

Kahvenin asıl tanınma süreci ise II. Viyana kuşatmasıyla olmuş. Rivayete göre II. Viyana kuşatmasından sonra Avusturyalılar çadırların yanında Türklerin bıraktığı kahve çuvallarına rastlamışlar ve deve yemi zannetmişler. Orada kuşatma sırasında ulaklık yapmış olan Kulczycki, Türklerin bu çekirdekleri toz haline getirip kaynatarak içtiğini anlatmış. Bu meraklı kalabalığa kahve pişirip anlatmaya başlamış ve en sonunda bu işi ticarete dökmüş. İşte böylece ilk "Viyana Kahveleri" kurulmuş. Johann Sebastian Bach bu kafelerde üniversite öğrencilerden oluşan müzikal topluluklarla buluşup düzenli konserler verir ve kahve içmenin yanı sıra müzik felsefesinden bahsederlermiş. Bu gibi müzisyenler, yazarlar, tiyatrocular ve düşünürler bir kahve eşliğinde önemli düşüncelerin temelini bu kahvehanelerde atmışlardır. Hatta Stefan Zweig bu kahvehaneleri demokratik bir kulüp olarak tarif etmiştir. Yani bir kahve çuvalı Avrupa kültürünü, doğuşundan şimdiki modern haline kadar etkilemiştir. 

Kahvenin Kültürel Serüveni

Son olarak, Etiyopya'nın keçilerinden Avrupa'ya uzanan bu kahve serüvenini gözünüzde canlandırabileceğiniz Johann Sebastian Bach'ın Kahve Kantatı'nı dinleyebilirsiniz.

Eğer günde üç kere içmezsem bir fincan kahvemi, işte o zaman üzülürüm, kurutulmuş bir keçi [eti] parçası gibi olurum. 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.