Godot'nun Gizemli Kimliği

Kültür ve Sanat - 13 Eylül, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.

13 Eylül, 2021

Godot'nun Gizemli Kimliği

Bu yazıda Samuel Beckett'e ait Godot'yu Beklerken isimli tiyatro oyununun karakter incelemesi yapılarak Godot ismiyle simgeleştirilen olguyu ortaya çıkarmak hedeflenmektedir. Gelin beraber inceleyelim.

Godot

Godot, Samuel Beckett'in 1949 yılında yani ikinci dünya savaşının hemen ardından yazmış olduğu tiyatro eserinin görünmeyen kahramanı. Ana karakterler olan Vladimir ve Estragon, her gün aynı söğüt ağacının altında Godot'yu bekler fakat o asla gelmez. Her akşam bir çocuk ertesi gün Godot'nun geleceği haberini getirir ama yazar Godot'yu hiç gün yüzüne çıkarmaz. Asıl tartışma konusu ise Godot'nun kimi veya neyi simgelediğidir. Buraya daha sonra değineceğiz. İkinci dünya savaşı sonrası yazılmış diğer birçok eser gibi bu eserde de yazar, hayatın anlamını iki ana karakter üzerinden bulmaya çalışıyor. Eseri konu edinen ve yönetmenliğini Michael Lindsay-Hogg’un yapmış olduğu aynı isimli bir de film mevcut. Eser, az sözle çok şey anlatmayı başaran klasiklerden. Bu sebeple okunmayı ve mümkün olduğunca anlaşılmayı hakediyor. Biz bu yazıda karakterler üzerinden giderek Godot'nun felsefi anlamda karşılığını bulmaya ve eseri anlamlandırmaya çalışacağız.

Vladimir                             
----------                         
Onun en çok vurgulanan özelliği neredeyse her şeyi unutmasıdır. Her yeni güne, bir önceki gün olanları tamamen zihninden silmiş bir şekilde başlar. Bana kalırsa Vladimir bunu kendi iradesiyle sağlıyor. Yeni bir gün için yaşama enerjisini, bir önceki gün yaşadığı hayal kırıklığını hafızasından silerek sağlıyor. Çünkü aklı başında her insan o koşullar altında Godot'un asla gelmeyeceğini çıkarsayabilir. Eğer bu bilinçle yeni bir güne başlayacak olursa her akşam sözünü ettiği o iple kendisini yanı başında duran söğüt ağacına asarak yaşamına son verecektir. O ise hafızasını her gece tazeler ve böylece anlam arayışıyla geçen fakat sonu yine hüsran olan günü kurtarmış olur. Kendi çapında bir yaşam döngüsü oluşturmuş denebilir fakat bu döngü onu yine de acı çekmekten alıkoymaya yetmez zira kafası düşünmeye ve anlamaya devam etmektedir.

Estragon
--------
Estragon ise olan bitenin hayli farkındadır ve onu orda tutan, her günün sonunda Godot'nun gelemeyeceği fakat ertesi gün mutlaka geleceği haberini ileten çocuktur. Çocuk aslında onun geleceğe dair umutlarını temsil eder. Acı dolu ve anlamsız yaşantısına, onun geleceği umudu ile katlanır. Estragon'un farkındalığı Vladimir'den daha yüksektir, ondan daha olgun davranır. Bunun sebebini her gün adeta yeniden doğmakta olan Vladimir'in çocuksu arayışına bağlayabiliriz.
İkisinin arasındaki ilişki enteresandır çünkü Vladimir, yıllardır sürmekte olduğunu bildiğimiz arkadaşlıklarını mütemadiyen bozmayı teklif eder. Kısa süren bir değerlendirmeden sonra vazgeçerler ama neden? Vladimir'yu hayata bağlayan sebeplerden biri Estragon'dur de ondan. Onu orada beklemeye ikna eden, her gün kendini asması için hatırlatmasını istediği ipi asla hatırlatmayan, bütün gün oyalanmasına yardımcı olan odur. Ayrıca onu sever. Birçoğumuzun hayatında belki bir belki daha fazla Estragon yok mudur? Hayatımızı devam ettirmemiz için gereken sebeplerden biri olarak gördüğümüz bizim Estragon'umuz... Belki her gün hafızamızı tazeleyemeyiz ama ayakta kalmamız için yanımızda olan insanlar vardır elbet. Vladimir ile Estragon'u bir arada tutan güç de budur. Onları hayatta kalmaya devam etmeleri için ikna edecek birilerine, bir şeylere ihtiyaçları vardır. "Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?" Yanı başlarında duran söğüt ağacı, her daim başvurabilecekleri ölüm opsiyonunu simgelerken üstelik...

Godot'nun Gizemli Kimliği

Yaşamı katlanabilir kılan kimimiz için sevdiklerimiz, kimimiz için hayallerimiz ve umutlarımız, kimimiz içinse kullandığımız birtakım uyuşturucularımızdır. Bu uyuşturucu sanat, gündelik işler, havadan sudan konuşup vakit geçirmek olabilir ki bunlar Vladimir ile Estragon'un çoğu zaman başvurduğu yöntemlerdir.
Beklemeleri hakkında birçok sebep ürettik fakat asıl soruyu atladık: Neyi bekliyorlar? Neyi bekliyoruz? Olacak olanı belki de. Zamanın bize getireceklerini bekliyoruz sancılar içinde. Henüz yaşanmamış acıları duyumsuyor henüz gerçekleşmemiş hayallerin umuduyla bugüne sarılıyoruz. Bir şeylerin zamanının gelmesini hem korkarak hem de merak ederek ve hatta heyecanlanarak bekliyoruz. Ancak beklerken bugünü feda ediyor ve farkında olmadan yaşlanıyoruz. Zamanı geldiğinde ise göçüp gidiyoruz. Herkesin beklentisi ve onun gerçekleşmesini beklerken elini, aklını oyaladığı uğraşıları farklıdır fakat hepimizin beklentilerinin belli bir zamanı vardır. Gerçekleşmeyecek dahi olsa gerçekleşmesini umduğumuz bir zaman dilimi... İşte hepimizin beklediği Godot o zamandır. 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.