Fotoğrafçılıkta Geriye Dönüş: Analog Fotoğrafçılık

Bize zamanda yolculuk yaptıran analog fotoğrafçılık bizlere aslında neler öğretiyor ve hissettiriyor? Analog fotoğrafçılığın hissettirdikleri ve büyüsü üzerine bir içerik...

Son dönemlerde popülaritesi artan bir alan olan analog fotoğrafçılık nostaljiyi de içinde barındırdığı için ilgi odağı olmaya devam ediyor. Dijital fotoğrafçılıkla da içerik üretenler analog fotoğraf çekmenin hazzından dolayı analog fotoğrafçılığa da ilgi gösteriyorlar. Peki sebebi ne olabilir, bizi eski teknolojide kalan filmli makinalara çeken şey nedir?

Analog fotoğrafçılığa yeni başlayan ben, filmli makinalara beni neyin çektiğini anlatacağım.

Fotoğraf çekmeye hevesli olan ben arkadaşım sayesinde başka dünyaya açılan bir kapı bulmuşçasına analog fotoğrafçılığa tutundum. Küçüklük fotoğraflarıma bakıyormuş gibi hissettim. Fotoğrafların bir ruhu vardı, bir anısı vardı. Gezip dolaşırken çektiğim her fotoğraf özeldi. Özene bezene seçilmişti çünkü.

Bir filmde 36 kare var ve hepsinin bir anlamı olmalı senin için. Bu filmi belki 1 ay belki iki ayda bitirirsin; fotoğrafçıya götürürsün yıkanmasını beklersin filmlerinin. Sabır işidir yani, çektiğin fotoğrafı hemen anında göremezsin. Merak edip durursun, fotoğrafçıya götüreceğin anı beklersin. Hep aklında filmlerin vardır. Hatta bazen beklenmedik şekilde kazalar olur filmlerin yanar, altında bir alev topu belirir. Hiç beklenmedik bir anda belirir hem de.

Sanırım analog fotoğrafçılığın asıl cazibesi seni şaşırtması, bilinmezlikler ile dolu olması. Enstantenesini, diaframını göz kararı kendin ayarlarsın ışığın yoğunluğuna göre .Çünkü eski makinalar olduğu için pozometresi çalışmaz benim makinamın pozometresinin çalışmadığı gibi. Her bir değeri hesaplarsın eski deneyimlerine göre. Deneye yanıla öğrenirsin yani. Belki ilk filminde hiç istediğin şeyler yoktur ya da bilmeden çok güzel kareler yakalamışsındır. İşte dedim ya cazibesi seni şaşırtmasın diye.

Bazen sen oluşturursun filminin konusunu ama dikkat et tek şansın var iyi değerlendir bir kere çektiğin zaman silemezsin, geri alamazsın. Zaman gibi akıp geçmiştir artık geri dönüşü yoktur; bir sonraki filme geçersin. Bazen en beklenmedik şekilde kötü çıkar, bazen yanar, bazen ayarlarını yapamadığın için güzel çıkmaz, bazen elin titrer, bazen de nefesini kesecek kadar güzel çıkar. Bu bilinmezlik hem ona cazibe verir hem de heyecan verici kılar. Sanki zaman makinası ile geçmişe gitmişsiniz gibi bir his verir size.

Analog fotoğrafçılığın hissettirdikleri hakkında bir fikriniz oluştuysa ve siz de denemeye karar verdiyseniz;

Analog fotoğrafçılık hakkında merak edilenler ve ipuçları için Fujifilm Türkiye'nin aşağıdaki videosuna göz atabilirsiniz:

 

Analog fotoğrafçılığa hangi fotoğraf makinesi ile başlamalıyım diyenler ise aşağıdaki yazıya göz atabilirler:

https://www.kampustenevar.com/kategori-bilim-ve-teknoloji/fotografciligi-sevdirecek-5-analog-fotograf-makinesi-