Düşünce Tarihinin ilk Bilim Kadını: Hypatia

"Yanlış da olsa düşünmek hiç düşünmemekten daha iyidir." diyen; bilimin ve düşüncenin cinsiyeti olmadığını gösteren, cesaret ve keskin zekanın örneği olan, yüzyıllar öncesinde bir kadın olarak kalıplara meydan okuyan Hypatia'yı yakından tanıyalım!

Düşünme hakkınızı saklı tutun çünkü yanlış da olsa düşünmek hiç düşünmemekten daha iyidir.

Hypatia, İskendiriyeli matematikçi ve atrnomdur. Yaşadığı dönemde öğrencilerine eğitimler veren, toplumda aydınlatma yaratma ve toplumu içinde bulunduğu karalıktan kurtarma adına canını tehlikeye atan ve ne yazık ki vahşice katledilen Hypatia'nın öğretilerinden bahsedeceğim sizlere.

Bugüne kadar nasıl yaşamamız gerektiği ile ilgili birçok yazı okumuşken neden hiç nasıl yaşanmaması gerektiğini okumadık veya düşünmedik? İşte bizim aklımıza gelmeyen bu soruyu ve daha nicesini cevaplamaya adamıştır Hypatia hayatını. Hypatia'ya göre, insan korkularının esiri olarak yaşayamaz. Korkulardan örülü duvarlar arkasında gizlenerek, hayata dokunmadan ve ona karışmadan, sadece bir izleyici gibi yaşamamalı, korkularıyla yüzleşme cesareti göstermelidir. Yoksa geçip giden hayatında bir izleyiciden öteye gidemeyecektir.

Hayat, kişinin kendi güçlerini keşfetmesidir. Daha ötelere yolculuk ettikçe daha fazla gerçeği idrak ederiz.

Özellikle yaşadığı dönemde bir kadın olarak yaptıkları adeta bir başkaldırıydı. O, susmayan bir düşünce insanıydı. Hayatı anlamak, derinlikleri keşfetmek, sorulmaya korkulan soruları sormak için bir ömür feda etti. Aklının yanı sıra çok cesur bir kadındı. Sinmedi. İdeallerinden vazgeçmedi. Aldığı ölüm tehtitlerine rağmen yaşam şeklinden vazgeçmedi. Birçok insana ilham oldu, güç verdi. Gösterdiği cesareti ile yaşadığı topluma ve sonrasındaki nesillere ilham oldu Hypatia. Esaretin önüne geçmek için insanlara hep düşünün, dedi. Hypatia'nın öğrencilerine çok sık verdiği bir tavsiyeydi bu; her şeyi yeniden düşünmek.

Hurafeleri gerçek gibi öğretmek olabilecek en korkunç şeydir.

İşte Hypatia'yı bir tehtit olarak görmelerindeki en önemli sebep buydu. Döneminin karanlığına ışık saçan Hypatia, toplumun karanlıkta kalmasını isteyenler tarafından katledildi. Çünkü gerçekleri insanlara korkmadan, açıkça söyleyen bir kadın onları endişelendiriyordu. Düşünün, daha fazla düşünün, her şeyi yeniden düşünün diyen bir kadın çok büyük bir tehtit unsuruydu onlar için.

Uzaklara kaçabilirdi Hypatia, saklanabilirdi. Pusup sessizce evinde kalabilir, uğruna hayatını adadığı düşüncelerini bir kenara bırakabilirdi. Ama yapmadı. Düşünceleriyle olduğu gibi cesaretiyle de herkese örnek oldu. Günlük yaşamına aynen devam etti. Söyleyeceği hiçbir sözü sakınmadı. Açıkça konuştu. Onun amacı toplumu galeyana getirmek değildi, insanları bilinçlendirmekti. Fakat çok acıklı bir şekilde öldürüldü. Tarihte kara bir leke olarak kaldı Hypatia'nın ölümü.

Hypatia öldürüldü. Fakat fikirleri, yüzyıllar geçmesine rağmen hala ayakta. Söylediklerinin doğruluğu çağlarca hayran bıraktı insanları kendisine. Ve daha nice zaman da böyle olacak.

Hypatia.. Dünyadan geçen böylesine gözü pek, öylesine akıllı, korkusuz kadın. Adın tarih boyunca hep anılacak, cesaretin tüm insanlığa her zaman örnek olacak..