Dalgaları Dize Getiren Aşk: Alcyone ile Ceyx

Yunan mitolojisinin en görkemli çiftlerinden olan Alcyone ile Ceyx'in doludizgin giden aşkında başlarına ne gibi maceralar gelmiş gelin birlikte bakalım. İyi okumalar!

Yunan mitolojisinin en cüretkar aşklarındandır Alcyone ile Ceyx'in aşkı. Bu cesur aşkın kahramanları ise rüzgarlara hükmeden kral Aeolus'un kızı Alcyone ve onun deliler gibi aşık olduğu, biricik eşi sabah yıldızı Esophorous'un oğlu Ceyx'dir. Alcyone ile Ceyx'in birbirlerine herkesi kıskandıracak ölçüde büyük bir aşkı ve bu aşka yakışacak şekilde de dillere destan bir evlilikleri vardır. Alcyone ve Ceyx birbirlerine o kadar tutkuyla bağlılardır ki diğer tanrıların onları deli gibi kıskandıklarını fark etmeden, gittikleri her yerde Olimpos'un en güçlü tanrısı olan Gök Tanrısı Zeus ile Olimpos'un en güçlü kadın tanrıçası evlilik kraliçesi Hera çiftinin bile kendileri kadar mutluluğa sahip olmadıklarından söz edip dururlar. Hatta bu söyledikleriyle de kalmayıp daha da ileri giderek birbirlerine Zeus ve Hera diye hitap etmeye başlarlar. Birbirlerine bu şekilde hitap ettiklerini öğrenen Zeus, büyük bir öfkeyle bu çifti izlemeye alır ve intikam alacağı günü bekler. 

Alcyone ile Ceyx çiftinin pürüzsüz giden evliliklerindeki tek problemleri; Ceyx'in kardeşini kaybetmesi nedeniyle yaşadığı üzüntüdür. Ceyx'in kardeşinin neden öldüğünü öğrenebilmesinin tek yolu ise Güneş tanrısı Apollon'un kehanet merkezlerinden birine gidip tanrıya danışmasıdır. Bunu yapabilmesi için iki yol vardır; birincisi ya karadan Yunanistan'da bulunan Delfi'ye ya da ikinci yöntem olan Ege denizini aşıp Anadolu'ya gelmesi gerekmektedir. Ceyx Delfi'ye giden yol üzerindeki tehlikeler nedeniyle denizden Apollon'un Klaros'daki tapınağına gitmeye karar verir. Alcyone, kocasının deniz yolculuğuna çıkacağını öğrendikten sonra büyük bir endişe duymaya başlar. Bu endişesinin sebebi ise gençliğinde tanık olduğu deniz ölümleri ve bu ölümler nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin yakınlarının ağıtlarına şahit olmasıdır. Kocasını da denizlere kurban vermek istemediği için buz kesen ellerini biricik aşkına uzatır ve gözlerinden akan yaşlarla birlikte: ''Gitme!'' diye yalvarır. Ne yapsa da kararından vazgeçiremez Ceyx'i. Kararından emin olan Ceyx'e, karısı bu sefer kendisini de yanında götürmesini teklif eder. Genç adam ne bu tehlikeli yolculuktan vazgeçecek ne de canından bile çok sevdiği karısının hayatını riske atacaktır. Alcyone'ya söz verir ve ay kendi çevresinde iki kere dönmeden evlerine sağ salim döneceğini söyler. Ceyx hazırlıklarını tamamlayıp yelkenlisiyle denize açılırken, biricik eşi de ona sımsıkı sarılır ve kendisine çok dikkat etmesini söyler. Alcyone, kocasını uğurladığı günden itibaren büyük bir endişeyle gün saymaya başlar. Ve Ceyx'in yola çıkmasıyla Zeus, büyük bir öfkeyle beklediği intikam gününün nihayet geldiğini anlar ve fırtınaların habercisi olan şimşeklerini denizlerin üstüne fırlatır. Şimşekleri korkunç bir fırtına, fırtınayı da devasa büyüklükteki geminin boyunu aşan anaforlu dalgalar takip eder. Dalgalar şiddetle yelkenliye vurmaya başlar. Bir... İki... Tam onuncu dalgada çatırdamaya başlar devasa büyüklükteki gemi. Tam o sırada, dalgaların parçalara ayırdığı gemiden fırtınanın sesine karışan çığlıklar, haykırışlar duyulur. Ölüm soğukluğunu ensesinde hisseden Ceyx, yalvarmaya başlar tanrılara son kalan gayretiyle. Canlı dönemeyeceği topraklara ölü bedeninin çıkması ve canından bile çok sevdiği biricik karısını son bir kez görebilsin diye. Ceyx'in sabah yıldızı olan babası Esophorous ise çaresiz bir şekilde göklerden izlemek zorunda kalır oğlunun ölümünü ve Esophorous'un bu üzüntüsü nedeniyle de kara bulutlar kaplar gökyüzünü. Tüm bunlardan habersiz olan Alcyone ise çok sevdiği kocası için harikulade güzellikte olan yeni elbiseler dikmekte ve günleri sayarak eşine kavuşacağı günü beklemektedir. Alcyone her gün kraliçe Hera'nın tapınağına gider ve biricik eşi Ceyx'i denizin tehlikelerinden koruması için kraliçeye yalvarır. Büyük bir umutla kocasının dönmesini bekleyen kadına acıyan Hera, tanrılar arasında habercilik yapan İris'e bir görev verir. İris'in görevi; uyku tanrısı Hypnos'u bulmak ve ondan bir rüyayla Alcyone'ye kocasının başına geleni anlatmasını söylemesini istemektir. İris, bu görevi yerine getirir ve Hypnos'a Hera'nın isteğini iletir. Tanrı bile olsalar kötü haber vermek, mutlu haberi ulaştırmak kadar kolay değildir. Bu yüzden de Hypnos bu istek için rüya tanrısı olan oğlu Morpheus'u görevlendirir. Alcyone uyuduğu bir anda kocasının görüntüsüne bürünür Morpheus, kocaman dalgaların parçaladığı yelkenliyi ve denizin içine çektiği kürekçileri gösterir aşık kadına. Sonra son nefesini verirken Ceyx'in sesiyle seslenir. Kocasının ölümünü gören Alcyone, çığlık atarak uyanır. Büyük bir kederle vurduğu göğsü, parçalanmaktan liğme liğme olan giysileriyle koşar biricik aşkını kurban ettiği denize. İşte tam orada... Tam da kocasına son kez sarıldığını bilmediği o can alıcı yerde... Son kez karısını kucaklamak istercesine açılmış kollarıyla yatmaktadır kocasının denizlere teslim olan cansız bedeni. Kavuşmak için düşünmeden biricik aşkının ölü bedenine bir anda bırakır kendisini Alcyone. Bir çığlık sesi yükselir dudaklarından. Alcyone, denize düşmekten ziyade mavi kanatlı bir kuş olmuş ve uçmaktadır denizin üstüne. Tam yanına yaklaştığında yana açılmış cansız kolları, göz alıcı kanatlarla silkelenir Ceyx'in. Denizden yükselen ölü bedeni mavi bir kuş olur ve sivri gagasından acı dolu sesler çıkararak biricik aşkına doğru uçmaya başlar. Bu ölümsüz aşk; aralarındaki evlilik bağı çözülmeden bir çift yalıçapkını kuşuyla kutsanır tanrılar tarafından. İnsan vücudundaki halleriyle tadamadıkları anne baba olma mutluluğunu, serin sular üzerinde kanat çırparken doyasıya yaşarlar. Kışın, gecenin en uzun olduğu günlerde bırakır Alcyone yumurtalarını denize. Ceyx'in rüzgar kralı olan babası Aeolus, torunları büyüyebilsin diye tam yedi gün boyunca durdurur fırtınaları.

Bu yazımda sizlere Yunan mitolojisinin en etkileyici aşklarının birinden söz ettim. Umarım yazımı büyük bir keyifle okumuşsunuzdur. Herkese teşekkür ederim.