Bir Orhan Pamuk Romanı Masumiyet Müzesi

Orhan Pamuk'un ünlü romanlarından biri olan Masumiyet Müzesini biraz tanıtmak, biraz yorumlamak, kitap önerisi isteyenlere sevdiğim bir romanı tavsiye etmek ve okumak isteyenlere ama sürekli erteleyenlere okurken altını çizdiğim satırları ekleyip, ilgilerini çekebilmek için bu yazıyı yazıyorum.

'Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim asla kaçırmazdım o mutluluğu.'

İşte böyle etkileyici bir cümleyle başlıyor kitabımız. Başından sonuna hayatı, hayatın bize sunduğu fırsatları, imkanları bizlerin hayata tutumunu sorgulatacak cinsten bir kitap. Orhan Pamuk saf bir aşk hikayesini ustaca işleyip sevmenin ne denli kutsal bir rengi olabileceğini anlatıyor. Kısacası kitapta Kemal ve Füsun'un ihtiraslı aşkını okuyoruz. Kemal'in Füsun'a olan aşkının zamanla nasıl saplantıya dönüştüğünü, aşklarının nasıl hüzün, acı, heyecan barındırdığına şahit oluyoruz. 

Romanın baş karakterlerinden olan Kemal, nişanlısına hediye almak için girdiği bir dükkanda uzaktan akrabası olan Füsun'u görür ve aşık olur. Tüm hikaye böylelikle başlamış olur. Hem uzak akraba hem de Kemal'in nişanlanacak olmasına rağmen ikisi de duygularının önüne geçemez ve Merhamet Apartmanında buluşmaları başlar iki aşığın. Kemal ömrünün tamamını bu aşkı yaşayabilmek için harcar. Evlilik, cinsellik, aile, arkadaşlık... Tüm bunların yanında hastalık boyutuna ulaşan Kemal'in derin tutkusu.

Kitap, hiç yorulmadan dolu dolu bir aşkı anlatıyor. İstanbul'u, eski sokaklarını, tarihi yerleri açıklayıcı bir dille ve çarpıcı betimlemelerle anlattıkça o döneme gitme isteği uyandırıyor okurda. Kimi okurları uzun uzun betimlemeler sıksa da, okurken ordaymışçasına etrafındaki nesneleri bilmek, hissetmek ve hatta o anı yaşıyor gibi olmak isteyenler için okunabilecek en güzel kitaplardan biridir Masumiyet Müzesi.

Füsun'un eşyalarını gizli gizli toplarken buluyoruz hep Kemal'i. Topladığı eşyaları her şeyin başladığı yerde, Merhamet Apartmanında topluyor. Neden eşya topladığını ise okuyucularına şöyle açıklıyor:

'En mutlu anı işaret ettiğimizde, onun çoktan geçmişte kaldığını, bir daha gelmeyeceğini, bu yüzden bize acı verdiğini de biliriz. Bu acıya dayanılabilir kılan tek şey, o altın andan kalan bir eşyaya sahip olmaktır.'

 

Kemal, günlük hayatta kullandığımız, önemsiz diye üstünde durmadığımız onca eşyaya öyle anlamlar yüklüyor ki hayran kalmamak elde değil. Bu eşyalardan oluşan her şeyi Orhan Pamuk İstanbulda müzeleştirmiştir. Sizi bir de kitapta güzel bir sürpriz bekliyor. Orhan Pamuk kitabın içine okuyucuları için tek kullanımlık bir bilet koymuştur. Eğer Füsun'un Kemal'in halini gözünüzde canlanmasını isterseniz bu müzeyi ziyaret edebilirsiniz. 

''Hayatımın en mutlu anıymış.'' diyerek başlayan yazar, ''Herkes bilsin çok mutlu bir hayat yaşadım.'' diyerek etkileyici bir son ile sözlerini bitiriyor. Ben okuken çok keyif aldım. Zaman zaman onlarla birlikte üzülüp, sevindim. Okumaktan çok çok zevk aldığım bir kitabı sizlerle paylaşmak istedim. Sizler de bir şans verip okumak isterseniz, şimdiden iyi okumalar.