Beethoven Moonlight Sonata'nın Gerçek Hikayesi

Klasik müziğin en güzel bestelerinden biri olan Moonlight Sonata'nın hikayesi görme engelli bir kız çocuğu ile mi alakalı, yoksa tüm bu rivayetler Batı'nın Beethoven hakkında kurgulamış olduğu bir yalandan mı ibaret? Gelin birlikte öğrenelim...

Çoğumuzun da bildiği üzere Beethoven klasik müziğin usta sanatçılarından biridir. Klasik müziğe ilgisi olmayanların bile Moonlight Sonata’yı dinleyince kolaylıkla daha önce dinlediklerini dile getirirler. Herkesin hafızasında yer edinmiş bir bestedir. Peki, bu besteyi bu kadar ünlü hale getiren tek şey sadece bestenin güzelliği midir? Bestenin güzelliği bir yana, yazılış hikayesi de çoğu insanlar tarafından yoğun ilgi görmüştür. Sebebi ise rivayetlerin olağanüstü bir ütopikliğe sahip olmasıdır ve ayrıca bestenin böyle bir rivayetle alınması tamamen Avrupa’nın kendisini Beethoven ile yüceltmesi içindir. Rivayetlere göre Beethoven bir akşam vakti arkadaşları ile sokakta yürürken bir sese şahit olur ve bu sesi buluncaya kadar takip eder. En sonunda sesin bir apartman dairesinden geldiğini duyar ve hemen içeri girer. Dairenin kapısını çalar ve kapıyı bir kadın açar. Kadına sesin güzelliğinden bahseder ve kadına bu yüzden iltifat eder ama kadın sesin kendisinden değil kızından geldiğini belirtir. Beethoven içeriye girip eşlik edip edemeyeceğini sorar. Kadın Beethoven’ı içeriye alır ve kızının görme engelli olduğunu söyler. Beethoven bu durumdan çok etkilenir ve kızdan ne isterse istesin onu yapacağını söyler. Küçük kız Beethoven’dan ay ışığını anlatmasını ister, Beethoven ise o anda Moonlight Sonata’yı besteler. Koskoca Moonlight Sonata’nın böyle olağanüstü bir hikayeye ait olması gerekirdi ama olayların bu olanlarla hiçbir alakası yoktur, aksine yazılış hikayesi oldukça yalındır. Gerçek hikayesinde ise Beethoven, Moonlight Sonata’yı 1801’de tamamlamış ve ertesi yıl yayınlanmıştır. 31 yaşında işitme sorunu daha kötüleşen Beethoven bestenin galasını kendisi yapmış ve eseri kısa bir süre öğrencisi olan Kontes Giulietta Guiccardi’ye ithaf etmiştir (Beethoven ile Kontes Giulietta Guiccardi arasında bir aşk yaşandığı da aynı zamanda yazılan mektuplar ile kanıtlanmıştır.).

 

                                          Beethoven ve Kontes Giulietta Guiccardi

Mektuptaki anonim “Ölümsüz Sevgili”, Beethoven’ın göndermiş olduğu adreslerinin bir zamanlar Julia Guicciardi (Moonlight Sonata’yı armağan ettiği kadın) olduğu düşünülmekteydi.

Aslında Beethoven’ın bu sonataya verdiği isim “Quasi una Fantasia”dır, yani bir fantezidir. Şair Lugwig Rellstab, 1832’de müziği “Gölde parlayan bir ay ışığı gibi” olarak nitelendirince eser “Moonlight Sonata” adını almıştır. Yani eser, bu ismi yazıldıktan 31 sene, Beethoven öldükten 5 yıl sonra almıştır. Tarihlere baktığımız zaman bile kolaylıkla bu rivayetleri yalanlayabiliyoruz. Her türlü hikayelere rağmen Beethoven, bu efsanelerden ve rivayetlerden bin kat efsane bir usta sanatçıdır ve hiçbir hikayeye ihtiyacı yoktur. Gerçek hikayesinin bir sürü belgelerle ispatları olmasına rağmen, maalesef bu rivayet oldukça popüler ve çoğu insanın belki şuan bu satırları okuyan sizlerin bile inanmış olduğu bir efsanedir.