Bir Aşk Öyküsü: Milena'ya Mektuplar

Franz Kafka, Prag'ta tanıştığı gazeteci Milena'nın öykülerini Çek diline çevirmesini ister. Bu istek, ilişkilerinin başlangıcını ve aralarındaki yazışmalardan doğacak olan "Milena'ya Mektuplar" eserini ortaya çıkarır. Kafka'nın hayatının sonuna kadar süren mektuplar, ümitsizlik, çaresizlik ve tıkanmışlığın tasviridir.

Kafka'ya göre mektup yazmak, hayaletlerle ilişki kurmaktır. Sadece yazılan kişinin hayaletiyle değil, aynı zamanda kendi hayaletinle de. Bu düşünceden yola çıkarak, Kafka'nın ruhunun 'Milena'ya Mektuplar' kitabında yaşamaya devam ettiğini söyleyebilirim. Onu en iyi bu kitaptan tanıyabiliriz çünkü hiçbir eserinde, Milena'ya olduğu kadar hiçbir şeye ruhunu bu kadar açmamıştır. Kafka ve Milena ilişkisi Alman - Çek zıtlıklarını da yansıtmaktadır. Ancak mektupları okurken anlayacaksınız ki bu zıtlıklar onların uyumuna neden olmuştur. Aralarındaki bağ benzer olmaktan o kadar öteye gitmiştir ki Kafka, Milena'ya bütün günlüklerini vermiştir.

Burada olmadığınızı söylersem aslında kendime deli demeliyim. O kadar kuvvetli bir şekilde hissediyorum ki burada olduğunu…

Franz Kafka

Biraz da Milena'yı tanıyarak devam edelim. Çevresinde gururlu, açık sözlü, asabi ve ataerkil bir insan olarak tanımlanırdı. Küçük yaşta kaybettiği annesine dair tek bilenen çok sakin bir insan olmasıydı. Milena yumuşak annesi ve sert babasının arasındaki tezatlığı hayatı boyunca unutmadı. Babasının kumar ve kadınlarla olan ilişkisinden dolayı ne kadar nefret etse de babasına karşı büyük hayranlık beslerdi.

Milena'nın yazdığı bütün mektuplar yakılmış olsa da Kafka'nın hayatında yazar olan tek kadındı. Kitabı okurken içinizden keşke Milena'nın da yazmış olduklarını okuyabilseydik diye düşüneceksiniz ancak Milena'nın yankısını Kafka'nın alıntı yaptığı yerlerde bulabilirsiniz.

Sen benim için saf, el değmemiş bir genç kızsın Milena. Senin gibi tertemiz, el değmemiş bir beyazlığı olan biriyle hiç karşılaşmadım ben…

Franz Kafka

Bu kitap ilk kez Milena'nın arkadaşı Willy Haas tarafından düzenlendi. Almanlar Prag'ı işgal ettiği dönemde Milena mektupları Haas'a emanet etti. 1952 yılında kitabı yayınlarken "Ölümünden sonra mektupların yayınlanmasında Milena'nın bir itirazı olacağını sanmıyorum." dedi ancak yıllar sonra Milena'nın kızı bu duruma itiraz etti. Ne annesinin ne de Kafka'nın mektupları yayınlanmasına izin verdiğine dair ifadelerinin olmadığını söyledi. Ancak o zamana kadar Milena'ya Mektuplar kitabı Kafka'nın eserleri arasına çoktan girmişti.

Her tarafa ‘Milena’ yazdım, yazmayı bildiğim tek kelime bu ve ben büyük bir coşku ile bunu herkese göstermek istiyorum…

Franz Kafka

Neresinden bakılsa imkansız gibi gözüken bu aşk neredeyse 5 yıl mektuplar üzerinden devam etti. Kafka nişanlı, Milena ise evliydi. Birbirlerini yalnızca 3 kere görebildiler. Viyana'da geçirdikleri 4 günden sonra asla iyileşmediler ve bu mektuplar onların tek çocuğu oldu.

Yanımda yürüyordun Milena. Düşünsene, yanımda yürümüştün…

Franz Kafka