Yenilikçi Bir Girişim Örneği: Biyohafıza - TDCase

Girişimcilik - 19 Aralık, 2022 - Okuma Süresi: 3 Dk.

19 Aralık, 2022

Yenilikçi Bir Girişim Örneği: Biyohafıza - TDCase

Daha önce birçok veri depolama yöntemi duyduğunuza eminim. Peki hiç verilerin biyolojik olarak depolanabileceğini duymuş muydunuz? Bu yazımda sizlere DNA tabanlı veri depolanmasının önünü açan girişim Biomemory’den (Biyohafıza) bahsedeceğim.

Hepimiz verilerimizi online depolama sistemleri, fiziksel depolama araçları gibi farklı yöntemlerle saklıyoruz. Peki daha önce bu verilerin biyolojik sistemlerde depolanabileceğini düşünmüş müydünüz? Biomemory'nin kurucuları da işte tam olarak bunu düşünmüş ve yenilikçi bir teknoloji geliştirmiş.

Fransız girişim Biomemory, biyoteknoloji ve bilgisayar teknoloji alanlarını birleştirerek DNA tabanlı veri depolama çözümü için 2022 yılında 5 milyon Euro yatırım aldı. Biomemory, DNA dizi okuyucusuyla kullanılabilen, paslanmaz çelik toplarda 5 PB’a kadar veriyi depolayabilen DNA depolama teknolojisi geliştirdi.

Yenilikçi Bir Girişim Örneği: Biyohafıza - TDCase

İlk olarak, biyoteknoloji nedir? Biyoteknoloji terimi, ilk kez Macar mühendis Karl Erkey tarafından kullanılmıştır. OECD ise 1989 yılında biyoteknolojiyi “mikrobiyoloji, genetik, kimya ve biyokimya alanındaki bilimsel bilgi ve methodları mühendislik uygulamaları ile birleştirerek mikroorganizma, enzim, hayvan ve bitki hücresi gibi biyolojik yapıları dönüştürerek bir ürün ya da hizmet üretmek” şeklinde tanımlamıştır. Biyoteknoloji, son dönemde dünyada en çok yatırım yapılan alanlardan birisi oldu. Biyogirişimcilik ise, biyolojik bilimlerin girişimcilik ekosistemi ile iç içe olması ve bilginin ticari amaçlarla bir ürüne, hizmete ve paraya dönüştürülmesidir. Steve Jobs’ın, “21. Yüzyıldaki en büyük yenilikler biyoloji ve teknolojinin kesiştiği alanda ortaya çıkacak.” Sözü de biyoteknoloji ve biyogirişimciliğin önemini doğrular nitelikte.

Veri depolanmasının insanlar için büyük öneme sahip olduğunun hepimiz farkındayız. Üretilen verilen yaklaşık %60’ı manyetik bantlarda saklanıyor. Peki bu depolama yönteminin aslında doğa için ne kadar zararlı olduğunu hiç düşündünüz mü? Veri depolama sistemlerinin sivil havacılıktan bile daha fazla karbon ayak izine sahip olduğu bilim insanları tarafından bildiriliyor. Biomemory de işte tam bu soruna çözüm olmak için bu yenilikçi girişimi başlatıyor.

Şirket, veri sorununu şöyle açıklıyor: "Dünya çapındaki veriler, depolama endüstrisinin onları depolama yeteneğinden çok daha hızlı büyüyor." Teknoloji analisti IDC'ye göre, dünya çapındaki veriler 2020'de 45ZB'a ulaştı ve bunun 2025'te 175ZB'ye çıkacağını tahmin ediyor. Bu verilerin çoğu 15-20 yıl ömrü olan arşivlerde saklanıyor.

Bu teknoloji ile, herhangi bir enerji kaynağına bağımlı olmadan, petrol kaynaklarını tüketmeden, sentetik biyolojiye dayalı ve binlerce yıl saklanabilecek veri depolama sistemleri oluşturuluyor. Verilerin, biyo-kaynaklı, biyo-uyumlu ve biyo-güvenli, uzun DNA parçalarında, havasız ve ışıksız koşullarda saklanması amaçlanıyor.

Yenilikçi Bir Girişim Örneği: Biyohafıza - TDCase

DNA, çift zincirli yapıya sahip, sarmal bir moleküldür ve tüm canlılarda genetik bilgiyi taşır. Bu zincirler adenin, guanin, timin ve sitozin olmak üzere dört çeşit nükleotidden oluşur. DNA sarmalının bir tur bükülmesi, 2x3.4 nm kare yer kaplar. İnsan genomunda hücre başına 6,4 milyar çift nükleotid vardır, bu da hücre başına 700 MB veriye eşdeğerdir. Bir insan yaklaşık 3.900 milyar hücre içerir, bu da 2.7ZB veriye eşdeğerdir. Biomemory, dünyadaki tüm dijital verilerin, yani 45ZB'ın bir gram DNA'da saklanabileceğini iddia ediyor.

Yenilikçi Bir Girişim Örneği: Biyohafıza - TDCase

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.