Minik Bir Fareden Dünyaya: Walt Disney - EnterCase

Büyük işler başarmak öncelikle cesur davranmayı gerektirir. Çizgi filmlerini yakından tanıdığımız Walt Disney'in muhteşem yükseliş hikayesi için buyurun yazıma.

Fareleri Sevdiren Adam Walt Disney

Hepimizin adını sıkça duyduğumuz, çizgi filmlerini ve animasyonlarını yaşımız fark etmeksizin zevkle izlediğimiz başta Mickey Mouse olmak üzere Donald Duck, Kayıp Balık Nemo, Aslan Kral, Sindrella gibi yapımlarda imzası olan Walt Disney'in girişimcilik deneyimlerine gelin yakından bakalım.

Walt Disney, 5 Aralık 1901 tarihinde ABD'de 5 çocuklu kalabalık bir ailede dünyaya gözlerini açtı. Ailesi varlıklı bir aile değildi, maddi sıkıntılar çekiyorlardı. Ancak Disney'in çizim yeteneği küçük yaşlardan itibaren vardı. Yaptığı çizimleri 7 yaşında satarak ailesine destek oluyordu. Bu başlangıç ile de aslında ileride çizimlerinin nasıl ticarete dönüşeceği konusunda fikirler üretmeye çalışıyordu. Babası da oğlunun çizmesi için arkasında duruyor, ona çizgi romanlar alıyordu. Annesinden de hep destek görmüştü Disney. 

Dersler konusunda pek başarılı olamayan Disney, okulda da sürekli çizim yapıyordu. Tahtaya çizimler yapıp hikayeleştirerek arkadaşlarına anlatıyordu. Bu sırada Kansas City Sanat Enstitüsünün ücretsiz çizim derslerine katılmaya başladı ve profesyonel olarak da gelişti. Bir yandan okul gazetesine çizim yaparken bir yandan da bir tren garında simit satıyordu. 17 yaşında orduya katılmak istedi ancak olmadı. Daha sonra Fransa'da 1 yıl boyunca ambulans şoförlüğü yaptı.

Önüme çıkan tüm engeller bana güç verdi. Yaşarken bunu anlamıyorsunuz elbet. Ama başınıza gelen her kötü şeyin güzel bir şeye dönüşme ihtimali hep var.

Walt Disney

Kansas'a geri döndüğünde kardeşi Roy, ona bir sanat atölyesinde iş ayarladı. Burada tanıştığı çizgi film sanatçısı Iwerks, Disney'in çizimlerinden ve özellikle her olaya pozitif yaklaşıp bunu çizimlerine aktarmasından çok etkilendiği için beraber bir şirket kurmayı taklit etti. Maalesef ki kurulan şirket yeterli sayıda müşteri çekemediği için kısa sürede iflas etti. Disney'in tabii ki pes etmeye niyeti yoktu. Başka bir film şirketinde işe girerek kısa filmler çekmeye başladı. Yeni bir animasyon tekniği üzerinde çalışıyordu. Bu tekniği şirkettekilere anlattığında beklediği ilgiyi bulamadı ve şirketten ayrılmaya karar verdi. Iwerks ile tekrar bir araya gelen Disney, yanlarına birkaç kişiyi daha alarak kısa çizgi filmler çekmek amacıyla bir şirket kurdular. Günden güne daha çok insanın ilgisini çekiyor, daha çok para kazanıyorlardı. Sonunda Disney'in hep hayalini kurduğu Hollywood'a gittiler ve burada Alice Harikalar Diyarında serisini satmak için çeşitli yapımcılar ile görüştüler. Winkler adında bir çizgi film dağıtımcısı ile anlaşan ekip ticari alanda büyük başarılara imza attı. Artık tüm dünyaca tanınan Walt Disney'di.

Yarattığı karakterler arasında şüphesiz en çok ilgi gören Mickey, aslında Disney'in kilise için çizimler yaptığı dönemde rahipten kalmak için istediği odada bulunan bir fareydi. Fareden çok korkmasına rağmen bunu bir olumsuzluk olarak görmeyen Disney, fareyi çizmeye karar vererek hayatının dönüm noktası olacak bir işe koyuldu.

Disney'in en büyük hayallerinden bir başkası ise park kurmaktı. Ancak sıradan bir park değil, büyük küçük herkesin eğlenebileceği, çocuklarının aileleri ile güzel vakit geçirebileceği bir yer yapmak istiyordu. 1955'te Los Angeles'ta bu hayalini gerçekleştirdi. Adı Disneyland olan bu temapark oldukça büyük ilgi uyandırdı. Disney'in tasarladığı bütün karakterler artık gerçek dünyada izleyicisiyle buluşabiliyordu. Yarattığı karakterler ölümsüz olmuştu. Bu atılım ile daha da büyüyen şirketin dünya çapında ünü arttı. Maalesef ki uzun süre bu hayatı devam ettiremeyen Disney, 1966 yılında gırtlak kanserinden hayatını kaybetti.

Şirket şu anda yıllık 30 milyar dolarlık gelirle animasyon kulvarında liderliğini koruyor.

Hayalleriniz ancak onları takip etmeye cesaretiniz olduğunda gerçekleşir.

Walt Disney