3 Tüyo İle Bütsüz Finaller

Yıllardır üniversite öğrencilerinin korkulu rüyası olan final döneminin zamane tabiriyle ''bug'ını bulmak'' sahiden mümkün mü? Uzaktan eğitimin ardından yüz yüze başlayan yeni çile serüvenini 3 tüyo ile nasıl daha kolay hale getirebiliriz, sizler için derlendi.

Uzaktan eğitimin sınav dönemlerini minnoş hale getiren güzelliği ve sınav anlarını en kendinden emin halimizle geçirdiğimiz bir buçuk yıllık bir serüvenin ardından yüz yüze eğitime geçilmesi ve bir anda intikamın soğuk yenen bir "büt" olduğunu hatırlayan güzide hocalarımız eşliğinde gelmekte olan bir final dönemi…

Her üniversite öğrencisinin ‘’yaklaşıyor yaklaşmakta olan’’ düşüncesiyle içten içe gün saydığı final dönemine adım atarken, bütsüz bir tatil evresine geçmek inanıyorum ki hepimizin hakkı. ‘’Mümkün değil, bütsüz dönem mi geçer, geleneği bozmayalım hocam!’’ dediğinizi kilometrelerce öteden duyar gibi olsam da kendi düzenini kurmak ve yoğun geçen bir dönemin temposunu yönetebilmek hakkında söylemeye değer birkaç sözüm olduğunu düşünmekteyim.

Cümleten bu kadar giriş kafi dediysek eğer, başlayalım. Huzurlarınızda:

BÜTSÜZ FİNALLER İÇİN 3 TÜYO!

1. Moral Bozanların Sesini Kısın!

Hayatınızın her döneminde, her şeyi günü gününe yapan, her zaman tetikte olan, ‘’Ama hocam ödev vardııı!’’ diyerek tüm sınıfı dumura uğratan bir grup öğrenci mutlaka olmuştur. Maalesef ki bu öğrenciler, kaideyi bozmayan istisnalar haricinde, stres topu halinde dolaşarak çevrelerini de yoğun stres bombardımanına maruz bırakmaktan hiçbir zaman geri durmazlar.

‘’Son gün çalışmayla sınav mı geçilir?’’

‘’O ödeve başlayalı bir ay oldu ve son hafta asla bitmez.’’

‘’Bu hocanın sınavları çok zor, kimseyi geçirmiyormuş.’’

İşte tam final dönemine çeyrek kala, bu seslerin çoğaldığını hissettiğinizde ve içten içe bir ‘’hakikaten ben bittim herhalde’’ kıvamına geldiğinizde olduğunuz yerde kalın ve tekrarlayın,

‘’Yalnızca bitmemi bekliyorlar, oysa bitmek için önce başlamam gerekir.’’

Özellikle çan uygulanan okullarda sinsice kol gezen rekabet ortamı, yüksek aldığımızda sevinirken üzülen güya yakın arkadaşlarımız… Arabeske bağlamadan önce son sözüm:

Neye hazırlanırsanız hazırlanın, bir hedefe varmak niyetindeyseniz kendinizi dinlemek ve süreci yönetebilmek için diğerlerinin sesini kısmanız gerekir.

Bu yüzden;

Adım 1: Yapamayacağınızı hissettiren kim varsa sağır kesilin.

2. Stratejik Çalışmak

Çalışmak için bulunduğunuz ilk girişimde, bir bakayım neler işlemişiz diyerek açtığınız o kitapta, yüzlerce sayfanın ne ara anlatıldığına akıl sır erdiremeyebilirsiniz. Tam o sırada üç yüz küsür sayfalık slaytlar altı çizilmek üzere sizi bekliyordur. Dağın önünde diz çökerek gözünüz hafif bütlere doğru kayarken ikinci kez durun ve önce bir ayağa kalkın. Zaten yetişmez mantığı ile çalışmayı ertelemek inanın en klişe seçenek.

Strateji belirlemek işte tam bu noktada çok önemli. Her hocanın kendine göre bir dili, bir soru hazırlama tarzı, her yıl mutlaka sormaktan geri durmadığı konuları vardır. Eğer vaktinizin gerçekten az kaldığını düşünüyorsanız bankolara odaklanmanız sizin için yararlı olacaktır. Üst dönemlerle aranız hafiften de iyiyse önceki yıllarda sorulmuş sorular hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. İnanın, hiçbir zaman üç yüz sayfalık slaytın tamamı önemli olmamıştır ve en detayını öğrenmeye çalışmak size hem vakit kaybettirip hem de motivasyonunuzu düşürmekten başka işe yaramayacaktır.

Hali hazırda işi plana döktüğünüzde sırada çalışmanız gereken konuları listelemek var. Biraz oradan biraz buradan çalışmak iş görmez. Listelediğiniz konuları küçük adımlara bölerek adım adım not çıkarmayı, çalışmayı, öğrenmeyi deneyin. Öğrenme noktasında birilerine konuyu anlatmak yahut dinlemek oldukça pratik olabilir. Çalışma stilinize göre bu aşamada nasıl ilerleyeceğiniz artık size kalmış. Bu şekilde çalışarak her bir adımda yol aldığınızı hissetmek dopamin salgılamanıza neden olacak ve devam etmek için kendinizi hiç olmadığınız kadar hevesli bir halde bulacaksınız. İnsan doğasının büyüsü işte, biliyorum muazzam bir şey!

Bu yüzden;

Adım 2: Stratejik çalışın, parçalayın ve yok edin.

3. Kendi Zaman Çarkınızı Oluşturmak ve Tam Odaklanma

Gece çalışma, gündüz çalış muhabbetine hiç girmeden önce her insanın kendine has bir öğrenme süreci olduğuna inananlardan olduğumu söylemek isterim. İnanın, en verimli olduğunuz zamanı sizden başka kimse bilemez. Motivasyon konuşmacıları? Cık, onlar da bilemez. En az on iki yıllık öğrencilik hayatınızda, öğrenici yönünüzü tanıdığınız kadarıyla çalışabileceğiniz o zaman döngüsünü keşfedin ve şu dönemde derslere rezerve edin. Yukarıda planladığınız adımları ilerleyebilmek için gereken zaman ne kadarsa o kadarı lazım bize! Fazlasında gözümüz yok.

Ve tabi ki tam odaklanma... Öğrenmenin püf noktası. Vicdan rahatlatmak için gidilen kütüphane günlerinde sabaha karşı Pelin ve Tuğberk ile çorba içmek biliyorum çok keyifli fakat o sonraki iş. Önemli olan on saati kütüphanede geçirip hiçbir şey öğrenmemek değil, iki saati masa başında geçirip tam odakla birçok şey öğrenmek.

Bu yüzden;

Adım 3: Kendi zaman çarkınızda tam odakla çalışın!

Ve ve ve son olarak,

Yaklaşık on yedi yıllık öğrencilik serüvenimden aldığım yetkiye dayanarak yazdığım metni şu sözlerle noktalamak istiyorum:

İnanın,

Yıllardır size biçilmiş öğrenci rolünü oynarken, uzun süredir yapamayacağınıza inandırıldığınız o şeyin üstesinden tek başınıza geldiğinizi gördüğünüzde, aldığınız o lezzeti hiçbir yerde bulamayacaksınız. İşte sırf bu yüzden, tek bir an olsa bile,

denemeye değer.

Herkese çokça başarılı finaller!