Yaşlanmayı Geciktiren Molekül: 2-deoksi-D-glikoz (2DG)

Bilim ve Teknoloji - 21 Haziran, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.

21 Haziran, 2021

Yaşlanmayı Geciktiren Molekül: 2-deoksi-D-glikoz (2DG)

Çevrenizde bir an önce yaşlanmak isteyen kaç kişiye rastladınız? Ruhumuz ebedi genç kalabilir lakin bedenimiz için aynı durum söz konusu olmayabilir. Bu işi gerçekleştirebilecek çok iyi bir hileci var : 2DG. Namı diğer yalancı şeker. Gelin bu yalancı şekere hep beraber yakından bakalım.

Çevrenizde bir an önce yaşlanmak isteyen kaç kişiye rastladınız? Uzun yaşam sizce de gerçekten bir ütopya mı? Yoksa bunu geciktirmek bizim elimizde mi? Yaşlanma karşıtı kremlerin yerini insan iradesinin tutabilmesi mümkün mü?

Yaşlanma, hücre ve moleküllerimizin zarar görmesi sonucu doğal canlılık işlevlerinin yavaşlamasıdır. Yapılan araştırmalar yaşlanmanın yavaşlatılabilmesi için farmakolojik ajanların ortaya çıkacağını öne sürüyor. Uzmanların düşük kalori içerikli beslenme planlarının sağlığı olumlu yönde etkileyip, yaşlanmamızı geciktireceği konusundaki fikirleri oldukça iddialı. Peki gerçekten ‘’kalori kısıtlaması’’ ile yaşlanmaya karşı bir adım önde miyiz?

Uygulama aslında oldulça pratik. Örneğin normal bir insan günlük 2500 kaloriye ihtiyaç duyar. Ancak bu sayı gerekli besinler alınarak 1750 kaloriye düşürülebilir. Böylelikle kalori alımımız %30 azalmış olur. Bu avantaj 30’u sayesinde oluşan yararlar düşünülürse uygulamada ‘’açlıkla terbiye olma’’ şeklinde görünmüyor. Çünkü oluşturulan düşük kalori kişide sadece kilo kaybı ve ince bel ile sınırlı değil. Yaşlanma ile meydana gelen şeker, kanser, damarlarda tıkanıklık, kalp vb. hastalıklara yakalanma olasılığımızı da azaltıyor. Vücudumuzdaki insülin, glikoz, trigliserid vs. pek çok değeri düşürüyor. Yapılan çalışmalarda bazı hayvanların üreme ve kas-iskelet sisteminin gelişimini uzattığı ve vücut ısısını düşürdüğü görülmüş. Bunun üzerine metobolizma konusunda birkaç bilgi ile birlikte kalori kısıtlaması yoluna gitmek söz konusu olmuştur. Bu şekilde hücrelere daha az glikoz alımı sağlanacak. Amacımız da bu zaten. Daha az yakıt ve glikoz. İyi güzel ama hücreler bu durumdan memnun olacak mı? İşte asıl soru... Üzerinde durduğumuz odağı biraz biyoloji bilgimizle gün yüzüne kavuşturalım.

Aldığımız besinlerdeki karbonhidratların sindirimiyle oluşan glikozun hücrelere girmesine yardımcı kapımız yani insülinimiz var. Glikoz hücrelerimize girince enerji üretim merkezi olan mitokondride yakıt haline yani ATP’ye dönüştürülür.

Mark Lane, Donald Ingram ve George Roth metobolizmamız üzerinde çalışırken bir moleküle rastlamışlar: 2-deoksi-D-glikoz (2DG). Geçmişte kanser çalışmalarında kullanılan bu molekül bilim insanlarının ilgisini çekmiş. Bu 3 bilim insanı da kalori kısıtlamasının yerine 2DG’nin kullanımını öne sürmüş. Çünkü insülin düzeyini ve vücut sıcaklığını düşürüyor, bazı hormonların salınımının azalmasını yavaşlatıyor. 2DG glikoza benzetildiği için de bizim ona ‘’yalancı şeker’’ lakabını vermemiz yanlış olmaz. 2DG’nin asıl görevi vücudumuzda meydana gelen tepkimelerde glikozun işlenmesinde görevli enzimlerin etkilerini önlemek. Böylelikle vücudumuzdaki glikozlar daha az işlenecek yani bu da bir nevi kalori kısıtlaması. Bununla beraber glikozun işlenmesi de kısıtlandığı için açığa çıkan ATP azalacak fakat fonksiyonel faaliyetler için yeterlidir bu miktar. ATP’nin azlığını sorun olarak algılayabiliriz tabii başa bela serbest radikallerden habersizsek!

                   Yaşlanmayı Geciktiren Molekül: 2-deoksi-D-glikoz (2DG)

Bilim insanları geçmişten günümüze serbest radikallerle yaşlanma arasında bir bağlantı olduğunu öne sürdüler. O halde bizlerin de onlara ''Yaşlanma tetikleyici ajan gözüyle bakmamız ne kadar yanlış olabilir ki?'' düşüncesi akıllara geliyor. Bu serbest radikaller nasıl mı ortaya çıkıyor, şöyle; hücrede glikoz işleniyor ve ATP’nin üretimi sonucu tepkimeler sırasında açığa çıkıyor. Çeşitli moleküllere bağlanıp hücrelerimizdeki yapılara kalıcı hasar bırakıyor. Taklitçi dediğimiz 2DG, ATP’nin üretiminde azalmayla birlikte serbest radikallerin oluşumunu da azaltıyor. Bu görevi sayesinde de 2DG yaşlanma yavaşlatan farmokolojik ajan olarak gözler önüne seriliyor. Şu ana kadar 2DG kendisini bize sempatik ve olumlu gösterdi peki olumsuz yanları da yok mu? Tabii ki var. 2DG’nin dozajı da bu yüzden önemli. Çalışmalara göre düşük düzey dozajlarda olması güvenli, yüksek dozajlardaki seyri ise toksik etkili.

Hepimizin içine dert olan bir gün yaşlanacağız düşüncesi evet engellenemez fakat geciktirmek bizim elimizde. Vücudumuzu dinç tutarak ona iyi bakıp zinde kalarak bu durumu iyileştirmemiz mümkün. Yaş ilerlerken görünümümüz kadar ruhumuzun da pozitif enerjisi bizleri ebedi genç kılacaktır.

 

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.