Yaşanılabilir Bir Gelecek - TeknoCase

Gelişen dünyayla birlikte artan enerji ihtiyacımız sonucunda kullandığımız enerji kaynaklarıyla doğaya çok ciddi zararlar veriyoruz. Peki ne yapmalıyız?

  Günümüzde ülkelerin en önemli sorunlarından biri enerjidir. Hayatın neredeyse her alanında enerji vazgeçilmez bir unsurdur. Bu enerji ihtiyacımızın çok büyük bir kısmı fosil yakıtlardan sağlanmaktadır ve  fosil yakıtları petrol, kömür ve doğal gaz gibi ürünler oluşturmaktadır. Yenilenemeyen bu kaynaklar dünyamıza ağır hasarlar vermektedir.

  Fosil yakıtların en büyük zararı hava kirliliğidir. Küresel ısınmaya yol açarlar ve iklim değişikliklerine sebep olurlar. Bu değişiklikler doğa olaylarını felakete dönüştürür. Atmosferdeki karbondioksit oranı artar ve asit yağmurları meydana gelir. Bu yakıtlar sadece doğaya değil, aynı zamanda insan sağlığına da zarar verirler. Eğer enerji sorununa çözüm bulunmazsa ve böyle devam edilirse ekosistem bozulacak, birçok canlı türü yok olacaktır.

  Dünyamızı kurtarmak için fosil yakıtlar yerine yenilenebilir, yeşil ve doğa dostu enerji kaynaklarını tercih etmeliyiz. Bunlar; güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidroelektrik, dalga- gelgit (okyanus) enerjisi, biyoenerji ve jeotermal enerji olarak sıralanabilir. Şimdi bu kaynakları inceleyelim.

  Güneş Enerjisi: Güneş içerisindeki hidrojenlerin helyuma dönüşmesiyle gerçekleşen fizyon reaksiyonları enerjisidir. Temiz, doğaya zararı olmayan ve en önemlisi sınırsız bir enerji kaynağıdır. Bu kaynak ısı, ışık ve elektrik şeklinde kullanılmaktadır. Çok güneş alan ülkeler arasında olan Türkiye için bu enerji önemli bir alternatiftir. Kurulumundaki paneller için geniş alanlar gerekmesi ve gece üretim yapamaması gibi dezavantajları bulunsa da hala kuvvetli bir kaynak.

  Rüzgar Enerjisi: Dünya üzerindeki farklı basınçlar hava hareketlerini etkiler ve rüzgarlar oluşur. Rüzgar türbinleri, yel değirmenleri ve yelkenler sayesinde rüzgar enerjisinden yararlanılır. Bu enerjinin çevreye zararı çok azdır ancak türbinler bulundukları bölgede ses kirliliği yaratırlar ve kuş ölümlerine sebebiyet verebilirler. Dikkatli davranılırsa ve yerleşim yerlerinden uzakta yapılandırılırsa sorunların çoğu çözülebilir.

  Hidroelektrik: Suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesi sonucu elde edilir. Çevreye etkisinin çok az olması , ulusal ve güvenilir biz kaynak olması nedeniyle hidroelektrik dünyadaki en büyük yenilenebilir enerji kaynağıdır ve dünya elektrik ihtiyacının beşte birini karşılar.

  Jeotermal Enerji: Yeraltında ısınan suların yeryüzüne çıkmasıyla oluşan  enerji, çok eski zamanlardan beri insanlığın kullandığı bir enerjidir.  Bu kaynaktan konut ve seraları ısıtmada, kaplıcalarda ve elektrik üretiminde faydalanılır.

  Biyoenerji: Biyokütle, karbon içeren bitkisel ve hayvansal atıklardan oluşan organik maddedir ve fotosentez ürünüdür. Yakılarak içerisindeki enerji kullanılabilir. Enerji üretme prensipleri termik santrallerle benzerdir. Dikkatli kullanıldığı ve gerekli önlemler alındığı takdirde sürdürülebilirdir.

  Dalga- Gelgit Enerjisi: Denizlerdeki dalga ve gelgitlerin basınçlarından enerji üretilmesidir. Rüzgarlı bölgelerde daha verimlidir. Çevre kirliliğine yol açmaz. Dezavantaj olarak  her dalga boyuna farklı bir ürün yapılmasını gerektirir ve deniz ekosistemini etkiler.

  Tüm bu yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetleri geçmişe göre azalış göstermekte ve daha da düşeceği düşünülüyor. Bu olumlu gelişmelerin yanı sıra enerji alanında daha çok çalışılması, şirketlerin bu alana yönelmesi ve devletlerin daha yeşil politikalar izlemesi gerekmektedir. Farkındalık yaratmak için çabalamalıyız.

  Sonraki nesillere yaşanılabilir bir gelecek bırakmak istiyorsak çok geç olmadan yola koyulmalıyız.

Tek bir dünyamız var, ona iyi bakmalıyız.